3.Bölüm

210 12 2
                                    

Andrew'in beni bırakmaya niyeti yok gibiydi ve artık omuzlarım ağrımaya başlamıştı çünkü elleri ile kolumu mu yoksa omzumu mu tutuyordu tam anlamıyordum ama bir yeri tutuyordu işte kendinden biraz uzak tutuyordu beni ve hiç zorlanıyor gibi değildi ben artık acıya dayanamayarak çünkü biraz daha öyle durursam omzum çıkabilirdi

"Andrew indirir misin artık beni"

"Hayır"

"Yorulmadın mı"

"Hayır"

Tamam tamam en yorulmayan sensin Andrew

"Canım yanıyor artık"

Dediğim gibi beni yere bırakmıştı ben tuttuğu yerleri ovmaya başlamıştım çünkü uyumuş gibilerdi bana bakarak

"Bir daha böyle bir şeye kalkışma istersen "

"Nedenmiş"

"Bu sefer bana denk gelmeyebilirsin de ondan"

"Bu ne demek şimdi "

"Yani benden başka biri senin kaçtığını görseydi öldürlerdi"

"Kaçan kişileri öldürüyorlar mı"

"Evet"

"O zaman senin beni şuan öldürmen gerek"

"Evet"

"Neden öldürmüyorsun o zaman"

"Sen seni öldürmemi istiyorsun galiba "

"Yani köle olmamdan iyidir "

"O kadar kötü bir şey değil aslında köle olmak"

Ben ona ters bir bakış attıktan sonra

"Tamam bir an düşündüm de o kadar kötü bir şey "

"Yüce Pankrati'ya ulaşana kadar köle kalıcam dimi"

"Victoria köleliğin düzeyleri var ne kadar güzel hizmet edersen seviye atlarsın"

"Kimseye hizmet edemem"

"Victoria yaşamak istiyorsan hizmet etmek zorundasın"

"Yaşamak istiyor muyum sence "

"Tamam sen kazandın ama benim sana davrandığım gibi oradaki kimse sana öyle davranmayacak"

"Nasıl yani"

"Şöyle bir düşün vatan haini olan bir kasabadan geliyorsun sana prensesler gibi davranacak halleri yok herhalde "

"Haklısın galiba "

"Bana bak Victoria orada asla asilik yapma asla"

"Neden"

"Ölmeni istemem"

"Neden bu kadar iyi davranıyorsun bana "

"Hiç "

"Galiba cevabımı alamayacam"

"Öyle olucak galiba "

Dedi ve sırıttı konuşurken o kadar yürümüştük ki arabaların yanına gelmiştik Andrew beni kolumdan tutarak arabaya götürdü arabanın kilidini açtı ben içeri girdikten sonra kapıyı yeniden kapattı sonra orada oturan askerlere sert bir bakış atarak

"Kalkmayı düşünmüyor musunuz yüce Pankrati'ın köleleri "

Hepsi ayağa kalkıp arabalarına bindi sonra yola koyulduk ben her yaklaşmamızda içime kötü bir his kaplıyordu biz saraya gitmek için bir tane kasabadan daha büyük bir yere girmiştik ve girdiğimiz gibi oradaki insanların bize taş gibi şeyler atması bir olmuştu o kadar karışık sesler geliyordu ki anlamıyordum biz kollarımız ile kendimizi korurken kafama bir şey çarpmıştı bununla beraber sarsılmam bir olmuştu o an Andrew ile göz göze gelmiştik insanlara bakarak

KÖLE VİCTORİA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin