TÜRK KIZI KORE PRENSESİ OLURSA? YAZAR:ELİF ORAL 33.BÖLÜM=FİNAL(ŞOFÖR BEY İNECEK VAR.) SEVGİLİ OKURLARIM İLK HİKAYEMİN SİZLER SAYESİNDE FİNALİNE ULAŞTIK.BANA YAPTIĞINIZ GÜZEL YORUM VE ELEŞTİRİLERİNİZ İÇİN,YAZMAM İÇİN BENİ YÖNLENDİRDİĞİNİZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM HEPİNİZE.YİNE BU SAYFA DA YAYINLAMIŞ OLDUĞUM ''YALANCIKTAN EVLENELİM''HİKAYESİNDE GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE...KENDİNİZE İYİ BAKIN.SAYGILAR. *** (YARIM SAAT SONRA) ''Saygı değer halkım.Ben Kore prensiniz Ji hoo.''Parmağında ki prensliğini temsil eden yüzüğü çıkararak kürsüye bıraktı. ''Bugün itibariyle prensiniz değilim.''Tüm halk şaşkınlıkla prensi izliyordu,gazeteciler kendi aralarında soruları havalarda uçuşturuyordular. ''Düzgün anlatmam gerekirse,ben halkımın en refah ve en iyi seviyede yaşaması için çalıştım ama en önemli şeyi atlayarak.İnsanlığı!Kendini beğenmişçe tavırlar takınarak milleti küçük görerek,benim bu yaptığım yanlışı şimdi halkım yapıyor...Benim yanlışım sizi kirletmesin isterdim ama hepiniz benden daha gaddar çıktınız.Öncelikle başınıza gelen prensin Türk olmasından nefret duydunuz sonra da sevmediniz hala da sevmediniz...Ama ben seviyorum onun temiz yüreği beni etkiledi,kalbimin olduğunu anladım.Bugün burada toplanmamızın asıl nedeni bebeğimizi istiyorum,bir prensiniz olmadığına göre bebeğine de gerek yok.''Ji hoo kürsüden inerken herkes ne demek istediğini anlamaya çalışıyordu.Prenses...bebek...istifa? deydi bunların tümü? Ji hoo kürsüden indiği gibi Aysu'nun yanında aldı soluğu, ''Ne yapmaya çalışıyorsun?'' ''Bebeğimizi almaya.'' ''Niyetin ne senin?''Ji hoo'nun düşündüğünün tam aksine Aysu sevineceğine sitemliydi. ''Bebeğimizi de alıp gidelim buralardan Türkiye'ye senin ailenin yanında yaşarız olmaz mı?''Aysu oturduğu yerden hışımla ayağı kalktı,bağırarak ''Ben sadece bebeğimi istiyorum seni değil!Sen ne yaparsan yap.'' ''O benimde bebeğim.''Ji hoo sinirlenmeye başlamıştı. ''Artık benimle alay etmeyi bırak Ji hoo!Kürsüye çık ve halkından özür dile ve bana da bebeğimi verin gideyim buralardan.'' Asshh!Ne yapmaya çalışıyordu bu kız böyle?Kalbi deli gibi Ji hoo için atarken şimdi niye yanında istemiyordu?Peki ya Ji hoo ona ne demeli?Kürsüden tam bir açıklama yapmadan indi.Uyanıktı Ji hoo,kurnazlıkta hep anasına benzemişti bir kere,halkta oluşan soru işaretlerini yanıtlamak kral ve kraliçeye aitti bakalım onlar ne yapacaktı? ''Bensiz hiç bir yere gidemezsin.''Aysu'nun gözleri bozuk bir çeşme olduğu için hemen ağlamaya meyilliydi zaten,gözlerinden akan yaşlarla , ''Anlamıyorsun değil mi!Biz farklı dünyanın insanlarıyız,sen bu tarzda yetiştirilmişsin tam bir prens gibi Türkiye'ye gidince ne b*k yiyeceksin?hangi işi yapacaksın?Nasıl geçineceksin,burada kal bari uzaktan da olsa sevgimiz sürsün biz her birleştiğimizde hayat bizi ayırdı,Ji hoo hayat bizi ayırmadan biz ayrılalım artık.''Ji hoo Aysu'nun kollarından tutarak, ''O zaman sen çalışırsın ben bebeğimize bakarım olmaz mı?Ev işleri bana ait para kazanmak sana?''Aysu gülümsedi, ''Hayat burada ki kadar toz pembe değil Ji hoo artık gözlerini aç!Hayatımda seni istemiyorum anlasana.''demesiyle dudaklarını Ji hoo'nun dudaklarında bulması bir oldu,hafif bir öpücüğün ardından, ''Seni seviyorum Aysu!Bu defa seni asla,ne olursa olsun bırakmayacağım.''Aysu ağlamaklı karışık gülerken, ''Bu son şansın yoksa seni Çin setti den aşağı atılmış bil.''Karısına sarıldı Ji hoo,biliyordu işte bu naif kalp Ji hoo'ya aitti. ''Böyle korkunç ölmek istemediğime göre,asla bırakmayacağım.''Aysu gibi espiriler de yapmaya başlamıştı anlaşılan. *** ŞOK! ŞOK! ŞOK! ''EVET SAYIN SEYİRCİLER TÜM DÜNYA ŞU ANDA BU HABERLE SARSILIYOR!KRALİÇE NEDEN HAPİSE ATILDI...AZ SONRA!'' Tüm kanallarda ki başlık bundan ibaretti.Kralın yapmış olduğu açıklama ile Kore hukuku tarafından kraliçe çocuk kaçırmadan 3yıl hapisle cezalandırıldı. ''Eşim sadece Kore'nin geleceğini düşündü,bu yüzdendir ki bebeği bir prens olarak yetiştirme kararı aldı lakin tek bir hata ile!Annesinden ayırarak.Kraliçe adına tüm halkımdan özür dilerim.'' Dünyada saygınlığı en üst seviyede olan Kore kraliyet ailesi şimdi yerlerdeydi,halk sitem kusarken kraliçe ceza evine teslim ediliyordu. *** ''Bebeğim,bebeğim benim mis kokulum.''Aysu kralın elinden almıştı bebeğini. ''Özür dilerim kızım,bizi affet.Kraliçe ne yaptıysa kraliyet ailesi için yaptı.''Bu adam neredeydi?Niye sahip çıkmamıştı,her gün ülke ülke gezeceğine biraz ailesiyle ilgilenseydi belki de olaylar bu haddeye gelmezdi. ''Özür dileyecek bir şey yok efendim,benim tek istediğim bebeğimdi onu da aldım,şimdi gidiyorum kendinize iyi bakın.'' ''Burada yaşayabilirsiniz söz veriyorum kimse karışmayacak size.'' ''Vatanım beni bekliyor,gitmem lazım.''Ölüme gider gibi konuşmakta neyin nesiydi?Neyse kusuruna bakmayın yaşadıkları her insanın kaldırabileceği türden şeyler değildi,fazla gitmeyelim kızın üstüne. ** -2GÜN SONRA- ''Elini ver.'' ''Niye?Taş kağıt makas mı oynuyoruz?'' ''O ne?''Aysu yürümeyi kesip Ji hoo'ya döndü, ''İşte bu yüzden diyorum senin oynadığın oyunlar bile farklı hala geri dönmek için bir şansın var.''Artık bu kadarı da fazla oluyordu,gerçekten beni sevmediğini düşüneceğim artık.Durmadan git git nedir ya!Seviyorum ve gitmiyorum o kadar.Ji hoo gülümseyerek, ''Ama kalplerimiz bir.''Ne şirin şeydi u çocuk!İnşallah bebekleri de şirinlikte babasına benzerdi. Havalimanın kapısını açmalarıyla gazetecilerin baskınına uğramaları bir oldu. ''Efendim nereye gidiyorsunuz?Neden gidiyorsunuz?geri dönecek misiniz?Prens yüzüğünüzü takmadınız mı?....ve sayre ve sayre... ''Türkiye'nin prensesinin yanına gidiyorum.''Aysu'nun ellerini sıkıca saran el havalimanın kapısına giriş yaptı tabi kucağında mışıl mışıl uyuyan bebekleri ile. ''Sen ne arıyorsun burada?''Ji hoo'nun şaşkınlığı Aysu dan fazlaydı. ''Sizi yolcu etmeye geldim.''Aysu'nun tek yaptığı kucağında ki bebeğine sıkıca sarılmak oldu.-tabi boğmadan- Ji mea bir adım Aysu'ya doğru adım attı, ''Özür dilerim Aysu,ben sadece sevdim delicesine ama tek taraflıymış meğer!Ji hoo seni çok seviyor ona iyi bak olur mu?Aklında soru işareti kalmaması adına diyorum,o fotoğraftan sonra hiçbir ilişkimiz olmadı ve görüyorum ki beni bile böyle delicesine sevmedi...Size mutluluklar dilerim.'' Ji mea ikilinin arasından geçip ilerlerken Aysu arkasını döndü, ''Ji mea!İnşallah sende senin için olan doğru kişiyi bulursun.Kalbin rahat olsun hiçbir dargınlığım yok.'' ''Teşekkürler.''Ji mea gözden kaybolurken yazarda sinirleniyordu,hayatının en kötü günlerini bu iki kadın yüzünden yaşamasına rağmen hala kırgınlığım yok diyordu.Bu yüzden Ji hoo Aysu'ya aşıktı...Temiz kalbine!Ne olursa olsun yapılan kötülüklere kin tutmayan kalbine!Dua et Aysu bende kızım yoksa belki bende sana aşık olabilirdim.Gurur duyuyorum seninle,işte gerçek Türk kızı! ***
''Ne işte çalışmayı planlıyorsun karıcığım?''Bu adamla insan yaşlanmazdı.Uçağın sessizliğini bozuyordu bizim çiftimiz, ''Annemlerin yanına gidiyoruz,üç beş inek alıyoruz babamdan bana kalan tarlaları ekiyoruz gül gibi geçinip gidiyoruz?'' ''İyi de ben inek sağmayı bilmem ki?''Aysu bir kahkaha patlattı.Sorsalar kendine o da bilmiyordu ki.Güya köylü kızıydı ama inek sağmasını bile bilmiyordu.Yavaş yavaş ikisi de beraber öğrenirdiler elbet. ''Ne o gözün korkmuş gibi?'' ''Hayır canım daha neler,sadece öğrenmem gerek o kadar.'' ''İyi benimde öğrenmem gerek.''Aysu gülerken Ji hoo şaşırmıştı. ''Bilmiyor musun?'' ''Her şeyi öğrenmeyeyim dedim yoksa..''Ji hoo kahkahayı patlattı. ''Bence biz başka işe girmeliyiz.''Aysu kocasının omzunu başını yaslarken huzuru hissetmişti kalbinde. ''Bir Türk şarkısıyla karşılık veriyorum sana;Seninle her şeye varım ben!'' *** ''Türkiye seninle gurur duyuyor!''Uçaktan indikleri an itibariyle halkın sloganlarıyla karşılaştılar. Sözlerin arasında Türk topraklarına ayak basmıştılar ''Benim halkım en azından nankör değil,bak bu memlekette kalp çalışır.'' ''O yüzden Avrupa birliğini bile giremediniz.''Sinirlenmemek elde mi şimdi ama Aysu onun halkıda kendini için bir başka keşke demiyeydin öyle. ''Siz girdinizde pet ettiniz ortalığı hıh.''Bak buda çok doğruydu önemli olan mutlu yaşamaktı zengin değil! Ve...Artvin yolcusu kalmasın!Son durak ve mutluluk... *** ''Efendim anne.''Bulundukları otobüsün televizyonunu açıyordu bir yandan da Aysu. ''Hangi kanal dedin?''Kanalı bulur bulmaz gözleri ekrana kilitlenmişti,bir kulaklığı Aysu takarken birini kocasına verdi. KORE HALKI BU SABAH YOLLARA DÖKÜLDÜ!... Türk televizyonlarının sloganı buydu. ''Ülkenin önde gelen isimleri bu sabah sivil halkla beraber yollarda prapaganda gösterisindeydiler.Halkın ellerinde olan pankağıtlarına, ''Pensesimizi geri istiyoruz.'' ''Prensimizi geri istiyoruz.'' ''Prensesimizden özür diliyoruz.''''İşte yapıyoruz ediyoruz vs. bir sürü yazılar. Mikrofonu Kore'nin dış işler bakanı eline almıştı. ''Sevgili prensimiz ve prensesimiz biz hatamızı anladık sizi başımıza geri istiyoruz.Tüm Kore adına buradan size sesleniyorum Lütfen geri dönün ve başımıza geçin,yaptıklarımız için özür dileriz.''Arkadan yine bağrış sesleri yükseldi. ''Prensesimizi geri istiyoruz.''Haber biterken Ji hoo yüzünü Aysu'ya yöneltmişti tepkisini ölçer gibiydi. ''Ne gitmemi beklemiyorsun herhalde?'' ''Buna seni zorlayamam.''Aysu'nun yüreği buna dayanır mıydı ki?Ama Kore halkı dedikleri çin pişman olduğu kesindi. ''Şoför bey inecek var.''Ji hoo bu sesin karısından geldiğine emin olmaya çalışıyordu.Aysu bebeğiyle birlikte ayağı kalkıp, ''Hadi gitmiyor muyuz?Kore bizi bekler.'' Ji hoo'nun verebileceği tek cevap kocaman bir gülümseme oldu. -SON-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYA AŞKI(TÜRK KIZI KORE PRENSESİ OLURSA?)
Non-FictionKore hayranlarına gelsin :) Türk Kore karışımı hikayemiz :)