Aksine güzel gözüküyordun

12 0 0
                                    

"Garip, gerçekten Jimin ile Yoongi'yi bu evrende de öldürebilirmişsiniz. Kelebeğin seni bulması büyük şanssızlık oldu ama." Dedi Vincent derin bir nefes verirken.

"Neden?" Diye sorduğumda tek gözünü açarak bana baktı.

"Kelebek ile büyü yapan büyücüler, çok güçsüzlerdir. Bilirsin kelebekler bayağı narin canlılardır."

Başımı salladım.

"Yine de sen kelebeği kullanmamışsın, direkt kelebeğe benzeyen bir canlı olmuşsun."

"O formu biraz kullanmış olmama rağmen beni çok yordu."

"Fark ettim, o formu çok fazla kullanma. Yine de... Artık oradasınız, adını bilmiyorum fakat Jungkook'un varlığını kemiklerime kadar hissediyorum. Dikkatli olmanız gerek, bundan sonra birçok kere karşınızda güçlü lanet parçası çıkacak. Muhtemelen yakında da, laneti göreceksiniz."

"O kadar ilerledik mi?" Dediğimde başını salladı.

"Gerçekten muazzam," Dedi. "bu kadar kısa sürede, bu kadar yol almanız... Bu kadar güçlenmiş olmanız, algımı aşıyor." Bir şey demedim.

"Her neyse," Dedi ayağa kalkarak. "Uyanman gerek."

_____

"Niye kimse 'sen uyanmak ister misin?' diye sormuyor?" Diyerek kalktığımda Jeongguk gülümsemişti. Etrafıma baktığımda, beni ilk karşılayan şey muhtemelen 40 metreden büyük olan, her tarafında gözler olan ağaçlardı.

"Burası neresi?" Diye sordum korkuyla. Jeongguk omuz silkti.

"Ben de bilmiyorum. Bizi bulduğum ilk yere soktum." Dediğinde başımı salladım.

"Nasıl oldun peki?" Diye sordum.

"Daha iyiyim, garip olan senin bütün yaralarının geçmiş olması." Dediğinde yutkundum ve bağdaş kurdum.

"Geçebildiğim formun çabucak iyileştirme tarzı bir özelliği vardır belki." Dediğimde başını salladı."

"Taehyung, o formdayken neye benzediğini biliyor musun?" Dediğinde merakla ona bakmıştım.

"Hayır..." Dediğimde başını sallamıştı.

"Kafanda kocaman bir kelebek vardı. Her tarafın bir sürü kelebekle doluydu, dört tane kolun vardı..." Yutkundu Jeongguk, ardından devam etti.

"Arkadaki iki tane daha uzundu ve siyahtı ellerinde üzerinde kelebek deseni olan siyah bir tabut taşıyordular. Diğer bir elin ise boyun kısmına çıkmıştı ve diğeri de normal insan eli gibiydi. Ayrıca takım elbise giyiyordun."

Anladığımı belirtmek için kafamı salladım. O formdayken, kendimi kontrol olmak oldukça zor olmuştu. Kendime gelmemi sağlayan etken Jeongguk'tan başka bir şey değildi. Maamafih, bir kadın da görmüştüm orada, güzel bir gülümseme ile bana bakan.

"Taehyung..."

Jeongguk bana seslendiğinde kendime gelebilmiş, ona bakmıştım. O ise başını eğmişti.

"Korkunç görünmüyordun, ses tonum için özür dilerim, yalnızca şaşkındım."

Ardından başını kaldırdı ve gülümsedi.

"Aksine güzel gözüküyordun ve- bu beni korkutmadı." Yüzümün domatese döndüğüne emindim, onun da yanakları kızarmıştı.

"Şey, yani!" Dediğinde hala kızarmış bir yüzle ona bakıyordum.

"Yanlış anladın- h-hayır yanlış anlamadın! Ama tam olarak anlamadın- ben de anlatamamış olabilirim ama. Kendini suçlama tamam mı?" Diye endişeli bir şekilde bir şeyler vızırdayınca kahkaha attım.

vincent | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin