6

1.7K 103 2
                                    

Gözlerimi aralayıp yeni bir güne gülerek başlamak istesemde. Başımda ki keskin ağrı ile dumura uğradım. Nerede olduğumu anlamaya çalışırken ensemde hissettiğim sıcak nefes ile doğrulmaya çalıştım. Dün baranla uyumuşum. Dün olanlar gözüm önüme gelince yüzümü buruşturdum saate baktığımda kahvaltının birazdan hazır olacağını fark ettim. Barana döndüm.

Gece gibi siyah saçları vardı benimkine tezat. Kalın ama düzenli kaşları kavisli burnu keskin yüz hatları iki kalın et parçası. Elim kendi dudaklarıma gidince güldüm üst dudağım hafif ince alt dudağım ise orantılı kalınlık vardı. Kız arkadaşlarım beğenirdi. Gülüşümün güzel olduğunu söylerlerdi. Bu lafları başka şehirde farklı hayatları olan insanlardan değilde kendi öz anamdan duymak isterdim. Hayat her zaman istediğimi vermiyordu.

Baranın kollarından çıkamayacağımı anlayınca onu dürtüledim.

"Baran kalk"

Kaşlarını çattı bir insan uyurken bilene sinir dolu olabilir miydi? Baran olurdu.

Başım çatlayacak gibi ağrıyordu elimi yerleştirip ovaladım. Baran tek gözünü açıp beni izlemeye koyulmuştu.

"Günaydın'

"Hı" diyerek ona döndüm. Kuru bir günaydın diyip kolları arasından çıktım. Aynanın karşında yüzümü incelemeye koyuldum. Pansuman dikkat ederek yüzümü  yıkadım. O sıra da içeri baran girdi. Anlamaz gözlerle ona bakarken aynadan. Arkama geçip göğsünü sırtıma yaslayıp kollarını belime sardı. Şaşkınlığımı gizleyemezken yüzünü boyun girintime soktu.

Hayırdır oğlum bu ne yakınlık.

"Özür dilerim elim sana hiç kalkmamalıyd."

"Baran" diyerek ona döneceğim de derin bir nefes aldı boynumdan.

"Biliyorum bir özürle affedilecek birşey değil. Neler sunarsam sunayım kabul görülmez. Pişmanım fevri hareketlerim çok."

Ona döndüm kızarık gözlerle bana bakıyordu. Ellerimi yanaklarına koyup yüzüme bakmasını sağladım.

"Evet affedilecek bir şey değil. Ama her neyse açıp açıp öne sürmek bizim zararımız olacaktır."

Sağ yanağını sağ elime sürttü. Belli uzunlukta bıraktığı sakalları avuç içlerimi gıdıklıyordu. Durumun içinde kalbimin teklediğini hissettiğim de göz temasını kesip hızla ellerimi çektim odaya geçip üstümü değiştirmeye başladım. Baran da çıkıp üzerini giyinmeye başlayınca koltuğa oturup telefonumla ilgilenmeye başladım.

"Abicim bugün biz geliyoruz. Haberin olsun."

Bugün mü? Benim işlerim vardı. Tüm günümü galeride geçirmeyi düşünüyordum. Oflayıp barana baktım.

"Bizimkiler gelecekmiş bugün."

Kafasını salladı beraber odadan çıkıp. Geniş merdiveni yan yana inmeye başladık. Ev ahalisi hareketli idi. Ne de olsa biricik kızları gelecek idi. Abileri bu konuda pekte hoşnut olmasalar da. Barana mutfaktan ağrı kesici alıp geleceğim diyerek mutfağa geçtim.

O günkü hizmetçi kızı gördüm. Bana bakıp gözlerini kaçırdı etrafa bakıp bana yaklaşınca kaşlarım istemsizce çatıldı.

"Asaf ağam kusura bakmayın o gün hanımağamdan suçsuz yere azar yemiştim. Onu da size yansıttım. Gözünüzde nasıl bir imaj yarattım az çok tahmin ediyorum."

Nefes alıp gözlerini etrafta çevirdi o gelinlerden birinin gelmesinden korkuyordu.

"Dün hanımağamın sizin ailenizle konuşmalarına kulak misafiri oldum. Gelinlerden birine haber vermesini istedi size. Haddim değil biliyorum ama şey... Bilerek size haber vermediler. Bu yüzden hem özür olarak hemde affedin diye bu gün için dünden tatlı yaptım. Beren hanımın aracılığıyla annenizin şekerpare tatlısı sevdiğini öğrendim. Kusuruma bakmayın hata ettim."

Minik bir tebessüm ettim soluksuz olayı anlatan genç kıza.

"Teşekkür ederim. Asıl sen kusuruma bakma itici gözlerle sana baktığım için."  Kafa selamı verip gitti.

Ulan Asaf gerizekalı Asaf kızın günahını aldın. İlacı alıp masaya döndüm. Bura da olduğum sürece şu iki gelin bana sorun çıkartacak idi. Adımlarımı düzgün atmalıydım. Bunlar berdeli bozdururlardı. O zaman kötü olurdu.

Baranın yanına geçip günaydın dedim. Berfin ablaya da el işareti ile günaydın dedikten sonra tabağıma bir şeyler doldururken üç çift göz tarafından kavis alınmıştım. Baran elini elime koyunca ona döndüm delici bakışları ile anasına bakıyordu.

Kahvaltı faslı derken baran ve diğerleri kalktılar. Üç gelin ve hanımağamız güler yüzle kocalarının peşinden giderken göz devirdim. Bu ne amk!

Baranın peşinden büyük adımlar atarak yanına geçtim ceketini giydirip kravatını düzelttim. Günlük rutin kendileri de yapar yani bunu.  Gözlerim bileğine takılınca.

"Saatini takmayı unutmuşsun ba- HAYATIM."

"Ben alır-"

"Sen yorulma ben bir koşu getirim."

Odaya koşup saat koleksiyonu olan çekmeceyi açtım. Bu kadar saati varken her zaman siyah olanı kullanıyordu. Siyah takımına yakışacağını düşündüğüm gümüş saatini yerinden çıkarttım programlı olduğunu görünce merdivenleri ikişer ikişer indim.

"Dur yavaş yavaş sakatlanacaksın HAYATIM."

Gülecek gibi oldum. Oyunumu yürütüyordu. Gelinler ve anası şaşkınlık ile izlerken. Numan ağa baranın babası ve diğer olanlar ise gülüyordu. Baranın böyle olacağını düşünmemişlerdi.  Kapıdan çıkıp gitmişlerdi yeni evlileri bir başlarına bırakmak için. Diğerleri heh onlar iki gelin ve kaynana sanırım kuduruyor idi.

Baran kaşlarını çattı.

"Bu benim kullandığım değil."

"Biliyorum kocacım."

Kocacım...

"Sürekli onu takıyorsun. Kötü olduğundan değil ama ful siyah giyindin. Buna gümüş yakışır diye düşündüm. Eğer istemezsen-"

"Sen beğendiysen sorun yok."

Baran asafın anlına dudaklarını bastırıp konaktan çıktı.

Asafın anlı cayır cayır yanıyordu.

Baranın da dudakları.

Aklın da dönen

Kocacım lafı

Kocacım...

Çok uzak geliyordu o kelime.


Kusura bakmayın arkadaşlar çok beklettim bu bölümü. Gözüme bir şey oldu o yüzden yazamadım.

Ve bu arada baya bir okunma olmuş çok sevindim. Teşekkürler ✨🥰

Yasef .


Berdel'mi BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin