yeniden merhaba

3 0 0
                                    

"Anlıyorum." Dedi Millie. Yutkundum ve gülümsedim.

"Ne yapacağız?" Dedi Araf Millie'ye dönerek.

"Tabii ki de Taehyung'a yardım edeceğiz."

"Ya Jeongguk dediği adam Jeon ise? Jeongguk ismi bir yerlerden tanıdık geliyor." Dediğinde kaşlarımı çattım, Araf'ın gözleri hemen beni buldu.

"Neden kaşlarını çattın?" Dedi tıslayarak.

"Araf şu tavrına son ver." Dedi Millie uyarır bir ses tonuyla fakat Araf pek takmış gibi değildi.

"Jeon ise ona da sana da yardım etmem." dedi ve solunda duran kılına uzattı sağ elini. Tetikte bekliyordu, bana en başından beri güvenmemişti. O yüzden sola koymuştu kılıcını. Geri çekilmeyi düşündüm, yapacak zamanım vardı. Ağır çekimde gibiydi ortam, kaçacak olsam kaçabilirdim. Yine de güvenini kazanmak için hareket etmedim.

"Araf!" Dedi Millie Araf kılıcını alıp ayağa kalkınca. Araf ise, keskin kılıcını şakağıma dayamıştı bile. Yalnızca stresten biraz çenemi kaldırdım. Yapacağım en küçük bir hata ölmeme sebep olurdu.

"Söyle, neden bir Jeon ile birlikte geziyorsun. Yoksa sende mi Jeon'sun?"

"Bırak o kılıcı." Dedi Millie Araf yine oralı olmadı.

"Söyle."

"Jeon değil o!" Diye bağırdı Millie. "Belli değil mi Vincent soyundan olduğu?" Araf göz ucuyla Millie'ye baktı, ardından göğsümdeki bandajlara baktı. Kılıcını geri çekmiş ve odadan çıkmıştı. Hiçbir tepki vermemiş, yalnızca çenemi yukarıda tutmayı kesmiştim.

"Kusura bakma, biz Jeon'ları pek sevmiyoruz."

"Neden?" Dedim ciddi bir ses tonuyla.

"İkimizin de ailesi bir Jeon tarafından gözlerimizin önünde öldürüldü. Lütfen anla, eğer bahsettiğin kişi bir Jeon'sa... Araf'ın yardım edeceğini pek sanmam."

"Ne yaşadığınızı bilemem, ama hiçbirinin Jeongguk'un suçu olmadığına yemin edebilirim. Yalnızca iki tane Jeon tanıyorum ve ikisi de bilerek insanlara zarar vermezler. Jeongguk kimseyi incitmedi ve incitmeyecekte." Dediğimde Millie'nin kaşları havalandı.

"Ayrıca bir insanı soyu yüzünden aşağı tutmak gördüğüm en aşağılık hareket. Jeongguk'a bir şey yapmayı düşünecek olursanız size istemediğim şeyler yapmak zorunda kalırım."

Dediğimde Millie gülümsedi.

"Ah, Tanrı'm çok tatlısın... Sana yardım edeceğim, çok uzakta olduğunu düşünmüyorum." Dediğinde gülümsedim.

"Araf'ı çağıralım ve yola koyulalım."

_____

"Çölde yürüyormuş gibi hissediyorum." Dedim yanımda yürüyen Millie'ye. O ise hiç sıcak değilmiş gibi dik bir şekilde yürüyordu. Araf önden gitmek istemişti. Millie izin verdiğinden tehlikeli olabilir diyememiştim. 

"Dediğin yer bu yoldan geçiyor."

"Evet, ama..."

"Karşıda bir hareketlilik var." Dediğinde kaşlarımı çattım. Millie ile hızlıca oraya gittik.

Ve Tanrı'm bu görüntü gerçek olmamalıydı.

Araf bir lanet parçasıyla karşılaşmıştı ve onu kurtaran kişi muhtemelen şu an karşımda duran Vien'di.

Tek sıkıntı ikisinin de birbirlerinin şakaklarına kılıç tutuyor olmasıydı.

"Buranın yasaklı bölge olduğunu bilmiyor musun?" Dediğini duymuştum Vien'in.

vincent | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin