Boku yedik.

3 0 0
                                    

"Sence uyanacak mı?"

"Uyanacaktır." Duyduğum erkek ve kadın sesiyle gözlerimi yavaşça araladım.

"Araf, uyandı!" Dedi duyduğum kız sesi heyecanlı bir biçimde.

"Gözlerim var."

Hızlıca sırtımı kaldırdım ve endişeli bir biçimde etrafıma baktım.

Bir evdeydim.

"Jeongguk!" Dedim dün (?) olanlar aklıma gelince.

Kaşlarımın ucu havaya kalkarken, ağlamaya başlamıştım.

"Hey, iyi misin?" Dedi kız sırtımı okşarken.

"'Jeongguk' diye kimden bahsediyorsun?" Dedi erkek olan daha kaba olan bir sesle.

"Sakin ol." Dedi kız sakin bir sesle. Başımı kaldırıp ona baktığımda bana tebessüm etti.

"Sen de sakin ol ve ne olduğunu bize anlat lütfen." Dedi kız. Fakat onlara güvenebilir miydim ki?

Konuşmak için ağzımı açtım, fakat ağzımdan bir kelime dahi çıkaramadan öksürmeye başladım.

Adının Araf olduğunu öğrendiğim çocuk yanındaki sürahiden su doldurmuş bana uzatmıştı.

Uzattığı suyu hemen almış ve içmiştim.

Jeongguk'da çok susamış olmalıydı.

Belki de ölmüştü.

Aklıma gelenlerle yine ağlamaya başladım. Jeongguk ile birlikte yoluma devam etmek istiyordum ben yalnızca.

Jungkook yahut Vincent ile acilen iletişime geçmem gerekiyordu.

Uyumam gerekiyordu.

"Neler olduğunu anlatırsan sana yardım edebiliriz." Dedi kız olan. Ardından destek vermek adına dibime girerek tebessüm ederken gözlerini kapattı.

"Ben, ilk önce biraz uyusam olur mu?"

"Ne?" Dedi Araf 'ciddi misin' der gibi bakarken.

"Tabii ki." Dedi kız olan. Buna karşılık gülümsedim. Tam odadan çıkacakları sırada yerimden fırlayıp kızın bileğini tuttum. Kız da Araf'ta şaşkınlıkla bana dönmüşlerdi. Kızın bileğini bırakmış, bakışlarımı aşağıya indirmiştim.

"Kusura bakmayın ama, adınız nedir acaba?"

"Onun adı Araf, benimki de Millie." Dedi kız tebessüm ederken. Ardından odadan çıkmışlardı.

Geri yer yatağına yatmış, derin bir nefes alarak kendimi uykunun kollarına bırakmıştım.

"Uyan geri zekalı geldik."

"Taehyung'a böyle seslenme demiştim."

Duyduğum iki tane sesle, hızla gözlerimi açtım.

"Günaydın." Dedi Vincent tebessüm ederek.

"Jeongguk-"

"Biliyoruz." Dedi Jungkook kaşlarını çatarak.

"Jeongguk oldukça güçlü birisi öleceğini zannetmiyorum. Tabii ölme ihtimali de var ama..." Dedi Vincent Jungkook'a dönerek.

"Ne de olsa Jungkook'un ilk ve tek öğrencisi öyle değil mi?" Dedi hemen ardından. Jungkook bir cevap vermedi, fakat birkaç saniye sonra dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

"Ölmez değil mi?" Dedim umutla. Vincent kafasını salladı.

"Pekâlâ, birileri ile tanıştım. Eğer onlara olayı anlatırsam yardım edebileceklerini söylediler." Dediğimde Vincent tebessüm etmeyi bıraktı.

"Kim olduklarını biliyor musun? Samuraylar mı, aralarında hayvanını bulmuş bir büyücü var mı? Kaçak olabilirler." Dedi Jeongguk doğrudan gözlerimin içine bakarken. Tanrı'm sanki ruhumun içini görebilirmiş gibi bakıyordu.

"Haklarında bir şey bilmiyorum, fakat isimlerini biliyorum. Millie ve Araf isimleri." Dediğimde Vincent başını salladı.

"Ben bir sorun göremedim, tetikte olduğun sürece bir sıkıntı olmayacaktır."

"Sanırım." Dedi Jeongguk fısıldayarak.

"Taehyung, Jeongguk sanırım garip bir şeye dönüşmüş. Bize biraz bilgi verir misin?" Dedi Vincent ciddi bir ses tonuyla.

"Göz bebeği yoktu ve ağzı yırtılmış gibiydi, ağzının içi de tamamen siyahtı." Dediğimde Jungkook'un göz bebekleri büyümüştü. Gözleri hemen Vincent'i buldu.

"Düşündüğüm şey değildir değil mi?" Dediğinde Vincent ensesini kaşıdı ve omuz silkti.

"Nereden bilebilirim ki?" Dedi fısıldayarak.

"Ne düşünüyorsunuz?" Diyerek araya girdim.

"Taehyung," Dedi Jungkook bana dönerken.

"Jeongguk'un sağ yahut sol gözünde bir değişiklik var mı? Ya da direkt gözü var mı?" Dedi heyecanlı bir şekilde.

"Nasıl yani?"

"Salak mısın Taehyung?" Dedi Jungkook, düz bir ifade ile.

"Jungkook!" Dedi Vincent uyarır bir şekilde. "Bir daha Taehyung'a böyle davranma, 21. Yüzyılda zorbalık adı verilen eylemi Taehyung üzerinde uyguluyorsun."

"Salak mısın Vincent?" Jungkook bunu dediğinde Vincent orağını çıkartmış (arka kısmını) sertçe Jungkook'un kafasına vurmuştu.

"Acıdı." Demişti Jungkook sessizce.

"Bana odaklanır mısınız?" Dediğimde ikisi de bana dönmüştü. Derin bir nefes almış, konuşmaya başlamıştım.

"Jeongguk, benden sol gözü için göz bandı istemişti, ayrıca artık saçlarını soluna doğru atıyor. Her şekilde sol gözünü saklamaya çalışıyor."

"Boku yedik." Demişti ellerini sertçe silker gibi yaparken.

"Nasıl boku yedik?" Diye sormuştum tedirginlikle.

"Şöyle ki, Jeon soyu-"

"Ne soymuş şu soyda amına koyayım." Dedim kendimi tutamayarak.

"Jeon soyunu seven yok ki zaten, harbiden boktan bir soy. Midemi bulandırıyor." Dedi Jungkook.

"Susun da devam edeyim. Jeon soyu laneti kendileri oluşturduğundan lanetten bir parça olabiliyor."

"Bunu zaten biliyorum." Dedim düz bir yüz ifadesi ile.

"Ah, öyle mi?" Dedi Vincent tebessüm ederken.

"Sonuç itibari ile Jeongguk lanet kısmına giriyor, arada sırada seni öldürmeye çalışırsa falan Jeongguk'a bozulma kendini kontrol edebileceğini zannetmiyorum. Etinden küçük bir parça ver kendine gelir zaten. 3 tane formdan oluşur lanetli insanlar. O şu an yalnızca birinci formuna geçebilmiş, ikinci formuna geçerse aranızda bir metre falan olsun önlem amaçlı yani. Üçüncü formuna geçtiği gibi kaç. Jungkook beni tanır triplerine de girme."

"Ne?" Dedim çığlık atmamaya uğraşırken.

"Cidden ne?" Dedi Vincent tek kaşını kaldırarak.

"Ne var?" Dedi Jungkook rahat bir şekilde. Jungkook2un bu kadar rahat olması sahiden de çok tuhaftı.

"Ölmemeye çalış." Dedi Vincent yerinden kalkarken.

Ardından Jungkook da yerinden kalktı ve bu boşlukta tek başıma kaldım.

HİKAYEYİ 10 BÖLÜM DAHA UZATTIM İMDAĞĞTTT

Valla elim kaydı 😕

neyse, bir bölüm daha yazacağım ardından jeongguk gelecek zaman atlaması yapacağım. Yeni gelen karakterlerden Araf Türk kökenli bu arada anlamışsınızdır zaten.

Bu arada hikâyede zaman zaman mantık hataları olabilir. Çok takılmayın, doğru düzgün yazamıyorum zaten amacım kendi kendime eğlenmek.

Diğer bölümde görüşmek üzere.

vincent | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin