17-18 yaşlarımda eğitim hayatımda yaptığım seçimler sonucu. Mardin'in Alimoğlu soyundan ve konağından kovulmuştum. Meraklısı da değildim töre ve davaların Ankarada ki eşini trafik kazasında kaybeden teyzemin yanında kalmıştım eniştem ve kendisi bu töre namına yapılan davalardan usanmış canına tak etmiş konaktan ayrılıp Ankara'ya yerleşmişler. Lise son eğitimimi ve üniversite hayatımı orada tamamlamış. Arkadaşımın galerisinde yaptığım portreleri satıyor sergiliyordu. Alimoğlu soyadını değiştirip kimsesizler gibi yaşadığım güzel yaşantımda gecenin saatinde gelen arama sonucu Mardin'e dönüyordum. Siktiğimin töresi peşimi bırakmıyordu.
Arabamı Aslanbey konağının büyük kapısına park edip büyük kapıyı şiddetle ittirdim avluda gözlerimi gezdirip kapının yanında duran Alimoğlu korumalarının yanına geçip elimi birinin beline atıp silahını aldım.
"Asaf ağam durun"
Kısa koridoru geçerken sinirle cırladım. "Ne ağası be" Peşimden gelip beni engellemeye çalışıyor ağzından ikide bir ağam lafı çıkıyordu. İhtişamlı salona gelince serserice sırıttım. Silahı belime takıp beni darlayan adama dönüp sinirle bağırdım. "Ağam ağam ağan kadar başına taş düşsün."
"Ama asaf ağam."
Gözlerimle kapıyı gösterip tekrar önüme döndüm yamalak bir gülüşle. Ortamda ki kalabalığın bana attığı şaşırtıcı bakışlar arasında sadece bir bakış tanıdık geldi fotoğraflardan. Numan ağa Aslanbeylerin büyüğü dedesi. Babaannemin sevdalısı. Diğerlerine baktığımda yerde abim ve beren abla şakaklarına silah dayamış Murat ve Akif bir arkada sanki öldürülecek kendi kanından kardeşi değilmiş gibi çay içen baran ağa babası gelinler Şadiye hanım. Karşı tarafta anam ve babam gözyaşları yeni durmuş ana. Keşke benim içinde dökse idi o yaşları.
"Söyle bakalım Mustafa ağa derdin nedir? Yada bavomu demeliydim."
Anam durmadı durur mu hiç? Biricik oğlu tahtalı köyü boylamak üzereydi.
"Terbiyeni takın Asaf. Abini vuracaklar onu adabına göre halletmeye çalışıyoruz burada."
Sağ dudağım kıvrıldı. Berdel yapacaklardı Aslanbeylerin en büyük oğluyla. Sinirle soludum.
"Beni gereksiz töreler için mi çağırdınız? Onca yolu bu halt için mi çektim ben!"
"Töreleri bilmez misin sen oğul?" Dedi Numan ağa.
"Bilmez miyim Numan ağa? Kan diye işlemiş vücudunuza az ceza alır diye binlerce genci kan davası ile aklını bozar eğitim hayatını alırsınız. Gencecik kızlarınızı erken yaşta evlendirip şiddet görünce onu mal edersiniz. Hah birde neydi sevmek dimi gönül vermek nede büyük bir suçtur sizin için ölümdür dimi." Dedim elimle ortalığı göstererek. Tutmadım çenemi.
"Vaktiyle sizde de olmuştu bilmem babaannem anlatırdı ama anlatmadığı yer varmış gördük ne olduğunuzu." Dediğimde ortamdan bir ses yükseldi Baran'ın sesidir bu.
"Terbiyeni takın!"
Es geçtim onu babam konuştu.
"Berdel yapacağız abinin canına sen."
Seçme yoktu hak tanımak yoktu bu memlekette. Öfkemi kontrol edemiyordum. Belimden silahı çıkardım. Abime döndüm başında ki zebanilere çevirdim silahı.
"İNDİRİN LAN SİLAHLARI" daha da sert dayadılar şakaklarına.
"ŞAKAM YOKTUR AĞALAR İNDİRİN SİLAHLARI" indirdiler. Derin bir nefes aldım.
"Hatırlar mısın Alimoğlu ne zaman attın beni konaktan kaç yaşında idim." Suratıma baktı sadece. "Size soruyorum. SÖYLESENE LAN MUSTAFA AĞA"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berdel'mi BxB
Teen FictionAsaf yeşim küçüklüğünde kovulduğu konaktan abisinin ölüme gitmemesi için geri dönmüştü.