65.B

416 28 4
                                    




Fıstığım: Ne oldu?

Siz: Ne, ne oldu Sedef?

Siz: Neredesin sen, neden telefonumu açmıyorsun?

Fıstığım: Evdeyim Ahmet

Fıstığım: Açmak gibi bir zorunluluğum mu var?

Fıstığım: Var da ben mi bilmiyorum

Siz: Aşkım bak annemle konuştum, onu anlatacağım sana

Siz: Niye önümüze taş koyuyorsun

Fıstığım: Bende konuştum annenle

Fıstığım: Yakında kertmelerin evlerine geri dönüyorlarmış

Fıstığım: Bunun üzüntüsünü mü paylaşacaksın benimle?

Siz: Ama artık yeter

Siz: Bende bizim için bir şeyler yapmaya çalışıyorum Sedef gör artık şunu

Siz: Annemin kırmak şu dünyada isteyeceğim son şey. Onun söylediklerine karşı gelemiyorum

Siz: Ama bu demek değil ki senden de vazgeçeceğim. Ben onun uygun zamanını kollarken bir anda getirdiği Leyla'yı

Siz: Yoksa ben ister miyim gizli gizli ilişkimizi yaşamayı

Fıstığım: Gerçek mi diyorsun

Siz: Niye yalan söyleyeyim fıstığım

Siz: Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun. Senin kalbine girebilmek için neler çektiğimi de biliyorsun

Siz: Bu kadar basit bir olay için seni nasıl bırakırım

Fıstığım: Güvenmek istiyorum sana Ahmet

Fıstığım: Annen bizim ilişkimize inanmadığı söyledi başta

Fıstığım: Sonra Leyla'nın gelmesine rağmen inat ettiğimizi görünce de emin olmuş. Öyle söyledi.

Siz: Biliyorum bana da anlattı

Siz: Artık bir engelimiz kalmadı

Fıstığım: Kaldı

Fıstığım: Gönlümü almadın hâlâ

Siz: Aa evet nerdeyse unutuyordum

Fıstığım: Tamam ağlama dur

Fıstığım: Akşama seni köfte ekmek yemeye götüreyim gönlümü orda alırsın.

Siz: Birtanesin beee

....

Kollarım arasındaki çiçek bahçeme üstten bir bakış attım. Öylece yolu izliyor, tek kelime dahi etmiyordu. Okuldan çıktığımız andan beri durgun tavrına başta ses çıkarmamıştım ama artık sinir bozucu bir hâl almaya başlamıştı bu durum. "İnci iyi misin?" dedim onu kendimden uzaklaştırırken.

"Evet, neden?" Sorusu sanki bana değilde kendisineydi. "Ne oldu ki?" dedi gülümsemeye çalışırken.

"Neden sessizsin bu kadar?"

"Tadım yok ya." Beni geçiştirir gibi önüne döndüğünde kolundan tutup kendşme çevirdim.

"Fırat mı geldi yanına?" Bakışları anında yüzüme çıkarken başını iki yana salladı. "Hayır onunla alakası yok."

"Ne oluyor o zaman?"

Eli kolundaki elime gittiğinde temasımızı kesti. "Bana neden anlatmadın Tuna?" Gözlerinin önüne düşen saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırdı. "Neden Fırat'la kavga ettin?"

Bir adımda dibine kadar girdiğimde çenesini tutup yüzüme doğru çevirdim. "Gerçekten bunu mu düşünüyordun İnci?" dedim yarım ağız gülerken.

O bana şaşkınlıkla bakmayı sürdürdüğünde kısık sesle kıkırdadım. Kimse duymasın ister gibi sesim fısıltıya dönüştü. "O gün seni gördüğüm an kendimden geçmiştim bebeğim. Ve o adamın sana olan davranışı beni çok sinirlendirmişti." Kaşları sorgularcasına çatıldığından dudağının kenarını kıvrıldı. Bu durum hem hoşuna gitmiş hemde dişündürmüştü.

Gözlerim kısa bir an o eşsiz çilleri üzerinde dolaştığında gülümsemem büyüdü. "Senin bu güzel çillerini o adam yüzünden akıttığın göz yaşları ıslattığıbı gördüğümde daha fazla dayanamadım." Kulağına doğru yaklaşıp fısıldadım. "Adamın üstüne atladım."

Bedeni kısa bir an titrerken gözleri gözlerimdeydi. Aklına bir şey gelmiş gibi gülmesini durdurmak adına dudaklarını birbirine bastırdığında derin bir nefes aldı. "Sonra da sopa yed‐" Cümlesinin devamını getirmesine izin vermeden susturmak için kullanabileceğim en mantıklı yönetimi uyguladım. Öptüm.

Kendimi kısa sürede milim aralık bırakacak şekilde geri çektiğimde gülüyordu. "Bu güzeldi." dedi kıkırdarken. "Ama yetmedi."

....

Fesat olmayın ayıbhdjdndkd

Bu kadar öpüşme benim bünyeye fazla agalar

ni gari bu

Kat 3 'Texting' (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin