Hazan Vakti| 51

34.1K 1.9K 1.7K
                                    

🖇️Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim:)

🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın...

51.Bölüm

Harun beye bildiğim her şeyi detaylı bir şekilde anlatmıştım. Beni nereye götürdüklerini, nasıl götürdüklerini, beni götüren adamların daha önceden bile peşimizde olduğunu, ben tuvalete giderken gördüğüm adamı, Aslan bey denen o adamın bana söyledikleri gibi bildiğim bütün her şeyi detaylı bir biçimde anlatmıştım. Harun beyde bana o adamı en kısa sürede yakalayacaklarını söylemişti. Benimde en büyük temennim buydu, bir an önce yakalanması ve hayatımızdan defolup gitmesi.

O yakalanmadığı sürece ne ben rahat bir nefes alırdım ne de Alparslan. Ülkenin en büyük düşmanıydı, kaç masumun kanı vardı elinde. Ölümünün kolay olmasını istemiyordum, tek isteğim yakalandığında türlü eziyetlere maruz bırakılıp acılar içinde kıvranarak ölmesiydi.

Odadan çıkmadan önce akan gözyaşımı elimle temizleyip burnumu çektim. Olanları anlatırken dayanamamıştım. Odanın kapısını açtığımda kapının karşısındaki duvarın bir köşesinde Alparslan'ı bir köşesinde Kartal'ı görmemle birlikte duraksadım. Alparslan çıktığımı görüp yanıma doğru gelirken gözleri yüzümün her yerinde dolaştı. Muhtemelen ağlayıp ağlamadığımı anlamaya çalışıyordu.

"İyi misin bir tanem?" kapıyı kapatıp direkt olarak Alparslan'a doğru döndüğümde başımı salladım usulca. "Ağlamışsın, kirpiklerin ıslak ıslak." dediğinde mırıldandım. "Biraz duygulandım ama iyiyim, kendimi daha iyi hissediyorum." 

"Kıyamam senin gözyaşların." diyerek eliyle yüzümü avuçladıktan sonra dudaklarını alnıma bastırdı. Aldığım öpücükle daha iyi hissediyordum artık.

Duyduğum geniz temizleme sesiyle birlikte gözlerimi aniden aralarken bakışlarım Kartal'a doğru kaydı. Dikkatli dikkatli bize bakan gözleriyle gözlerim buluştuğunda Alparslan da elini yüzümden çekti. Bir anda utanmıştım, normalde Alparslan ile girdiğim hiçbir temastan çekinmezdim ama bizi izleyen kişinin abim olması germişti birden beni.

"O zaman siz konuşun, ben sizi yalnız bırakayım." dedi Alparslan aramızdaki sessizliği bozarak. Bakışlarımı Kartal'dan çekip Alparslan'a doğru çevirdim. "Sende gelmek istersen eğer," ben daha sözümü tamamlayamadan Alparslan konuştu. "Siz abi kardeş baş başa konuşun, benim de birkaç işim var zaten. Konuşmanız bittiğinde odama gelirsin."

Söylediği şeyi onayladım başımı sallayarak. Alparslan yanımızdan uzaklaşırken Kartal ile birbirlerine baktılar. İkisi arasında sözsüz bir bakışma gerçekleşirken Kartal bakışmayı kısa keserek bana doğru baktı. "Nerede konuşalım? Odama geçebiliriz." dedikten sonra tekrar ekledi. "Ya da sevdiğin bir kafe varsa oraya da gidebiliriz."

Beklentiyle bana bakarken cevap verdim. "Senin odanda konuşabiliriz." dediğimde Kartal eliyle geçmem için işaret verdi. "Önden buyurun o zaman." artık ezbere bildiğim odaya doğru ilerledikten sonra kapıyı açarak içeriye girdim. 

Bakışlarım odadaki kanepeye kaydığında burada aldığım haber düştü zihnime. Saatlerce Alparslan'dan bir haber bekleyişim, uyuyakaldığımda Kartal'ın üzerimi örtmeye yeltenmesi. Bazı şeyler şimdi yerine oturuyordu. O zaman anlamsız gelen şeyler şimdi anlamlıydı.

"Otur lütfen şöyle, çekinme." Kartal eliyle kanepeyi işaret ettiğinde oraya doğru ilerleyerek oturdum. Kendisi oturmadan önce tekrardan konuştu. "Ne içmek istersin, ne ikram edeyim sana? Ya da açsan yemek de söylerim." dediğinde başımı iki yana salladım. "Aç değilim."

Hazan Vakti| Asker&DoktorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin