38.Bölüm

157 11 2
                                    

"Bazen gerçekten görümcelik yaptığını düşünüyorum" emniyet kemerini çıkartırken 'Ne diyorsun?' der gibi Ozan'a baktım. Yüzümü işaret ederek "Biraz gülümsesen mi?" dedi. "Yani bu insanlar için güler yüzlü olmamız şart," Başını çevirip önünde durduğumuz apartmana baktı. "Yoksa alamayız kızı"

"Kızı almaya gelmedik, sadece konuşacağız. Ayrıca görümcelikte yapmıyorum"

"Neden bu kadar mutsuzsun o zaman?" dediğinde arka koltuğa uzanıp çantamı aldım. Buna mutsuzluk denmezdi ancak içinde bulunduğumuz durumdan mutlu olduğum da söylenemezdi. "Çünkü hem sen ısrarla bu işe dahil oluyorsun hem de ben çarenin evlilik olduğunu düşünmüyorum."

Mehmet, Ozan'ın camını tıklattığında Ozan "Hadi bakalım" dedi ve arabadan indi. Yaren stresten titriyor, Mehmet bir an önce olsun bitsin modunda, Ozan işin eğlencesinde ben ise hepsinden daha fazla gergin...

Merdivenleri tırmanırken Mehmet en önden gidiyordu Yaren ise arkamızda kalmıştı. Onu bekleyip yanıma ulaştığında elimi sırtına koydum. "Sakin ol, sorun çıkmayacak"

Verdiğim tesellinin ne kadar işe yaramaz olduğunun farkındaydım ancak diyecek bir şey de bulamamıştım. Mehmet kapıya birkaç kez vurdu hemen sonrasında kapı orta yaşlarda, esmer bir adam tarafından aralandı. Ozan her kapının anahtarı gibiydi. Onu gören kapısını sonuna kadar açıyordu. Zaten geleceğimizden haberleri vardı ancak Ozan'ın gelebileceğine ihtimal vermemişlerdi. Yüzlerinde ki şaşkınlık bunu açıkça gösteriyordu. Kapıyı açan adamın hemen yanında, tahminimce Yaren'in babası duruyordu.

Ozan "Merhaba" diyerek sessizliği bozduğunda onlar da hareket haline geçmeleri gerektiğini anlayarak "Buyrun" dedi ve bizi içeriye davet etti. Yaren hala çok gergindi, yüzünü yere eğmiş kimseye bakmıyordu. Ozan'ın arkasından ilerlerken abisinin Yaren'in kolundan tuttuğunu göz ucuyla gördüm ve hemen "Yaren" dedim. Ailesi ile telefonda konuşmuşlardı ama yüz yüze ilk görüşmeleriydi bu yüzdendi gerginliğim

Bir koltuğa sırayla dizilmiştik. Ozan, Mehmet'in abisiymiş gibi baş köşede sorumluluk sahibi gibi oturuyordu. Mehmet, Ozan ile benim aramda kalmıştı. Yaren'i de yanıma oturtmuştum

Mehmet dik dik Yaren'in abisine bakıyordu. "Kızı ben kaçırdım, yakında da evleniyoruz var mı bir sorun?"

Böyle bir konuşmayı ben dahil kimse beklemediği için şaşkınlıkla Mehmet'e baktık. Hatta ben bacağına da vurmuş bulundum çünkü gergin ortamı daha da germek için gelmemiştik.

"Neyine güvenerek kaçırdın mesela kızımı?" dedi babası sert sayılabilecek bir sesle. Benim başım şimdiden tutmuştu, parmaklarımı şakaklarıma götürürken Mehmet sessiz kalmadı. "Aslında hiçbir şeye güvenmedim. Sizin ilgilendiğiniz kısım parasal mevzular galiba ama evim yok, arabam yok, işim yok. Yaren de bunların gayet bilincinde" dönüp Yaren'e baktı. "Bu  şartlar babası yaşında ki bir adamla evlenmekten daha iyi gelmiş ki o da benimle olmayı kabul etti"

Mehmet'in bacağına birkez daha vurdum. Çünkü biz tüm söylediklerinin aksinden bahsedecektik. Evi vardı, okuyordu ayrıca çalışıyordu arkasında da ben vardım.

Ozan, Mehmet'in söylediklerinin üzerinde durulmaması için "Beni tanıyor musunuz?" dedi. "Biliyoruz" dedi, abisi başını sallayarak.

"Hah...Ne güzel" elini Mehmet'in omzuna atarak sıktı "Beni Mehmet'in abisi sayın. Her türlü arkasında olduğumu da bilin"

"O zaman gelin usulüne uygun isteyin kızı" dedi babası. Mehmet sinirle ayağa kalktığında "Ne usulünden bahsediyorsunuz tam olarak?" dedi. Ayağa kalktım, elimi Mehmet'in göğsüne koydum. "Tamam, ne zaman derseniz o zaman geliriz"

AMORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin