Medya: Sahra SultanBölümü okuma tarihi alabilir miyim?
Dairenin içindeki sessizliği sorduğum soru kırdı
"Ne zaman yola çıkacağım şehzadem?"Birkaç dakika önce
İçeri de şaşırtıcı bir şekilde Sinan Ağa'da oradaydı. Şehzadenin aramızdaki ittifağı anlamaması için onu tanıdığımı belli etmemeye çalışıyordum. Şehzade sonunda zahmet edip konuşmaya başladı.
"Olca Haseki, Kendisi Sinan Ağa'dır. Benim güvendiğim insanlardan biridir."
Yapmacık olduğunu belli eden bir şekilde ona doğru başımı salladım. Sinan Ağa'da aynı şekilde karşılık verdi. Bu durumdan ne kadar rahatsız olduğu her halinden belli oluyordu.
"Şehzadem, yanlış anlamazsanız neden beni huzurunuza çağırdığınızı sorabilir miyim?"
Şehzade yanağını seğirdi. Sanki susmak için bahane arıyor gibiydi.
"Beklediğimiz gibi, sarayınızdan gelen elçi payitahta ulaşmış. Altay Han bunu sizin için göndermişler." dedi ve elindeki mektubu bana doğru uzattıMektubun içindekileri ne kadar merak etsem de onların yanında okumak istemedim. Şehzade lafına devam etti
"Her halukarda Amcanız Altay Han sizin elçi ile beraber ülkenize geri dönmenizi bekler, bunu da söylemiş olayım."
Duyduğum Sözler ile boğazıma bir yumru oturdu. Gitmek istemiyorum. Eğer gidersem Hem karşılaşacağım durumdan korkuyordum Hem de Şehzadeyi yalnız bırakmak istemiyordum. Gittiğim zaman şehzadene başka birine göz koyduğunda bende gözden düşecektim..
Şimdiki zaman
"Birkaç güne elçi buraya gelecek, geldiğinde kendileri ile birlikte yola çıkacaksınız" dedi ve Sinan'a doğru döndü. Kısa bir bakışmanın ardından Sinan anlamış olacakki ikimizin önünde de eğilerek daireden ayrıldı. Nihayet şehzadem ile baş başa kalabilmiştik.
Ayla Sultan'ın dairesi
Ayla kucağındaki kızını susturabilmek için iki yana sallarken konuştu
"Bahar, neden susmuyor bu çocuk. Sabahtan beri ağlayıp duruyor""Bilmiyorum sultanım. İsterseniz hekimleri çağıralım?"
"Hayır Kalfa, sakın. Raziye'nin kulağına giderse iş daha da kötüleşir. O kadının dilinden düşemem bu sefer. Sen de şehzadem ile ilgilen ona da zinhar bir hal olmasın." dedi ve kızını daha hızlı sallamaya başladı.
Sahra Sultan'ın ağlamaları her saniye artıyordu. Bebeğin ağlamaları ile de Ayla Sultan'ın endişeleri artıyordu lakin endişesi kızı için değildi. Eğer kızına birşey olursa işiteceği laflardan çekiniyordu. Malum bir tek şehzadesi ile ilgileniyordu,kızı umurunda değildi.
Şehzade Mustafa'nın Dairesi
Şehzade ve Olca terastaki sedirin üstünde gökyüzünü seyrediyordu. Dürüst olmak gerekirse gökyüzünü seyre dalan sadece şehzadeydi. Haseki'nin aklını kurcalayan başka şeyler vardı.
Şehzade sedirinin üstüne kurulmuş, kucağında ki Hasekisinin saçları ile oynuyordu. Normalde pek konuşan Olca'nın bu gece sessiz kaldığını farkedince bir durum olduğunu anladı. Elini Olca'nın kaftanının arasından açık kalan bacağına koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİHÂN
Ficción históricaTaht uğruna yıllarını feda eden, Osmanlı İmparatorluğuna sığınan bir Han kızıydı. Sığındığı ülkenin Şehzadesine meftun olacağından kendisi bile beklemezken, Asil kanından gelen cesareti ile Şehzade Mustafa'sı için gerekirse o asil kanını dökmeye yem...