28.Bölüm

158 12 36
                                    

Biri vardı, sever gibi yapıp kandırdı
Biri vardı, ateşi yüreğimde yangındı

Deniz aramıştı. Ozan'ın itibari için düzgün bir açıklama yapmalıymışım. Eğer istersem açıklamayı Deniz bana atabilirmiş ve ben onu sosyal medya hesabımdan paylaşırmışım. Önemliymiş.

Dün akşam benim Ozan'ı takipten çıkmamın üzerine Ozan'ın beni Aslı ile aldattığı iddiaları güçlenmişti çünkü Ozan beni hala takip ediyordu ve fotoğrafımız da hala sayfasında duruyordu. Bu durumda hatalı olan Ozan'dı. Gerçi fanlarının fotoğrafı silmesi için ısrarlarını da okumuştum. Muhtemelen Deniz olaya el atacaktı ve sildirecekti

Ben Deniz'e bir şey söylememiş olmama rağmen Deniz bana uzun bir açıklama atmıştı. Klasik bir açıklamaydı. Ama bunu paylaşmayacaktım.

Biri vardı kalbinde güzü bahar sandırdı

Bir açıklama nasıl yapılırdı bilmiyordum. 3 kelime yazsam yeter miydi acaba? Ozan beni aldatmadı.

Aslı'nın ardı arkası kesilmeyen paylaşımlarına ise deli gibi sinir oluyordum. Sanki Ozan ile birlikteymiş gibi imalı gönderiler atıp duruyordu.

İlişkimiz hakkında medyaya yansıyan haberler doğru değildir. Özellikle Ozan'ın beni Aslı Çelik ile aldattığı haberleri komediden öte başka bir şey değildir. Ozan'ın beni aldatmayacağına emin olduğum gibi Aslı Çelik ile aldatmayacağına da çok eminim.

Ben profesyonel olmak zorunda değildim ve bu açıklama bence gayet iyiydi. Hatta fotoğrafların Aslı'nın sarhoş olmasından kaynaklı olduğunu ve bu yüzden kendisini Ozan'ın üzerine atıp durduğunu da yazabilirdim ama yine insaflı davranıyordum.

Hiç düşünmeden paylaştım. Çok değil 5 dakika sonra dikkatimi çeken bir mesaj geldi. Paylaştığım açıklamaya ithafen "Kandırmayın kendinizi...Teklifim tüm zamanlar için geçerli" yazıyordu. Kullanıcı adına baktım. Uğur Aydın.

Bana menajer olduğunu söyleyen ve kartını veren adam... Mesajını görüldü bıraktım çünkü benim böyle şeylerle işim yoktu.

Ardı arkası kesilmeyen mesajlar gelmeye başladığında telefonu kapattım. Ne oluyorsa olabilirdi ve hiç umrumda değildi.

"Al şunu da" deyip hoşuma giden sweatshirt'ü Mehmet'in eline tutuşturdum. "Senin fotoğrafını çekip duruyorlar" diye mırıldandı. "Hiç umrumda değil" deyip bir tişört daha verdim.

"Yeter bu kadar taşıyamıyorum artık" dediğinde ona döndüm. "Tamam şimdi denemeye başlayabilirsin"

"Hepsini deneyecek miyim?"

"Evet"

İtiraz etmemesi gerektiğini mimiklerimle yeterince anlattığımı düşünüyordum. O kabinlere ilerlerken bende alabileceğimiz yeni bir kıyafet var mı diye bakındım. Acaba kendime de mi alışveriş yapsaydım? Elbiselerin olduğu kısıma doğru ilerlerken telefonum çaldı. Ozan tarafından aranıyordum. Etrafıma bakındım, açıp açmamak arasında kalmıştım. Dün yüzüme karşı tek kelime etmemiş olmasına rağmen şimdi niye arıyordu?

Açıp telefonu kulağıma yasladım. "Ne var?"

"Çok kibarsın" dedi. Sesi, sanki onunla hiç tanışmamışım gibi sanki aramızda hiçbir şey olmamış gibi düz, duygudan yoksundu. Bu tavrı takınması gereken benken Ozan'ın takınıyor olması sinirimi daha çok bozuyordu.

AMORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin