Taehyung'tan;
"Uyan" "Taehyung" "Uyan"
İsmimi duyduğumda yavaş bir şekilde gözlerimi aralamaya çalıştım. Algılarım henüz çok yeni açılırken nerede ne durumda olduğumu düşünmeye çalıştım. Ensemdeki acı kendini hissettirirken elimle dokunmak istedim. Ama hareket ettiremiyordum. Neler oluyor?
Chung-Ho: Taehyung
Tek tek hatırlamaya başladım. Hee beni Yoongi'ye götürdüğünü söylemişti. Denizin kenarındaki masaya ulaşıp sandalyeye oturmuştum ve daha sonra kafama vurmuştu. Gözlerimi büyütüp etrafa baktım. Bir evdeydik. Kollarım ve ayaklarım bağlı bir şekilde sandalyede oturuyordum. Ve karşımda o vardı.
Taehyung: Ne istiyorsun benden? Bırak beni.
Chung-Ho: Sakin ol Taehyung sakin ol. Bunu hakettin.
Taehyung: Ne saçmalıyorsun? Çöz beni. Çabuk.
Chung-Ho: Üzgünüm. Bir süre misafirim olacaksın gibi duruyor.
Taehyung: Bırak beni Chung. Bırak. Yoongi seni bulunca yaşatır mı sanıyorsun?
Chung-Ho: Yoongi bizi nasıl bulacak söylesene Taehyung.
Taehyung: Bir şekilde bulacak işte. Beni senin eline bırakacağını mı sanıyorsun?
Chung-Ho: Nasıl diyorsan. Ben gidiyorum. Bir isteğin var mı?
Taehyung: Gebermen mümkün mü!
Chung-Ho: Sana hiç yakışmıyor Taehyung böyle sözler. Uslu dur tamam mı.
Kapıdan çıkarken arkasından bir süre bağırmaya küfretmeye devam ettim. Bir süre sonra deli gibi kapıya bağırmaktan vazgeçip bir şeyler düşünmeye çalıştım. Ellerimi çözmem gerekiyordu ama Chung-Ho cidden de akıllı biriydi. Etrafta tek bir kesici eşya yoktu. Ayrıca ipleri kördüğüm bağlamıştı. Lütfen bir an önce gelip beni kurtar Yoongi.
2 gün sonra
Kaçırılmış olmam tahmin ettiğim gibi kötü gitmiyordu. Ben bana işkence edeceğini veya taciz edeceğini düşünmüştüm ama 2 gündür tek yaptığı şey iyi olup olmamadığıma bakmasıydı. Hiç bir şey söylemeden geri gidiyordu. Ne diye kaçırmıştı ki beni?
Taehyung: Bekle!
Chung-Ho: Ne var?
Taehyung: Neden kaçırdın beni? Günde bir kaç kez gelip bakıp gitmek için mi?
Chung-Ho:
Taehyung: Cevap versene. Sence de çok saçma değil mi Chung?
Chung-Ho: Seni kaçırdım çünkü sana çok sinirliydim. Sana zarar vermek istiyordum.
Taehyung: Ama vermedin?
Chung-Ho: Veremedim.
Gözlerini kaçırıp duvara odaklandı.
Taehyung: Ne demek bu?
Derin bir nefes alıp karşımdaki koltuğa oturdu.
Chung-Ho: Sana zarar vermek istemiyorum Taehyung. Kimseye zarar vermek istemiyorum. Sadece. Sadece işimi kaybetmemeliydim. Bu işe çok ihtiyacım vardı. Anlıyor musun? Hayatımı kurtaracaktı.
Taehyung: Umrumda bile değil. Daha kötü bir hayat hakediyorsun.
Chung-Ho: Affetmeyeceğini biliyorum. Haklısın da. Bende kendimi hiçbir zaman affetmedim ki. Sana karşı yaptığım bu iğrenç hata hayatımı mahvetti. Her gün vicdan azabından nefes bile alamadım. Hala da geçerli. Ama Taehyung üzgünüm.