44.B

566 48 4
                                    




"Dedektifçilik oyunumuz yarım mı kaldı İnci?" diye hevesli bir çocuk gibi sordum.

O başını yerden sessizce kaldırırken burnunu çekti. "Hayır yarım kalmadı ama ipucu bulamadığım için bekliyoruz şimdilik." Ellerini birbirine sürterken tekrar burnunu çekti. Sanırım sahil kenarında oturmak onu hasta edecekti.

Adımlarımı yavaşlatırken yüzüne doğru eğildim. "Sen iyi misin?"

"Sanırım grip olacağım." dedi gülerek.

"Abin evde mi?"

Göz devirdi. "Başka nerede olacak ya? Sabahtan akşama kadar odasına depresyon müzikleri dinliyor deli midir nedir." Son cümlesinde ikimizi de güldürürken kollarını birbirine sardı.

Adımlarımı ona doğru yaklaştırarak ilerlediğmde omuzlarımız birbirine çarptı. Başını bana doğru kaldırırken gözlerimi arkasına çevirdiğim. Onunla göz göze gelememekle bir sorunum vardı sanırım. "Ne yapıyorsun Tuna?" dedi dudaklarını birbirine bastırırken.

Kolumu arkasına doğru çekerken üstümde fazlasıyla bol duran ceketimi onun sırtını kapatacak derecede sarmaladım. O, bu hareketimle nama doğru sokulurken, "Oha!" dedi şaşkınlıkla. "Sen bana mı yürüyorsun?"

Ona cevap vermeden kahkaha attığımda kollarını belime doladı. "Ve şuan bende sana yürüyorum sanırım." Bu sefer o kıkırdarken başının üstüne bir öpücük kondurdum.

.....

Siz: Tuna eve geldi mi?

Fıstığım: Hayır daha gelmedi.

Fıstığım: Ne oldu.

Siz: İnci de gelmedi.

Siz: Acaba birlikte olma ihtimalleri var mı?

Fıstığım: Ne oldu Ahmet?

Siz: Fıstığım Annem yanında sadece Leyla'yı getirmemiş.

Fıstığım: Annen Leyla'yı mı getirdi.

Siz: Bak bizim ailenin genelinde beşik kertme sorunu var.

Siz: Herkes beşik kertmesiyle evlenmek zorunda.

Fıstığım: Herkesin beşik kertmesi mi var?

Fıstığım: İnci?

Siz: Evet işte.

Siz: Sadece Leyla'yı değil Ulaş'ı da getirmiş yanında.

Siz: İnci'nin beşik kertmesi

Kat 3 'Texting' (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin