30.BÖLÜM(BİRGÜN HEPİMİZ ÖLECEĞİZ)

129 7 8
                                    

TÜRK KIZI KORE PRENSESİ OLURSA?

YAZAR:ELİF ORAL

30.BÖLÜM(BİR GÜN HEPİMİZ ÖLECEĞİZ)

Annem hep derdi ki: ''Bu yaşadığımız dünya üç günlük dünya,bugün olanlar yarın yok,yarın olanlarda bugün yok.Neyin güvencesiyle yaşıyoruz ki ?nerden belli iki dakika sonra ölmeyeceğimiz?Azrail ile kimin anlaşması var?Ya da senedi...Dünya kadar servetin olsa seni yaşatır mı?Bir gün hepimiz öleceğiz!Ya yarın ya öbür gün...Ama mutlaka öleceğiz.Kimimiz trafik kazasında,kimimiz secdede belki de savaşta yada aşkta?Bir şeylerin uğrunda ya da günümüz bitince ama öleceğiz.Belki bu yazıyı okurken ya da iç sesini dinlerken kim bilir?(Allah bilir).'' ''Bunların hepsini annen mi derdi?''diye sordu Ji hoo. başıyla onayladı Aysu. ''Edebiyatçı mıydı da ben anlayamadım köydeyken?'' ''Sende öleceksin Ji hoo,bu gün o mermiden kurtuldun ama öleceksin.'' ''Senin derdin ne Allah aşkına?Ölüm ölüm ne!Korkma Azrail ile senden önce tanıştım.'' ''Sen hiç sevdin mi Ji hoo?Delicesine ömründe ilk kez,bir kez!'' ''Sen benim ilk kez ve birkezimsin Aysu.''karısına sarılmak için bir hamle yapsa da Aysu'nun iteklemesiyle karşılaştı prens. ''Yoo.Aşkların hiçbir zaman ilk kezi son kezi yoktur.Neyi seversin böyle bilir misin Ji hoo?...Anneni...Vatanını...Evladını...İlk kez ve bir kez!'' ''Bilmece mi oynuyoruz neyin var senin?'' ''Artık hiçbir şeyim yok Ji hoo,hiçbir şeyim.Vatanım savaş çıkmasın diye beni size sattı...Unutun mu?Benim aşkım vatanımdı Ji hoo.Bir annem dünyanın bir ucunda,bir diğeri kara toprakta kaldı.Neyim var söylesene?Koca bir hiç..'' ''Ben ve oğlumuz Aysu biz varız,üçümüz yetmez mi?'' ''Yetmez,sende yoksun biliyorum sende gideceksin.O çiyan anan gibi vatan diyeceksin sonrada benim gibi silineceksin haritadan.'' ''Seni son kez uyarıyorum annem hakkında düzgün konuş,aramız bozulacak Aysu vazgeç lütfen!''Aysu oturduğu yerden hışımla kalktı balkona dayanmış olan prensin yüzünü kendine çevirerek,bağırabildikçe gözündeki son damlaya kadar ağlayarak konuştu; ''Annen ha!annen sorsana nerdeydi annen sen yoğum bakımdayken?Sorsana!''prensin ceketini çekiştirerek, ''Bir gün bile büyükanne başından ayrılmazken o nerdeydi sor hadi!Susma konuş savunsana anneni savun işte.Biz dualar ederken o nerdeydi!Doğurmak annelik değil Ji hoo!değil.Siz benim bütün hayatımı çaldınız geleceğimi hayallerimi,her şeyimi.Beni bile çaldınız!Şimdide ölümümü!Ben kovulmuş olduğum topraklarımda yatmak istiyorum burada değil!sizinle değil!Annenle hiç değil!Büyükanneyi öldürdünüz beni de öldüreceksiniz her gün pis zehirinizi akıtarak,yavaş yavaş.'' ''Sen delirmiş olmalısın ne konuştuğundan haber bile yok,odana git lütfen Aysu dinlen.''Bu tepki Aysu'yu delirtiyordu işte!Tek bir lafı dahi mi yoktu prensin?Prenses ellerini saçlarına götürerek çekmeye başladı, ''Sizden nefret ediyorum,kötü insanlarsınız siz.Sevgiyi saygıyı bilmeyen,onuru gururu işlemeyen insanlarsınız.'' ''Sana ne oldu bilmiyorum Aysu ama söz veriyorum her şey düzelecek,ağlama artık!Lütfen.''karısını kucaklayarak odasına götürdü demin ki deliler gibi bağıran kızın yerini melekler gibi sessiz bir kız almıştı. Büyükannenin ölümü Aysu'yu çok sarsmıştı,tek sığınağı mücevherini kaybetmişti.Ona denilen her hakaret daha fazla yıpratmıştı işte Aysu'yu.Ölümünden sonra ki bir hafta deyince hiç odasından çıkmamıştı Aysu. İkinci hafta;prenses odasında, Üçüncü hafta prenses odasında, Dördüncü hafta işte prenses bu patlamayı yapmıştı tabi durup dururken değil isteyerek değil zaten milletle uğraşacak ne gücü nede çabası kalmıştı prensesin,tabi kraliçe büyükanne için yine kötü sözler etmeseydi. *** ''Ji mea yarım saat içinde her zamanki yerde buluşalım.'' -yarım saat sonra- ''Buraya çağırdığına göre önemli bir şey var kraliçe'' ''Konumuz Aysu.'' ''Gelininden banane!Benimle ne ilgisi var ki çağırıyorsun.''diye sitem etti Ji mea. ''Sen Ji hoo'yu istemiyor musun?'' ''Bunun onunla ne ilgisi var?'' ''İstiyor musun istemiyor musun sen onu de.'' Ji mea tereddüt e düşünse de ''İstiyorum''demişti. ''Bana yardım edeceksin Aysu'yu sileceğiz buralardan''Ji mea tereddütle konuşsa da işin içinde Ji hoo varsa konu orada biterdi. ''Planın ne kraliçe?'' ''Zarfı devreye sokacağız,nasıl olsa içinde sen varsın.Sonrası benim işim.'' ''kökten çözüm diyorsun?Ne zaman başlayacağız?'' ''Şimdi yedi buçuk aylık oldu tam bir ay sonra! işte o zaman göndereceğiz.Tam tamına bir ayın var iyi çalış!'' Bu ne kin öfkeydi böyle?Ji mea bile kraliçenin haline şaşırırken bizim şaşırmamız mümkün müydü?Niye bir ay sonraydı?Ji mea akıl sır erdiremese de yine bir kurnazlık peşinde olduğunun farkındaydı kraliçe için.Ji hoo onun olsun da gerisi mühim değildi Ji mea için... *** ''Acaba ne yapsam?''diye bir saattir neredeyse düşünüyordu prens.Geçen ki prensesle tartışmalarında dediği gibi bebeklerin cinsiyeti belli olmuştu.Bir oğlu olacaktı!Ne zorla götürmüştü hastaneye prensesi!Şimdi bunun planı içerisindeydi prens,Kore'ye Aysu geldi geleli ne yüzü doğru gülebilmişti nede hamileliğine sevinebilmişti.Şimdi fedakarlık sırası Ji hoo daydı,büyükanneyi unutturacak onu mutlu edecek bir şeyler yapmalıydı ama ne?Bütün kafasındaki soru işaretleri silecek bir şey olmalı ama ne??... *** ''Prenses,kral sizi sarayın arkasındaki evde beklediğini söyledi.''hizmetkar raporunu iletmişti,hala odasından çıkmayan prenses kralın kendisini diye çağırabileceğini düşünüyordu hem de böyle gizli gizli!Emri yerine getirerek kapıya yöneldi, ''Bir dakika prenses bunları giymeniz için verdi.''Aysu kutunun içindeki elbiseleri inceliyordu,bu gece elbisesini niye giymesini istemişti ki şimdi?Hiçbir şeyi sorgulayacak gücü yoktu artık prensesin kralın emrettiği gibi üstünü giydi tabi saçını da yapmayı unutmadılar. *** http://www.youtube.com/watch?v=KQYc4URaYVo&hd=1...(linkine tıklayın)fon keman sesini duyuyordu Aysu.Nereden geliyordu?Özlemişti keman sesini...Kralın emrettiği gibi arkadaki eve gelmişti ama kimseler yoktu!Odalara tek tek bakarken bir yandan da keman sesine kaptırmıştı kendini. İlerideki koridorun önünde ne vardı öyle?Kırmızı güller yerlere serpiştirilmiş soldaki kapıda son buluyordu,göz ucuyla prenses takibini sürdürüyordu,hem kemanın hem güllerin... ''Sen beni ayımsın, ışığımsın, Sen benim kalbimsin, Hani şu yaşlı çiftlerin sürdürdüğü 50 yıllık aşkımsın, Sen bensin...Ben ise sen, Sen uğruna dünyaları feda edeceğim kadınımsın, Benimsin,bedenimsin, Birlikte yas tutuğum karanlığımsın,''Bu Ji hoo'nun sesiydi,açılan kapıdan prensin sözleri eşlik etti kemana,kadınına biraz daha yaklaşarak. ''İstedim ki bedeninden önce kalbine dokunabileyim, İstedim ki sen ben biz olabilelim, İstedim ki derdini de dermanını da omuzum da dinleyeyim, İstedim ki gözünde ki yaş damlalarını toprağa gömeyim.''prensesin gözlerindeki yaşları silerek devam etti, ''O mutlu yüzünü güldüremez isem de şimdi telefi istedim, Birbirimize kol kanat gelelim istedim, Artık sen ol istedim sadece hayatımda,''karısının dudaklarında parmağını gezdirerek, ''Aysu bir gün hepimiz öleceğiz, Kimimiz aşkta,kimimiz savaşta''çalıntı sözlere gülümsedi prenses. ''Savaşla değil de aşkımızla ölelim istedim, BERABER ÖLMEYİ İSTİYORUM SENDEN, İLK KALBİNE DOKUNMAYI BECEREMESEMDE ŞİMDİ KALBİNDE OLMAK İSTEDİM, KALBİNDE BANA YER VAR MI SEVGİLİM? YA BERABER YAŞAMAYA;BANA KATLANMA GÜCÜN VAR MI? BENİM OLMAYA İSTEĞİN? ''BİZ OLMAYA VAR MISIN AYSU?'' Dili tutulmuştu adeta Aysu'nun,gözündeki damlalar mutluluğun simgesiydi şimdi.Bunları kendisi için mi yapmıştı?Bu şiiri kendisi için mi yazmıştı?Ömründe ilk kez sevilmiş miydi şimdi?Tek bir gülü dahi veren olmazken güller şimdi ayaklarına paspas mı edilmişti? Ne olmuştu ki?Üzgün müydü?Yok canım şuandan itibaren hissettiği tek duygu;aşktı. Kocasının boynuna sıkıca doladı kollarını, ''Seni seviyorum prensesim.'' ''Seni seviyorum prensim.''saatlerce sarılabilirdi kocasına,ömründe ilk kez kendini bu kadar özel hissetmişti Aysu...

Yemekleri yerlerken Aysu uçmuştu resmen,hayalden hayale,mutluluk dallarına...Muhteşem şekilde hazırlanmış olan odayı da gözden geçirmeyi ihmal etmedi. ''Dans edelim mi?'' ''Olur.''İşte ilk kez kendini bir prenses gibi hissediyordu Aysu.Kocasının omzuna başını koyarak müzik bitene kadar eşlik etti. Ji hoo'nun kesici nefesini ilk kez bu kadar yakınında hissediyordu Aysu.Ji hoo, ''Kalbinle kadınım olur musun Aysu?''prenses Ji hoo'nun dudaklarında verdi yanıtı. Sıkıca prensesin belini kavramış olan eller,saçlarını toparladı önce içine çekti sonra prensesin önüne bıraktı.Ji hoo narin dokunuşlarıyla fermuar ı açarken dudaklarından ayırmadığı karısını güllerle süslediği yatağın üstüne bırakıverdi. -SON-

DÜNYA AŞKI(TÜRK KIZI KORE PRENSESİ OLURSA?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin