-11-

133 25 0
                                    

Hepimiz sessiz bir şekilde oturmuş hâlâ baygın bir şekilde uyuyan Yeosang'ı izliyorduk. Birkaç dakika önce arkadaşına konum atmıştık. Biraz sonra burada olurdu. O geldiği zaman uyanmasını bekleyecek ve Yeosang ile konuşacaktık.

Bunu kabul eder miydi?

"Wooyoung'u bütün bu olanlardan uzak tutacağım. Burada olacak. Bu binadan çıkmasına izin vermeyeceğim. Aynı şekilde kimsenin de buraya girmesine izin vermeyeceğim."

"Teşekkür ederim."

"Hayır asıl ben teşekkür ederim. Neyse gidip başkomiser ile konuşmam lazım. Bu operasyonu yapacaksak ekibin emirlerini benim üstlenmem gerek."

Oturduğu yerden kalkarak cebinden telefonunu çıkardı ve mutfağa doğru adımladı Seonghwa. Hongjoong ise Bangchan'a döndü.

"Sana ve adamlarına ihtiyacımız olucak Bangchan."

"Ne gerekiyorsa."

"Adamlarımızdan çoğu mekan tarafından öğrenildi bu yüzden seninkilere ihtiyacımız var."

Hyunjin'in çalan telefonu ile bakışlar ona döndü. Cebinden çıkararak ekrana baktı. Sonrasında açıp kulağına yasladı.

"Efendim Changbin."

"Evet evdeyiz."

"Ne bulduk dediniz?"

"Tamam bekliyoruz. Ama burası kalabalık. Sana liste atıcam gelirken malzeme al."

Telefonu kapatarak bize döndü.

"Changbin ve Seungmin birşeyler bulmuşlar."

"Ne gibi bir şey."

"Bilmiyorum gelince detaylıca konuşuruz dedi. Açsınız herhalde. Ben alması için birkaç malzeme atmalıyım ona."

Oturduğu yerden kalkarak mutfağa girdi o da.

"Yine onu ihmal ediyorum."

Mahçup kelimelerim dudaklarım arasından kayıp düşerken bakışlarımı serum iğnesinin izi kalan elimin üstüne baktım. Üzerindeki kurumuş kanları elimle silerken derin bir nefes aldım.

"Felix"

Başımı kaldırdım ve Jeongin'e baktım.

"Şu an etrafındaki herkesin ölümünü tam olarak görebiliyorsun değil mi?"

Nereye varıcağını bilmiyordum ama yavaş bir şekilde başımı salladım.

"Peki herhangi bir şey hissediyor musun?"

"Sadece başım ağrıyor."

"Peki sen Wooyoung?"

"Benimde öyle."

Jeongin bir süre düşündü. Sonra içeri girip eski yerine geri oturarak merakla konuşan Seonghwa'ya bir bakış attı.

"Bu sorularla nereye varmaya çalışıyorsun?"

"Hiçbir insan kolay kolay bayılmaz ve ya her an ciddi bir baş ağrısı ile burnu kanamaz."

"Yani?"

"Bu belirtileri sadece ikinci düzey hastalar gösterir."

Olduğum yerden dikleşerek şaşkınca ona baktım. Aynı zamanda Wooyoung da. Bunu fark eden Jeongin ise bize dönerek gülümsedi ve elini savurdu.

"Korkmayın. Siz belirtilerin sadece yüzde 10'luk bir kısmını gösteriyorsunuz. Yani şüphelenicek bir durum değil. Ben başka bir şey düşünüyorum."

"Ne peki?"

"Felix vücudunuz çok zayıf."

Durduk. Zayıf mı? Evet öyle ama ben kendimi bildim bileli böyleydim.

See Memories ~hyunlix~woosan~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin