Hızla daireme geldim. Cariyeleri dışarı çıkardıktan sonra nihayet tek başıma kalabilmiştim. Odanın içinde elim belimde öylece ne yapacağımı bilmediğimden kalmıştım.Bana baktığı her yeri alev alev bırakmıştı. Neden böyle düşünüyordum ki? Onunla tanışalı bir gün dahi olmadan nasıl beni bu kadar etkilemişti? Daha ilk günden ona karşı böyle hissetmişsem Osmanlı'dan gittiğimde, ondan uzak kaldığım vakit ne yapacaktım? Bana böyle davranırken benim hakkımda ne düşünüyordu ki? Yoksa bana samimi bir şekilde bir böyle yaklaşmıştı?
Elimi göğsümü koyup derin bir nefes aldım. Başımı geriye atarak önüme gelen saçlarımı geriye atarak sakinleşmeye çalıştım.
Aklıma Raziye Sultan'ın geleceği gelince Nilüfer'i geri çağırıp hazırlanmaya başlamıştım. Aslında üstümdeki elbiseyi çıkarmak dahi istemiyordum. Nedenini aklımdan geçirmeme gerek yoktu.
...
Ben sıkıntıdan ölmek üzereyken en sonunda Raziye Sultan gelebilmiş, beraber muhabbet etmeye başlamıştık.
"Umarım dairenize alışabilmişsinizdir. Önceden de söylediğim gibi, eğer bir şeye ihtiyacın olursa çekinmeden söyleyin lütfen."
"Elbette.Teşekkür ederim sultanım."
"Sormak belki haddime değil lakin.."
"Evet?"
"Olca Hatun, neden buraya geldiniz? Beni yanlış anlamayın lakin gelme sebebinizi bilmem gerekir."
"Tabii, anlıyorum bilmek hakkınız."
Biraz duraksadıktan sonra fazla detaya girmeneye çalışarak anlatmaya başladım....
"Çok şey yaşamışsınız, sizin adınıza gerçekten üzüldüm." diyerek gülümsedi ve şaşırtıcı bir hareketle omzumu sıvazladı.Omzumu sıvazlayan elinden tuttum ve bende gülümsedim.
Raziye Sultan gerçekten güzelliği dillere destan bir Sultandı. Bakışlarıyla bile "Ben Sultanım" diyebilen türdendi. Ayrıca diğer sultanlar gibi kibir abidesi değildi ve de hadsiz değildi. Samimi ve cana yakın bir kadındı. Koskoca Osmanlı Devletinin kanını taşımasına rağmen kendini kimseden üstün görmüyordu.
"Bu soruyu sorma sebebim şuydu.. Ben sandım ki.."
"Evet?"
"Mustafa abim ile sizi yan yana görünce ikinizin izdivacı için geldiniz sandım. Maalesef yanlış anlamışım"
Bu soruya nasıl cevap vereceğimi bilemedim. Sadece gülümseyebildim. Ayrıca "Maalesef yanlış anlamışım" da ne demekti? Ne yani, Abisi ile evlenmemi ister miydi?
"Anlattığım gibi, beni saraya davet etti bende kabul ettim. Şehzademiz zaten evli değil mi?" dedim. Ağzından laf almaya çalışıyordum. Bu sayede hamile o kadın hakkında daha fazla bilgi edinebilecektim.
"Tabiki de hayır. Şehzade Ağabeyimin sadece cariyeleri vardır. Nereden çıktı ki bu soru?"
"Siz gelmeden önce Şehzademiz anlattığım konu ile ilgili konuşmak için beni yanına çağırdı. Dairelerine giderken bir hatun gördüm. Hatun hamileydi. Acaba Şehzademizin zevcesi mi diye düşündüm lakin değilmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİHÂN
Ficção HistóricaTaht uğruna yıllarını feda eden, Osmanlı İmparatorluğuna sığınan bir Han kızıydı. Sığındığı ülkenin Şehzadesine meftun olacağından kendisi bile beklemezken, Asil kanından gelen cesareti ile Şehzade Mustafa'sı için gerekirse o asil kanını dökmeye yem...