Hazan Vakti| 52

30.6K 1.9K 1.6K
                                    

🖇️Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar...

🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen..

52.Bölüm

Hazan Türkoğlu'nun anlatımından 2 gün sonra,

Korku, bu aralar en fazla yaşadığım duygulardan biriydi. Bugün gün boyu o kadar mutluyken yalnızca birkaç saatte tüm mutluluğum gitmişti. Düzelmeye başladığımı düşünürken bugün tüm korkularım yine gün yüzüne çıkmıştı. Artık yorulmuştum. Sürekli bir şeyler olmasından, her hareketimizin izlenmesinden, tehlikede olmaktan yorulmuştum. Kaldıramıyordum.

Elimden gelen tek şeyin düşünmek ve ağlamak olması yıpratıyordu beni. O adamı kendi ellerimle öldürmek istiyordum. Artık bende mutlu olmak istiyordum, her evli çift gibi günlerimizin tadını çıkartalım istiyordum. Mesela akşamları Alparslan'a yemek yapmak, onunla film izlemek, el ele sokaklarda yürümek istiyordum ama olmuyordu. Hiçbir şey yoluna girmiyordu.

Başa çıkamıyordum artık. İştahım kesilmişti, ne yediğim şeylerden zevk alıyordum, ne yaptığım şeylerden zevk alıyordum. Tek isteğim uyumak ve mümkünse her şey yoluna girmeden gözlerimi açmamaktı.

Fırat meyve suyunu getirdikten sonra Eren incelenmesi için laboratuvara göndermişti. Yaklaşık 1 saat kadar sonra meyve suyundaki zehir tespit edilmişti. Ben ne olduğunu anlamamıştım ama Fırat, Alparslan ve Kartal ne olduğunu net bir şekilde anlamıştı. Aralarında bir bakışla gerçekleşmiş ardından da 5 dakika beni odada yalnız bırakıp konuşmak için dışarı çıkmışlardı.

Onlar geldikten sonra ise taburcu olmuş ve evimize gelmiştik. O günden beridir evden hiç çıkmamıştım. Alparslan da yanımdan bir saniye bile ayrılmamıştı. Hastaneden çıktığım günün sabahı Kartal gelmişti elinde sevdiğim çikolatalar, tatlılar ve geçmiş olsun hediyesi olarak çok sevdiğim laleler ile. Beni düşündüğü için her ne kadar sevinsem bile yaşadığım bunalımla ona tam olarak sevindiğimi gösterememiştim bile.

Yattığım yataktan doğrularak makyaj masama doğru ilerledim. Yüzümdeki morluk az da olsa geçmeye başlamıştı ama kalbimdekilere yenileri ekleniyordu. Derin bir iç çekerek odadan çıktım. Kaç gündür şu yataktan nadiren çıkıyordum, artık çıkmam gerekiyordu. Evimizi, kocamı her şeyi ihmal etmiştim artık toparlanmam gerekiyordu.

Merdivenlerden inerken mutfaktan Alparslan'ın konuşma sesi kulaklarıma doldu. Mutfağa doğru ilerlerken sesler daha da netleşti.

"Birazdan çıkarım evden, siz hazırlıklara başlayın. Yine elimiz boş dönersek ben Hazan'ın yüzüne bakamam artık. Gözlerindeki korkuyu görmeye, eriyip bitişini görmeye tahammülüm kalmadı."

Ben kendi içime kapanmışken Alparslan'ın duygularını görmezden gelmiştim. Onun da benimle kahroluşunu görmemiştim. Şimdi göreve gidiyordu, aklı bende kalacaktı ama kalmaması gerekiyordu. Kafasının benle dolu olması hata yapmasına sebep olabilirdi, bu yüzden biraz da olsa iyi olduğumu bilmeliydi. İyi olacaktım, yarından itibaren işime dönüp hayatıma eskisi gibi devam etmeye çalışacaktım. Tabii psikiyatri seanslarıma devam ederek..

Mutfak kapısından içeri girdiğimde Alparslan'ın bakışları bana doğru döndü. "Tamam Fırat, gelince detayları konuşuruz." dedi benden bakışlarını çekmeden. Ardından telefonunu kapatıp mutfak tezgahına bıraktı.

Hazan Vakti| Asker&DoktorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin