Yere doğru uzanıp elime bir ok aldım. Sırtımı dikleştirerek okun yönünü putaya doğru uzattım. Yaydaki ok eski hayatımı delip geçermiş gibi hedefe saplandı.
Arkamdan işittiğim ayak sesleri ile sesin geldiği tarafa doğru döndüm.
Han amcamın sevgili nökeri Giray Han duruşa geçerek konuştu
"Olca Bükem.."Ne var dercesine kafamı eğip kaşımı kaldırdım.
"Han amcanız otağına sizi beklerler."
Elimdeki yayı yere koydum ve başımın etrafını saran kumaşı nedimelerin eline hızlı bir şekilde koyarak arkamdan beni takip eden Giray ile birlikte amcamın otağına doğru yöneldim.
"Hanımız benden ne ister?"
"Bunu bana sormayın"
"Neden, amcamın gözü kulağı sen değil misin Giray?"
Sorumun cevabını alamadan tek başıma içeri girdim.Han amcamın yanına doğru yaklaşıp ellerimi birleştirerek kafamı eğdim. Elini bana doğru uzattı. Sıcak ellerini avucuma aldım ve öpüp başıma koydum. Çenesi ile yanımı oturmamı işaret etti. Hızlı bir hareket ile Amcamın yanına oturdum.
"Olcam, ateş gözlü, nur yüzlü yeğenim." derken gözlerim içine bakıyordu.
"Konuştuğumuz konunun zamanı geldi. Madem evlenmeyi kabul etmedin o halde iktidarımı tekrardan elime alana kadar buradan uzaklaşman gerekir. Seni burada bırakmaya gönlümün el vermeyeceğini bilirsin."
"Evlenmek benim için bir seçenek değildi Amca, eğer evlenirsem ömrüm boyunca buradan uzaklaşacaktım. Basit bir taht meselesinden dolayı evimden, kendi yurdumdan nasıl giderim?" hemde kendi iktidarıma bu kadar yakınken diye geçirdim
Han Amcam, kardeşleri ve kuzenleri ile kuruluşun başından beri var olan başbuğuluk isyanlarının içindeyken Devletin başına geçmişti. Yıllar evvel ölen babamın sadece 3 evladı - yani 2 ağabeyim ve ben- vardı. Amcamın hiç varisinin olmaması nedeniyle hanedanını tek güvendiği kardeşinin evlatları ile devam ettirecekti.
Bunu diğer iki kardeşimden önce farkettiğimden sürekli amcam ile vakit geçirmeye çalışır,elimden geldiğince çıktığı avlara ısrarım üzerine onunla gelir, her fırsatta savaşçı ruhumu ve yeteneğimi olabildiğince göstermeye çalışırdım. Bunun tek bir sebebi vardı tabiki. Devletin başına ben geçmek istiyordum.
Küçük kardeşimi bu konuda yendiğimi amcamın zaten anlamış olduğunu bilirdim lakin büyük ağabeyim için aynısı söylenemezdi. Aynı anneden doğmamış olmamız bu konuda beni daha çok kindar yapıyordu.
Amcam sert bir eda ile yüzüme baktı. Her kızdığında bana kıyamaz sadece uzun uzun yüzüme bakardı. Fakat bu sefer kararında ciddi olduğunu anladım.
"Emirlerine karşı gelme Olca. Basit bir taht meselesi dediğin bizim akıbetimizle sonuçlanabilir. Hanedanı korumak benim vazifemdir. Unutma ki sen bana emanetsin." dedi.
Uzaklara bakarak konuştu
"Yarın sabah şafak doğmadan Giray ile yola çıkıcaksın. Merak etme, yanında bizzat benim korumalarım olacak. Şayet yakalanırsan hiç düşünmeden kaç."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİHÂN
Fiksi SejarahTaht uğruna yıllarını feda eden, Osmanlı İmparatorluğuna sığınan bir Han kızıydı. Sığındığı ülkenin Şehzadesine meftun olacağından kendisi bile beklemezken, Asil kanından gelen cesareti ile Şehzade Mustafa'sı için gerekirse o asil kanını dökmeye yem...