Bölümde geçen bazı karakterler:Serel Hatun ---- Bulcahan ve Olca'nın annesi
Aral Hatun ---- Camuka'nın annesi
Toluy Han ---- Eski Büyük Han; Camuka, Bulcahan ve Olca'nın babası
Altay Han ---- Şimdiki büyük han, Toluy Han'ın en küçük erkek kardeşi; Camuka, Bulcahan ve Olca'nın amcası
Camuka Han ---- Olca'nın büyük üvey ağabeyi, doğan ilk Han
Bulcahan Han ---- Olca'nın küçük öz ağabeyi, doğan son Han
Cegeren Hatun ---- Altay Han ve Toluy Han'ın tek kız kardeşleri. Camuka, Bulcahan ve Olca'nın halası; Sinan Ağa'nın annesi.
1 Temmuz 1524 tarihi
Serel Hatun'un suyunun gelmesi ile sarayı bir telaş sarmıştı. Hatun delicesine bir yanda da umutla ıkınıyor, kapıdaki Aral hatuna sanki nispet yapıyordu.
Serel hatunun tek umudu bir Han doğurmaktı. Hem gözden düşmek üzereydi, eğer bir oğlan doğurursa tekrar yükselebilecekti. Zaten bir hanı vardı, eğer bir tane daha olursa sırtı yere gelmezdi. Tek ümidini doğacak çocuğa sarmıştı.
Avda olan Toluy Han doğumun başladığını duyunca atına atlayıp hızla saraya doğru ilerlemeye başlamıştı. Kız olmaması için dualar ediyordu zira kız olursa diğer çocuklarına gösterdiği ilgiyi ona göstermeyeceğini, dengeyi kuramayacağını biliyordu.
Maalesef ki Toluy Han'ın korktuğu gerçekleşmiş ama Serel Hatun'un dilekleri gerçekleşmemişti. Serel bir kız çocuğu doğurmuştu. Nihayet heyecan ve korku ile bekleyen Aral Hatun bir oh çekebilmişti.
Bebek doğduğunda hiç ağlamamıştı. Hatta hekimler ağlamadığı için telaşlanmış, öldüğünü sanmışlardı. Lakin gayet sağlıklı bir bebekti. Sanki bu dünyada sevilmeyeceğini bilip önceden kabullenmiş gibi ağlamıyordu.
Çocuk, elinde koca bir kan pıhtısı tutarak dünyaya gelmişti. Moğollarda kan pıhtısı ile doğan çocukların ileride büyük bir Cihân'a hükmedeceği, büyük bir Cihangir olacağını söylenirdi. Lakin bu çocuğun en büyük şanssızlığı kız olarak doğmasıydı.
Toluy Han kendi öz kızına bir ad koymak istemedi. Bunu erkek kardeşi ve bir sonraki Büyük Han Altay Han'a bıraktı.
Altay Han yeğenine "Savaş ganimeti, ganimet, zenginlik" anlamına gelen "Olca" ismini koydu. Bundan böyle onun adı Olca'ydı. Belki o bebek saraydakiler için büyük bir hüsran olabilirdi fakat kendisi için büyük bir zenginlik, ganimetti. Bundan dolayı ona bu ismi vermişti. Abisinin onu sevmeyeceğini bildiğinden onu kendi kızıymış gibi sevecek, ona bir erkekmiş gibi savaşmayı öğretecekti.Olca 5 yaşındayken
Yaşı ne kadar küçükte olsa Olca küçük yaşına rağmen yaşanan olayları anlayabilecek kadar olgundu. Annesi Serel Hatun Olca'nın büyük ağabeyi Bulcahan'a gösterdiği ilgiyi Olca'ya göstermiyordu. Çünkü Olca hem kızdı, hem de Büyük Han tarafından sevilmiyordu. Olca resmen annesinin utanç kaynağı olmuştu. Onu doğurduğu güne resmen lanet ediyordu. Tek ümidi tek oğlu Bulcahan'dı.
Olca annesinin ona karşı hislerini anlamaya başlıyordu. Bazen annesine bilerekten sadece tepkisini merak ettiği için sarılıyor ona dokunmaya çalışıyordu. Annesinin tepkisi hep beklediği gibi sert oluyordu. Annesi oğluna karşı beslediği sevgiyi kızına gösteremiyordu. Zaten küçük Olca ne annesinden ne de babasından yanıt alabiliyordu. Sığınabileceği tek kişi amcasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİHÂN
Ficción históricaTaht uğruna yıllarını feda eden, Osmanlı İmparatorluğuna sığınan bir Han kızıydı. Sığındığı ülkenin Şehzadesine meftun olacağından kendisi bile beklemezken, Asil kanından gelen cesareti ile Şehzade Mustafa'sı için gerekirse o asil kanını dökmeye yem...