22.Bölüm

42 2 8
                                    

Benle Andrew tek kalmıştık ben Andrew'e kafamı çevirdim ve o bana bakıyordu

"Ne yapıcaz Andrew"

"Bilmiyorum"

"Bu kadar kötü şeyleri yaparken ne geçiyordu bu kadının aklından yaa bu dünyada sadece güçle mı var olur insan "

"Evet"

"Ne demek evet"

"Bu dünyada hatta bu evrende gücün olmadan bir hiçsin sen Victoria o da gerçekleştirmek istedi"

"Sen hala o kadını mı savunuyorsun yaa bana Andrew ne oluyor az önce gayet iyiydik"

"Ben onu savunmuyorum Victoria neyi abartıyorsun"

"Ben mi abartıyorum yani şuan"

"Victoria ben sadece onun da haklı yanları var kendince yani onun tarafından da mı düşünsek "

"Andrew kendine gel ben ailemi yok eden bir insanın yerine kendimi asla koymam ve sen nasıl onun haklı olduğunu düşünüyorsun yaa o senin anne ve babanı öldürdü ablanın senden nefret etmesini sağladı "

Diye bağırmıştım

"Haddini aşma Victoria "

"Ben mi haddimi aşıyorum Andrew bende hata seninle birlik olduğumuzu hatta senin de intikamının arkasında olduğunu düşünmüştüm bende hata yani daha kendini bile bilmeyen neye sinirleneyeceğini bilmeyen anne ve babasını onun umrumda olmayan biri ile yola çıkıyorum sen hiçbir şey hak etmiyorsun Andrew duydun mu beni şimdi abartma deme sen gerçekten hiçbiri şeyi hak etmiyorsun benim ailemi Kraliçe değil sen öldürdün benim ailemi sen yok ettin çünkü sen cani vicdansız bir katilsin sen katilsin Andrew ablanı daha iyi anlıyorum"

Diye üstüne bağırmıştım onunda yavaş yavaş gözleri dolmuştu

"Öyle mi düşünüyorsun gerçekten"

"Evet öyle düşünüyorum"

"Peki"

Dedi soğuk ve acı içinde ve sonra arkasını döndü ve uzaklaşmaya çalıştı benden ve gitti gözden kayboldu

Ben ne yaptığımı şimdi anlamıştım o sadece iki taraflı düşünmek istiyordu ben yere oturdum ve gözlerimi göle diktim ve gözyaşlarımın akmasına izin verdim sonra birden yanıma küçük ejderha geldi ve ona sarılmamı ister gibi kendini bana yasladı ben ona sarıldım ve

"Ben berbat bir insanım hiçbir iyiliği hiç kimseyi hak etmiyorum hatta çift başlı ejderha olmayı bile hak etmiyorum özür dilerim ben yapamam özür dilerim"

Diye fısıldadım ve küçük ejderha benden yavaş yavaş uzaklaşmaya başladı ve göle bakmaya başladı ben baktığı tarafa baktığımda karşımda Vladimir duruyordu

"Kendine gel bu kadar güçsüz olamazsın"

Bana demişti küçük ejderha biraz daha uzaklaştı ve ben ayağa kalktım Vladimir'e baktım bana güçsüz mü demişti bu bana mı demişti bana mı öyle geldi

"Güçsüz derken"

"Hemen ağlıyorsun her şeye tabii ki de güçsüzsün tam bir çift başlı ejderha asla olamayacaksın"

"Ne diyorsun sen yaa "

"Victoria "

"Ne Victoria yaa bıktım ben yaa hayatım ne kadar değişti farkında mısın bundan bir veya iki hafta önce ben nasıl bir haldeydim şimdi nasıl bir haldeyim ailem yok sevdiğim yok benim kimsem yok farkında mısın bunları kaldıramıyorum artık anlayabiliyor musun eğer bu beni güçsüz yapıyorsa evet ben güçsüzüm tamam mı çünkü ben artık dayanmaktan çok yoruldum duydun mu beni inanamıyorum bunlara düşünmekten bıktım yoruldum sadece kendi pencerenden bakarak bana kızmayı kes artık çünkü benim şuan burada olmam bile büyük bir şans bu koca kapının ardında neler yaşadım ben biliyor musun vücudum bı panter tarafından parçalandı laf sokmalar o dışarıda olan herkes benden nefret ediyor hepsi benim burada ölmemi bekliyor farkında mısın acaba bak ellerime taş kömürü ve tuz ile yakıldı ve ben bu ellerle buraya gelmemin sebebi olan iki kızı öldürdüm duydun mu beni yeter güçsüz falan değilim ben bunlar bir insanın hatta bir kadının kaldırabileceği şeyler değiller "

KÖLE VİCTORİA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin