"İnci şuna söyle rahat bıraksın artık seni." dediğimde İnci hâlâ gülmeye devam ediyordu. "Kızım iyi hoş güzel gülüyorsunda, yetmez mi artık?"
Yanındaki adamı kolundan tutup öne doğru iteklerken gülmeye devam ediyordu. "Ama komik ya."
"Hiç komik değil İnci." dedi Kertme öne doğru atılırken. Bende onu onaylarcasına başımı salladım. "Evet bence de."
Evden çıkalı neredeyse yarım saat geçmişti. Annesinin Ulaş olmadan kendisinin çıkışına izin vermeyeceğini söylediği için mecburen onu da yanımıza almıştık. Yani benim bildiğim kadarı buydu.
Boş yürüyüşlerimizin sonu neresi olacaktı bilmiyorum ama kimseden ses çıkmıyordu. "Ee İnci nereye gidelim?" dedim ortalığın havasını dağıtmak adına.
"Sinemaya gidelim ya, Marvel'ın yeni filmi çıkmış onu izleyelim." dedi hevesle kısa bir alkış tutarken.
Ulaş onun yamacında onaylar mırıltılar çıkarırken bende onayladım. Yanımızda çakma Kertme olsa bile bu film kaçmazdı.
Bundan sonraki saatler Kertmenin benden kaçışı, İnci'nin kahkahaları ve benim sinir küpü halimle geçmişti. Filmi kavga etmeden sakince bitirmeye çalışsakta arada yaşanan sürtüşmeler kaçınılmaz olmuştu. Filmden sonra bir kafeye geçmiştik.
Oturma düzenimiz bile beni sinir etmeye yeterken Kertmenin inatla İnci'ye olan yakın tavrı üstüne atlamam için bir sebepti. Dün gece yaşananlardan sonra çarşafa eziyeti yüzünden mi benden çekiniyordu yoksa gerçekten öyle bir şey yapabileceğimden mi şüpheleniyordu bilmiyorum ama bana karşı tavrı fazlasıyla korku doluydu. Bundan yararlanmak aklıma gelmemişti ama İnci'ye her sokuluşunda ona bir kere gülümsemem yetiyordu. Sanki ne ima ettiğimi anlamış gibi olduğu yere pısıyordu.
Koskoca adamın düştüğü hâl beni çoktan şaşırtıyordu. Böyle bir olaydan sonra normal davranmasını bekleyemezdim ama bu tutumu biraz fazlaydı sanki. "Ulaş?" dedim dikkatini üzerime çekmek için. İnci'yle sohbetini yarıda kesmemle ikisi birden bana döndüğünde İnci'de merak dolu bakışlar olurken onun bakışları tedirgindi. "Sevgilin var mı?"
"Ne?" diye mırıldandı sessizce. "Nereden çıktı şimdi?" Sesindeki tedirginlik açıkça belli olurken İnci gilmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.
"İnci'ye çok yakısında... Ondan sordum. Sevgilin rahatsız olmuyor mu bu durumdan?" Gülümsemeye çalışırken kolunu İnci'nin omuzuna attı. "Yok benim sevgilim ya." dedi gayet rahat bir şekilde.
"Hmm..." diye mırıldanırken dirseklerimi masaya koyarak ona doğru döndüm. "Yakışıklı çocuksun oysa."
"Yaa İnci şuna bir şey söyle." dedi mızmış çocuklar gibi İnci'nin arkasına saklanırken. İnci büyük bir kahkaha patlatırken onun yüzünü ortaya çıkaracak şekilde kenara kaydı ve bana döndü. "Uğraşma Tuna ya." dedi gülmesini durdururken.
"Bana bak bakayım Çakma Kertme." dediğimde çatmaya çalıştığı kaşlarıyla bana baktı. "Patilerini çiçek bahçemden uzak tut." dedim sahte bir şirinlikle.
İnci'den "Yaaa..." nidası dökülürken ona bakmamak için kendimi tuttum.
Ulaş bana ters bir bakış atarken ellerini İnci'den çekti. "Ben senin düşündüğün şeyden değilim korkma dediysem korkma. Kızlardan hoşlanıyorum kokuşmuşlardan değil." Uzunca bir nefes verirken yerinde dikleşti. "Emin misin?" diye sordu gözlerini kısarken.
"Evet eminim." dedim göz devirerek. "Hatta yanındaki çiçek bahçesine yürüyecektim bugün eğer izin verseydin."
"Yaa... Ne?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kat 3 'Texting' (Tamamlandı)
Short StoryDaha önce okuduğunuz Tuna ve İnci'nin Kat 3'ü şimdi yeni haliyle burada🎉 Hikayeyi en başından uzun haliyle tekrar okumak isteyenleri buraya, hızlı okumak isteyenleri texting haliyle profilimdeki diğer hikayeye bekliyorum. *** Siz: Şu müziğin sesini...