6.B:MİNOTOR

81 22 2
                                    

Selam hepinize.
Arkadaşlar şimdi tatilden döndüm ve hemen kitabın
Başına geçtim.
Kusura bakmayın sizi beklettim.
Hadi geçelim!

💖

Gözlerimi yeni bir gün ile açtığımda gördüğüm şey beni büyüledi. Pencereden gördüğüm gökyüzü manzarası bu mükemmelliği kapsıyordu. Burayı gerçekten sevmiştim, yeraltı ve Ejderlerimin olduğu gökyüzü mükemmeldi.

Yataktan kalktığımda, lavabonun olmadığını gördüm. Ah tabi onların ejder olduklarını unutmuştum. Kapıdan çıktığımda, Ehecatl'i gördüm.

Oda beni gördüğünde gülümsediğini anlamıştım. Ona gülümseyip yanına gittim.

"Günaydın ejderim!" dedim ve arkasından gelen Saphira ve diğerlerini de gördüm.
"Günaydın kraliçem." Herkesle selamlaştıktan sonra Dragon'un olduğunu düşündüğüm yere doğru yürümeye başladık.

Kapıyı açtıktan sonra Dragonu bir masanın yanında otururken bulduk. Kapıdan kim girdi diye baktığında bizi görmüştü ve ayağa kalktı. Görkemli siyah kanadı gözlerime sunulurken gözlerimin parıldamasına engel olamadım.

Yavaş yavaş yanına yürürken birşey fark etmiştim.
Dragonda bir kan izi vardı.
"Dragon bu kan ne?" Sözlerim bittiğinde hepsi birbirine tedirgin bakışlar atıyordu. Benden habersiz bir iş döndüğü için kaşlarımı çatmıştım. En sonunda dragon konuşmaya başladı.

"Kraliçem küçük bir Minotor saldırısına uğradım.Fakat merak etmeyin büyük birşey değil." Dedi Dragon içimi rahat ettirmem için.
"Kalkın gidiyoruz." Arkamı döndüm ve kapıya doğru yürüdük arkamdan gelen 7 tane nesli tükendiğini sanılan benim küçük bebeklerim ile. Tamam küçük değillerdi, bebekde değillerdi ama bebeklerdi işte benim için.

Onları çabuk kabul ettiğime inanamuyordum. Dragon'un
tapınağından çıkmadan önce kapının yanındaki ok ve yayımı almış ve sırtıma takmıştım.

"Evet çocuklar. Söyleyin bana o minotor yerini." Ufak bir konuşma yapacağım." Sözlerim bittiğinde hepsi birbirine bakmıştı. Hiç kimsenin konuşmayacağını anladığımda önüme dönmüş ve konuşmaya başlamıştım.
"İyi vermeyin, ben bulurum nede olsa." Yürürken arkamdakilerin döneceğini düşünmüştüm fakat onlar dönmeyip, benim peşimden gelmeye başlamıştılar.

Dragon yanıma geldiğinde, konuşmaya başladı.
"Kraliçem size birşey söylemem gerekiyordu fakat zaman olmadı affedin." Dedi.
"Söyle Dragon." sözlerimin eşliğinde benimle beraber cesaret alarak konuşmaya başladı, bu sırada yürümeyi de ihmal etmiyorduk.

"Kraliçem, sizin bizim Kraliçemiz olduğunuz için size bizden bir kaç özellik verilecek. Yani ateş, lav gibi."
Sözleriyle kaşlarım havaya kalktı.
"Anladım. Peki ne zaman gelecek?" Konuşmamızı arkadakilerde duyuyordu.

"Onu bilmiyorum Kraliçem. Ben sadece bunu söylemek için görevlendirildim Doğa ana tarafından." Dragonun sözlerini onaylayarak, başımı salladım.

"Sen Doğa anayla nasıl bağlantı kuruyorsun?"
Meraklanmıştım.
"Rüyalarım sayesinde ama bu ona bağlı. O isterse konuşabiliriz ve o bana ulaşabilir. Doğrusu o herkese ulaşabilir."

Sözlerini anladığımı belirtmek için kafamı olumlu anlamda salladım. 28 dakika boyunca biraz daha yürüdükten sonra birden durduk.

"Ne oldu?" Dedim Yanımdaki Saphiraya.
"Kraliçem bir ses duyduk." Onların kulakları Daha sivri olduğu için ben duymamıştım sesi. Fakat karşıdaki kişinin oldukça sessiz olduğu belliydi. Bu aradığımız minotor olabilirdi.

Zihnimden ejderlerime seslendim.
"Bu aradığımız minotor olabilir mi?" sözlerimle Birlikte ayak sesleri iyice büyüdü.
"Olabilir Kraliçem fakat bu minotor kralı olabilir. Dragona serbest olan minotor Saldırmıştı." dedi Deathwing. Minotor krallığından ayrı yaşayanlar da vardı ve onlara kuralsız derlerdi. Ejderhalarla ve minotor krallığıyla anlaşamazlardı.

Ruh VarisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin