16.BÖLÜM(ÇOCUKLARI SEVER MİSİN?)
Hayatımın en güzel uykusundan uyanmıştım az önce,Ji hoo yanımda yoktu.''Kaçmış olabilir miydi?Saçmalama Aysu niye kaçsın..''diye kendi kendine konuşuyordu .
(1 HAFTA SONRA- JHOO'NUN AĞZInDAN)
Prensesim bu aralar fazla mı üzgündü ne?(dikkat kızlar birinci tekil şahıs eki var 'M')daha doğrusu düşünceli.Neyi düşünüyordu bu kadar beni mi? Saçmalama Ji! Bir kaç defa konuşmayı konuşmayı denemiş ama prenses geçiştirmişti.''Bunu en iyi büyükanne bilir'' diyerek büyükannenin odasına yürümeye başlamıştı Ji hoo.Niye bu kadar merak ediyordu? ediyor işte niye bu kadar sorguluyorsa..
''O Ji hoo bey siz buralara uğrar mıydınız?''
''Yapma büyükanne''diyen bu sevimli adam ,sevimli kadının yanağına bir öpücük kondurmuştu.
''Söyle bakalım ne öğrenmeye geldin''Nerden anlamıştı bir şey için geldiği mi?Şaşırarak
''Nerden anladın?''diyebilmişti Ji hoo.
''Bir şey soracak olduğun zaman hep böyle güler yüzlü , sinsice yaklaşırsın özellikle 'özel' bir şey soracağın zaman, şimdi söyle bakalım.''
Gerçekten böyle mi yapıyordu?hiç farkında değildi.
''Şey..aslında büyükanne konu Aysu, çok dalgın, neşesini kaybetmiş gibi üzgünde değil ama çok düşünceli bana da bir şey demiyor, belki sen biliyorsundur ?''
Büyükanne yaptığı işlerin sonucunu alıyordu hem de fazlasıyla.Ji hoo gibi düşüncesiz çocuğa şimdi ne olmuştu?basit AŞIK!
Elbette biliyordu büyükanne , prensesin ne derdi olduğunu,hamileydi.Bu saray ondan sorulurdu,testi hizmetçilerden isterse büyükannenin kulağına gitmez mi zannediyordu?Geçi buna da gerek yoktu,bulantı kusmalar..büyüyen göbeğini fark edecek kadar tecrübeliydi ama bunu torununa demeyecekti,yeterince ilişkilerine karışmıştı.İstediği olduğuna göre bundan sonrasını demek Aysu'ya düşerdi.Aysu'nun bebeğiydi en doğru zamanda-kendini hazır hissettiği zamanda-diyeceğine emindi güzel gelininin.
''Aysu'nun sadece kafası karışık,kötü bir şey yok ama en uygun zamanda sana diyecektir Ji hoo,üstüne gitme.''
''Neyi Büyükanne?''
''Söylediğinde öğrenirsin.''
...
Kral toplantı odasında toplamıştı bütün aileyi.Yine o malum konuşmalar bittikten sonra
''Yarın biz çocuk esirgeme kurumunun açılış törenine gidiyoruz kraliçeyle,Ji hoo dosyaları hazırlamayı unutma.''
Ji hoo kafasıyla onaylarken Aysu atıldı.
''Kralım lütfen yarın biz gidelim,izniniz olursa eğer.''Kral memnun olmuştu bu fikre ,zaten pekte gitmek istemiyordu,yorgundu.Ji hoo ise ise aksine şaşırmış ve memnun olmamış bakışlarla prensesi izliyordu.
...
Ne yapayım yani?bundan iyi zamanlama olamazdı.Ji hoo'nun çocuklara olan bakış açısını en iyi bu şekilde anlardı.Belki de hamile olduğunu derdi!
...
Resmi konuşma sona ermişti,çocukların yanına gitmek için kurumun kapısına yönelmişti prens,tam içeri gerecekken;
''Hey hey ne yapıyorsun sen ?''kolunu tutmuştu prenses.Ondan önce içeri girmişti-ayakkabılarını açarak-
Ne yani sorun bu muydu? ondan önce girmesi!Ah bu kadınlar..
Yok ...öyle görünmüyordu galiba,Aysu elinde terlikle Ji hoo'nun önüne gelmişti.
''Bunları giy''
Alaycı ifadeyle''Ben kendi evimde bile açmıyorum burada mı açacağım.''
''İşte bende bunu demeye çalışıyorum,burası senin evin değil.O mikrop yuvası ayakkabılarınla çocuklara hastalık bulaştırabilirsin,çıkar onları.'
''Ayakkabılarım mı mikrop yuvası?''
Sinirli prensesin bakışlarıyla karşılaştı prens.Başa gidemeyeceğini anlayınca terlikleri giydi.EE nede olsa prensesin en hassas noktasıydı çocuklar,onu kızdırmak pek akıllıca olamazdı.
...
Prenses çocukluğuna inmişti bile, fazlasıyla mutluydu.Prens kenarı da oturup prensesi izlemeyi tercih etmişti.Prenses yanına gelmişti
''Hadi kalk saklambaç oynayacağız,sende katıl.''
''Ben böyle iyim sen oyna arkadaşlarınla.''Prenses oturmakta olan prensine eğilerek, gözlerini kısmış
''Çocukları sever misin ?'' demişti.
İşte prensin ağzından çıkacak kelimeye bağlıydı her şey!
SEVECEK MİYDİ ÇOCUKLARINI?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYA AŞKI(TÜRK KIZI KORE PRENSESİ OLURSA?)
Non-FictionKore hayranlarına gelsin :) Türk Kore karışımı hikayemiz :)