İyi okumalar!
Romantic Homicide
💌
Sadem'in kokusu uykumu getiriyordu. Ancak yan masada oturan birisi vardı; Yunus. Uyumamalıydım, hatta Sadem' e bu kadar çok yaklaşmamalıydım. Çünkü Yunus yanlış anlaya bilirdi.
Sadem'den ayrıldım ve sandalyeme tam bir şekilde oturdum.
"Biliyor musun? Ben küçükken annemler bana salatalık vermişler. Bende daha iki yaşındayım galiba üç-dört dişim var. O üç-dört dişide salatalık yerken kırmışım. Hastanede bir saatlik yol uzaklığında. Otobüse binmişler. İnsanlar bana bakıyormuş bende hiç birini aldırmadan çığlık çığlığa ağlıyormuşum."
Sadem'in anlattığı anıyla benimde aklıma bir anı gelmişti.
"Bende küçükken amcam bana 25 kuruş vermiş, oynayayım diye? Bende aç bir çocuktum. Atmışım ağzıma, 25 kuruşta dik bir şekilde boğazımda durmuş. Sonra doktor amcamlara göstermiş. Amcamda 'ben alayım onu saklarım' deyip doktordan almış. O zaman da meyvuzlar 5 kuruş falan. Gitmiş kuzenlerime vermiş harcasınlar diye. Sonra hastanenin koridorunda oturup benim paramla meyvuz yemişler."
Sadem güldü. O da sanki aklına bir şey gelmiş gibi heyecanla anlatmaya başladı.
"Bende asla konuşamayan bir bebekmişim. Yaşıtlarım anne baba dermiş. Bende daha ağzımı açamazmışım. Annemde yemek yaparken ablama sürekli bana bakmasını söylermiş, ablamda bakarmış. Ablam tabii o zamanlar anaokuluna başlamış. Orada şarkı öğretirlermiş, ablamda gelir bana söylermiş. Bende ablamdan duya duya ilk kelimem 'kırmızı balık' olmuş."
Komikti. Anne baba demek yerine kırmızı balık demek biraz garipti. Ama kabul etmem gerekirdi ki Sadem'de garip birisiydi.
Arkamda birini hissettim ve arkama döndüm. Sadem'in bakışları da arkamda ki kişiye dönmüştü.
Ablam, elini omzuma koydu ve "Hadi ve gidelim. Annem aradı. " Dedi. Sandalyemden kalktım. Sadem' de benimle birlikte ayağa kalktı. Sadem'e el salladım ve "Görüşürüz." Dedim. Ablamla beraber kafeden çıktık. Evimize yakın olduğu için hemen varmıştık.
Eve vardığımız da ablam beni kolumdan tuttu ve tuvalete soktu. Ne olduğunu anlamadan ablamda benimle beraber içeriye girdi ve kapıyı kapattı.
"Bana bak, sen hani şu Yunus'u seviyordun. Ne oldu ona?" Diye sordu.
"Birşey olduğu yok. Hâlâ seviyorum." Dedim. Ablam bana baktı ve kolunu kapıya yasladı."O zaman şu kafedeki çocukla ne iş?" Diye sordu ve göz kırpıp kafasını salladı.
"Sadem, benim arkadaşım abla." Dedim ablama. Çok abartıyordu. Sadece bir arkadaşımdı Sadem."Ablacığım, benden sana bir tavsiye, birini seviyorsan adam gibi sev. Erkek arkadaştan arkadaş olmaz. O iş arkadaşk' a dönüşür." Dedi ve kapıyı açıp çıktı. Beni tuvalette yalnız bırakmıştı.
Düşüncelerimle.