2.0 - FİNAL

2.3K 108 37
                                    

"Tanrım, çok heyecanlıyım!"

"Sakin ol bebeğim, maça çıkacak olan benim." Güldüm. Sona gelmiştik artık, bu maçı alırlarsa şampiyon olacaklardı ve Mauro'nun bunu ne kadar istediğini biliyordum. Onun şahit olacağım ilk şampiyonluğu olacak diye bende çok heyecanlıydım.

Ankaragücü'ne karşı oynayacaklardı, şampiyonluğa çok yakın olduklarını biliyordum. Bu maçı almaları gerekiyordu.

Ellerim boynuna doğru gitti ve dudaklarımızı birleştirdim. Bu sefer basit bir öpücükten fazlasıydı, saniyeler sonra dillerimiz araya karışmış, elleri üzerimdeki onun adı yazılı olan formanın altına girmişti.

"Bu finale özeldi sanırım?" Dudaklarımız ayrıldığında dediği şeyle küçük bir kahkaha attım. Genelde sadece basit bir öpcükle gönderirdim onu sahaya, şimdi ise biraz fedakarlık yapıyordum.

"Ee ne sandın? Sahaya çıkar çıkmaz benim için gol atacaksın."

"Atarız yavrum, istediğin gol olsun." Gülümsedim.

Yavrun muyum gerçekten?

Şaka.

"Mauro, hadi abicim!" Ona seslenen arkadaşıyla son kez dudaklarımızı buluşturdu.

"Bekle, geliyor golün." Ve gitti. Doğrusu bu kadar iddialı olması hoşuma gitmişti, sahaya çıkacağı an gol atacağını söylemişti. Ne kadar zor olsa da ona inandım, yapacağım demişti çünkü.

Maç başladığında heyecandan bacaklarım bile titremeye başlamıştı. İlk dakikadan hücuma geçen Galatasaray 7. dakika Mauro sayesinde gola varmıştı. Bir kez daha ona inandığıma pişman olmadım.

Attığı golle çalan şarkıya bu yıl içerisinde kaçıncı defa olduğunu saymadığım kez eşlik ettim. Yine benim olduğum tarafa doğru koştu ve kendi gol sevincinin ardından kalp yaptığı ellerini olduğum tarafa doğrulttu. Mutluluktan gözlerim dolma raddesine gelmişti. Daha 7. dakikaydı ve o verdiği sözü tutmuştu.

Maç devam etti, Ankaragücü çok geçmeden durumu eşitlemeyi başarmıştı. Galatasaray her seferinde şansını deniyordu. İlk yarı bitmek üzereyken, tam bu yarı başka gol şansı bulamayacaklar herhalde dediğim an Mauro yine attı. Onunla gurur duyuyordum.

Şarkı yeniden çaldı, attığı gole uzunca sevindikten sonra maç devam etti ve 1. yarı  bitti.

2. yarı başladığında taraftar kaldığı yerden devam etti tezahürata. Boğazım ağrımaya başladığı için bağırmak geri duruyordum ama yerimde zıplamadan edemiyordum. Bir takımı takım yapan en önemli etken taraftarıydı bence. Galatasaray taraftar açısından çok şanslıydı, boğazlarının parçalanmasını önemsemeden dakikalar boyunca tezahürat yapan taraftarlar takım ruhunu anımsatıyorlardı.

Dakikalar dakikaları kovaladı, Ankaragücü tekrar gol atamadı. Sonlara yaklaştıkça rekorun değişmeyeceğini düşünsemde art arda gelen iki gol düşüncelerimi susturmaya yetmişti. Son dakikardaydık artık. Bir mucize olmadıkça kaybetmemiz mümkün değildi.

Bitiş düdüğü çaldığında herkes gibi bende yerimden sıçradım, şampiyon olmuştuk, Mauro şampiyon olmuştu!

Sahaya inme şansım olduğu için mutluydum. Onunla beraber kutlamak istiyordum.

Yeşil sahaya indiğim an gözlerim onu aradı, tribünlerdeki sesler ve saha da şampiyonluğu kutlayan Galatasaray'lılar yüzünden onu bulmam uzun sürecek sanmıştım ki gözlerimiz buluştu. Onun da beni aradağını anladım ve hızlandırdığım adımlarımla ona doğru koşmaya başladım.

Aramızdaki mesafeyi kapatıp bedenlerimiz buluştuğunda beni kucağına aldı ve etrafında döndürdü.

"Şans öpücüğün sayesinde oldu," güldüm ve dudaklarımızı tekrar birleştirdim. Yakınımızdaki tribünlerde onun adıyla tezahürat yaptıklarını duyunca ikimizde gülmüştük.

Ineffable | mauro icardiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin