"Jungkook'un içi rahat olsun o halde! Buradaki bütün lanetleri üçümüz avlayacağız!"
Çocuk gülümseyince başımı sallamış ve ileriye doğru koşmaya başlamıştım.
"Adınız neydi bu arada?" Arkamdan bana yetişen çocuk adını sorduğunda hemen cevabımı verdim.
"Taehyung, senin?"
"Vien."
Vien kız ismi değil miydi?
Önümüze atlayan lanetle şoka girmiştim, elimi orağıma atamadan lanetin bana tekmeyi geçirmesiyle biraz savrulmuştum. Kafamı kaldırdığımda Vien, balerin gibi dönmüş laneti ortasından bölmüştü.
Kalkmama yardım etmiş, ardından ilerlemeye devam etmiştik. Orağımı elimde tutmak ve dikkatimi dağıtmamak en mantıklısı gibi görünüyordu.
"Kralı da korumamız lazım." Dedi Vien sessiz bir şekilde.
"Ben o kralı hayatta korumam." Duyduğum çığlıkla oraya koşmuş, gördüğüm laneti yok etme büyüsü ile öldürmüştüm.
"Bu lanetler oldukça güçsüz." Dedim ve çocuğu yerden kaldırdım.
"Lütfen son hızda köyün çıkışına koş, illa birilerini bulursun." Çocuk başını sallamış, teşekkür ettiğini belirterek yanımdan ayrılmıştı.
"Çok fazla tepki vermiyorlar."
"Bu zaten yaşanmış bir şey, o yüzdendir." Dedi Vien, başımı salladım.
"Size bir soru sorabilir miyim?" Dediğinde başımı sallamıştım.
"Üçümüz dediniz, ama üçüncü kişi yok." Dediğinde zoraki bir şekilde gülümsedim.
"Bahsettiğim kişi Jeongguk'tu." Dedim alnımdaki teri silerken.
"Anladım, şu an nerede peki?"
Kalbimde oluşan garip hisle öne doğru savruldum. Vein'in sesini duyduğumda yere çöktüm. Hayatımda ilk defa deneyimlediğim his bana ağır bir baş ağrısı vermişti.
Ayrıca, sanki bir anlığına Jeongguk'un nerede olduğunu görür gibi olmuştum. Uyarılmış mıydım? Ne konusunda uyarılmıştım? Vien'in sesi mi tetiklemişti?
"Jeongguk'un yanına gitmeliyim." Diyerek kalkmış, koşarak az önce gördüğüm yere varmayı hedeflemiştim.
"Ben buradakileri temizlerim!"
"Çok sağ ol Vien! Kesinlikle seni sonrasında bulacağım."
Koşmaya devam ettim, kalbime yeniden giren ağrıyla etrafıma baktım.
Jeongguk buradaydı, her yeri kan içerisindeydi ama buradaydı işte! Dikkatlice bir yere bakıyordu.
Yanına gidip omzuna dokundum, hiçbir tepki vermedi.
Baktığı yere baktığımda ağzım şokla açıldı, ayağıma karşımızdan gelen kanları önemseyemedim bile. Nutkum tutulmuştu sanki, nefes dahi alamıyor gibiydim. Kan dolaşımımın hızlandığını hissedebiliyordum, kalbim sanki kulağımdan fırlayacak gibiydi. Jeongguk'a gitti bakışlarım zor bela. Onun da benden bir farkı yoktu. Elini kılıcına götürmeye çalışıyordu fakat eli o kadar titriyordu ki bu resmen imkansızdı.
Gözüm yeniden karşımızdaki adamı buldu.
Yani Jungkook'u.
"Bu-Bu lanet mi?"
"Evet," dedim emin bir şekilde. "her tarafı kanla kaplı, omzundan akan bağırsağı görmüyor musun? İnsan yemiş. Bilincini kapatacak kadar saldıralım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vincent | taekook ✓
FanfictionKim Taehyung ve Jeon Jeongguk, kaderin kırmızı ipleri ile birbirine bağlanmış kişilerdi. !Olağanüstü olaylar !Rahatsız edici olabilecek sahneler tamamlandı Mantık hatası bulundurur (üşenmediğim herhangi bir zaman) düzenlenecektir.