Siz: Aşağı gel İnci.Siz: Kapıdayım.
(Görüldü)
Soğuyan havanın verdiği etkiyle uyuşan parmaklarımı cebine soktum. Saatlerdir dışarıda eve dönmemek için saçma çabanın sonunda kendimi yine kapı önünde bulmuştum. İnci'nin inatla yukarıda kapı dikizlediğine emindim. Onu o şekilde karşılıksız bırakmaktansa böylesi daha iyiydi.
O geceden sonra onu biraz olsun çabalatmak hoşuma gitmişti. Yaşananlardan sonra söylediklerine tabii ki üzülmüştüm ama ciddi olmadığını biliyordum. Sadece yaptıkları yüzünden aklı başına gelmeliydi.
Onu bu geçen günlerde çok özlemiştim. Görmesem bile varlığını hissettirdiği bir mesaj beni mutlu etmeye yetiyordu ve bunlardan iki hafta boyunca uzak kalmıştım. Hatta normal zamanlara nazaran Onu çok sık görüyor olmama rağmen sank yetmiyordu. Beni kapıda bekleyişleri, bahaneyle eve girmeye çalışması ve odamın penceresine attığı taşlar beni eğlendiriyordu ama onu da üzdüğümün farkındaydım artık.
Merdivenin yanan ışığı ardından gelen paldır küldür seslerle merdivenin başına göründü birden. Yüzünde ince ince doğranmış salatalıklarla ve tepeden topladığı saçlarıyla aceleyle çıktığı belliydi. Beyaz pijamalasının üstüne giydiği hırkası beni her gün olduğu gibi kapıda beklediğini gösteriyordu. Daha mesajı atalı bir dakika olmamışken başka türlü bu kadar hızlı damlayamazdı.
Merdivenin başında bana kocaman sırıtarak bakıyorken yanaklarımın içini ısırdım. Gülmemem lazımdı.
"Tuna!" dedi neşeyle şakıyarak. Önünde kalan son birkaç merdivenide hoplaya zıplaya indiğinde hızlıca karşıma geçti. Nefes nefese kalmış gibi derin nefesler alırken gözlerini büyüttü. "Özür dilerim."
"Ne?"
"Özür dilerim ben söylediklerim için. Hiçbiri gerçek değildi, ben senin duygularını tabii ki önemsiyorum. Gerçekten bir anlık sinirle oldu her şey."
"Ne?" dedim tekrar vereceği tepkiyi görmek için. Bana kirpiklerinin arasından baktı sevimsizce. Tekrar "Niye?" diye sorduğumda dişlerimi sıktım. Evet Tuna gülmeyeceksin, tut kendini gülmek yok.
Kaşlarını çatarken dudakları aralandı. "İyi misin sen?" dedi boş boş yüzüme bakarken.
Dudaklarımı serbest bıraktığımda kendimi tutamayrak büyük bir kahkaha attım. O hâlâ bana tuhaf bakışlar atarken kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu. Kahkahalarımın sonuna geldiğimde sırıtıyordum. İnci ise olayı anlamaya çalışıyor gibi yüzüme bakıyordu.
Kendimi tutamayarak ona sarıldığımda bedeni kasıldı. Bunu beklemiyor gibiydi. "N-ne oluyor?" dedi titrek bir nefes vererek.
"Bir şey olduğu yok, özlem gideriyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kat 3 'Texting' (Tamamlandı)
Short StoryDaha önce okuduğunuz Tuna ve İnci'nin Kat 3'ü şimdi yeni haliyle burada🎉 Hikayeyi en başından uzun haliyle tekrar okumak isteyenleri buraya, hızlı okumak isteyenleri texting haliyle profilimdeki diğer hikayeye bekliyorum. *** Siz: Şu müziğin sesini...