Hazan Vakti| 10

80.1K 4.1K 1.5K
                                    

🖇️Herkese selamlar, keyifleriniz nasıl? 

🖇️Bölüm günümüz normalde cuma günü ama bugün size sürpriz yapmaya karar verdim. Bölüm sonunda önemli bir şey sordum, oraya bakmayı unutmayın..

🖇️Umarım bölümü beğenerek okursunuz. Satır arası yorumlarınızı bekliyorum...<3

🖇️Keyifli okumalar dilerim..

10.Bölüm

Öğrendiklerim, işittiğim sözler beni çok yaralamıştı. Azra hemşirenin söylediklerini düşündükçe hazmedemiyordum. Ona gereken cevabı verip uyarımı yapmıştım ancak düşündüğümde başıma ağrılar giriyordu. Oturduğum yerde elimi alnıma koymuş kaşlarımın hemen üzerini sıkıp geri bırakarak ağrısını geçirmeye çalışıyordum.

Suç bendeydi. Onları orada gördüğümde Alparslan üsteğmenle iletişimimi kesecektim. Ama ben nereden bilebilirdim ki aralarında bir şeyler olduğunu. Alparslan üsteğmenin davranışlarından da bana karşı bir rahatsızlık hissetmemiştim. Aksine aramızda güzel bir sohbet ortamı oluşmuştu. Her zaman bana karşı soğuk olan adam daha ılımlı olmaya başlamıştı. Dahası Alparslan üsteğmenin sevgilisine bizim aramızda bir şey olmadığını anlatması gerekiyordu. İşimi yapmak, insanlara yardımcı olmak için geldiğim bu yerde nelerle uğraşıyordum?

Azra hemşirede suç olduğu kadar Alparslan üsteğmende de vardı. Madem sevgilisinin bu kadar kıskanç biri olduğunu biliyordu neden hastanede benimle muhatap olmamaya çalışmıyordu ki? Bunları düşünmekten beynim patlayacaktı.

"Hazan hocam, iyi misiniz?" diyen Buse'nin sesini işittiğimde düşüncelerimden sıyrıldım ve bakışlarımı Buse'ye çevirdim. Düşüncelerimden ne söylediğini bile anlayamamıştım. "Efendim?"

"İyi misiniz, başınız mı ağrıyor?" dediğinde başımı salladım. "İyiyim, ufak bir ağrı. Sorun yok." dedim. Ardından da elimle karşımdaki sandalyeleri işaret ederek konuştum. "İşin yoksa otursana."

Buse bir şey söylemeden karşıma oturduğunda sırtımı sandalyeme yaslayarak ona baktım. "Sen nasılsın, nasıl gidiyor?" dedim nezaketen. Buse kollarını masaya yaslayarak ellerini birleştirdi ve konuştu. "İyi gidiyor, alıştım artık buraya. Hastane ve ev arasında gidip geliyoruz." dediğinde başımla onu onayladım. 

Sağlık çalışanlarının rutini böyleydi maalesef ki. Hastane- ev arasında mekik dokuyorduk. Nadir zamanlarda kendimize vakit ayırabiliyorduk. Yine de insanlara yardım etmek güzeldi. Daha doğrusu aldığımız olumlu geri dönütler, dualar bu zorluğun üstesinden gelmemizi sağlıyordu.

"Sen buraya geleli ne kadar oldu?" dedim merakla. Buse cevap verdi. "Bir yılı geçti. İlk geldiğimde biraz çekinceliydim ancak korktuğum gibi olmadı." dediğinde gülümsedim. Ben buraya isteyerek gelmiştim ama başıma beklediğimden daha çok olay gelmişti. Buse devam etti sözlerine. "Buradaki arkadaşlar sağ olsunlar alışmama yardımcı oldular."

"Arkadaşlardan kastın Fırat olabilir mi?" dedim imalı bir şekilde. Arabadaki halleri, yardım için gittiğimiz yerdeki konuşmaları ve sonra aralarının iyice bozulması falan derken aralarında ne olduğunu merak etmiştim açıkçası ve hala aralarında ne olduğunu çözememiştim. Konuşmaya da pek fırsat bulamamıştık. Şimdi tam sırasıydı.

Benim söylediğim şeyle birlikte Buse gözlerini devirdi ve bana baktı. "Sormayın hocam, ne arkadaş ne arkadaş." dedi sinirle. Ardından da ekledi. "Biz onunla arkadaşı geç, hiçbir şey olamayız." dediğinde iyice meraklandım. Neden bu kadar kızmıştı ki ona?

Hazan Vakti| Asker&DoktorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin