-27-

71 12 1
                                    

Karşımda duran ve belkide milyonlarca kişinin hayranı olduğu ama bana göre hiç kimsenin sevgisini haketmeyen adam durdu ve beni inceledi. Sinirliydi ve bu açıktı. Kendini siyah deri koltuklardan birine atarak eliyle saçlarını geriye attı. Gözleri tekrar benim üzerimde gezindi ve küçümseyici bir gülümseme takındı.

"Bu mu?"

"Evet"

Bir sağa bir sola baktı ve yerinde duramıyormuş gibi oturduğu yerden kalkarak sert adımlarla yanıma geldi.

"Bu aptal şey mi? İnanamıyorum"

Sinirle gülümsedi ve havaya doğru bir tekme atarak tekrar bana döndü. Dişlerini sıkarak iyice bana yaklaştı.

"Bu küçük aptal mı benim işlerime polisi karıştıran. Hah. Çok saçma. Çıldıracağım."

Daha çok kasılan suratı ile yüzüme daha çok yaklaştı. Elini saçlarıma götürerek arkaya doğru sertçe tutup çekti.

"Neyse korkmaya gerek yok. Polis elinde kanıt olmadan ne buraya baskın yapabilir ne de içeri sızabilir. Bu küçüğe ise az önceki aptala verdiğimiz gibi bir ceza verirsek sorun kalmaz."

Kafamı iterek benden uzaklaştı ve diğerlerine yaklaştı. Jisung'un önünde durdu ve çenesinden tutarak baygın bedenin yüzünü inceledi.

"Bu iyiymiş."

"Polis"

Raw'ın söyledikleri ile sırıtarak şaşkınca ona baktı.

"Demek bir polis. Bugün güzel bir müşterimiz var. Yarım saate burada olur. Bence bakanımız bunu çok beğenir."

Duyduklarım ile yutkunamazken sesim dahi çıkmamıştı. Sonrasında Yeosang'ın yanına ilerledi.

"Bu da iyiymiş."

"Geçenlerde gelmişti ve ilgimi çekmişti. Ama ilacı alınca kayboldu. Geri gelince fırsatı kaçırmadım bende."

Memnuniyetle başını salladı şerefsiz. Gülümsedi ve elini cebine koydu.

"Boşta bekleyen var mı?

"Bir müşterimiz yolda. Birazdan burada olur."

Arkasındaki masanın arkasında koltukta yayılarak oturan Shin ile sinirle ona baktım. Ama duyduklarım ile bakışlarım diğerlerine döndü.

"Götürün."

"Hayır."

Bağırarak Jisung'u tutan adama yaklaşmaya çalıştım ama zaten bir koluma yapışan Raw diğer kolumuda tutarak hareket alanımı kısıtlamıştı.

"Hayır."

Hareketlenerek odanın çıkışına yönelen adamlara bağırarak bu defa serbest olan bacağım ile tekme atmaya çalıştım onları durdurmak için.

"Hayır. Bırakın onları. Şerefsizler. Ne biçim adamlarsınız lan siz? Bırak."

Ben debelenerek onları engellemeye çalışırken Raw beni çekiştirerek uzaklaştırmaya çalışıyordu. Park Ki Sang ise bu duruma kahkahalar ile gülümsüyordu. Ben ise bağırarak engel olmaya çalışıyordum.

"Bırakın onları dedim size. Hepiniz hapse gireceksiniz Hepiniz sürüneceksiniz. Bırak dedim."

Haykırışlarım ve debelenmelerim işe yaramazken adamlar Yeosang ve Jisung'u odadan çıkarmıştı bile. Gözlerimden daha çok yaşlar akarken arkalarından tekrar ve tekrar bağırdım ama hepsi boşunaydı. Bağırışlarımı benden başkası duymuyordu. Sinirle kollarımdan sıkıca tutunan Raw ile güçlü bir çığlık attım. Ben burada kafayı yerken şerefsiz Park Ki Sang kahkahalar atarak gülmekten akan yaşlarını sildi ve yanıma yaklaştı.

See Memories ~hyunlix~woosan~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin