9.B:SIR ODASI

60 14 7
                                    

Selam!
Yeni bir bölüme hoş geldiniz!

🦋

"Alex.. Burada ne yapıyorsun?" Dedim, Gözlerimi etraftan ayıramamayarak. Etrafta kırmızı ışıklar vardı. Duvarlarda ise tanrı ve tanrıçaların fotoğrafları..

"Sana güvendiğim için seni buraya getirdim. Şuraya oturabilirsin, sana herşeyi anlatıcam." Gösterdiği yere oturdum ve oda karşıma oturdu ve konuşmaya başladı.
"Tanrı ve tanrıçalar bir iş çeviriyor Noah. Hemde büyük bir iş." Sözleri ile şaşırmamıştım. Çünkü bir iş yaptıkları belliydi.

"Tek ben fark ettim sandım." Sözlerimle kafasını salladı ve ayağa kalktı. Bir fotoğrafı alıp bana uzattığında işte şimdi şaşırmıştım.
"İlk bu fotoğraf ile başladım araştırmaya." Dedi Alex.

Fotoğrafta zeus ve metis vardı. Metis hikmet tanrıçasıydı.
"Zeus ile metis bir araya gelip konuştular mi yani?" Dedim Gözlerimi fotoğraftan ayırıp alex'e bakarken.

"Aynen öyle. Metis ile zeus bir araya geldiklerinde ya savaş hakkında konuşur yada olimpost." Dedi ve başka fotoğrafı alıp bana uzattı.
"Bak burda da gözleri kapalı birşey mırıldanıyorlar.
hephaistos da var." Eğerki iç savaş çıkarsa büyücüler için bu mükemmel bir şans olurdu.

"Savaşa yakın acaba ne yapacaklar ki? Birde bizden habersiz." Sözlerimle Alex dudağını büktü ve konuşmaya başladı.
"Tam emin değilim ama bence bir savaş canlısı yapacaklar, hemde milyarlarca." Eğer ki Alex'in dediği gibi milyarlarca olursa büyücülere karşı kazanma olasılığımız fazla yüksekti.

"O zaman savaşı kazanabiliriz." dedim kaşlarımı kaldırarak.
"Olabilir ama bence hades yani baban ve zeus, senin kraliçe olduğun gün bu konuşmayı yaşadılar. Babana da anlatmışsın zaten kraliçe olduğunu ve bu yüzden savaşı kazandığımızı sanıyorlar. Fakat ya büyücülerde savaş canlısına benzer veya bizim gücümüze karşı olan makine yarattıysa."

Alex haklıydı. Büyücüler zeki varlıklardı ve makine yapma olasılığı yüksekti.
"Şimdi öyle bir makine çıkarsalar bile ruhlar da var yani ruhları da savaşa katmalıyız." Kafasını olumlu anlamda salladı ve ayağı kalktı.

Bembeyaz duvarın önüne geldiğinde bir çıkıntıya elini koydu ve bastı. Duvar yana doğru kaydı ve geçilecek yer bıraktı.

Burada böyle bir yer bekliyordum açıkçası. Ayağa kalktım ve Alex'in yanına gittim. Beraber içeri girdiğimizde burası oldukça karanlıktı.

Alex'in meşale yakmasıyla etraf aydınlandı. Etrafta kağıtlar ve birkaç harita vardı.
"Burası demin gördüğün yerden de önemli ve değerli yer. Tanrıların ve tanrıçaların hayatı boyunca ne yaptıkları, ne sakladıkları ve sırları var. Buna zeus ve hadesin tam anlatamadığı yeryüzü yasağı da
dahil." Dediğinde şokla ona baktım.

"Babamın yeryüzünden neden yasak koyulduğunu komple biliyorsun yani?" Ben yarısına kadar biliyordum fakat hepsini bilmiyordum.

"Burada bir yerde kağıtlardan olmalı.Ben okumadım seninle beraber okurum diye." Onu onaylayıp, içinde tek tek olan küçük kapların yanına gittik. Burada bir sürü fotoğraf vardı ve bir çoğunun eski fotoğraf oldukları belliydi.

Alex eline birkaç kağıt alıp baktığında sonunda bulmuş gibi konuşmaya başladı.
"Aha buldum. Yanrılar arası sözleşme kağıdı.Hadesin tanrıların ve tanrıçaların arasında birçok sorun vardı eskiden. Mesela hadesin izni olmadan yeryüzüne çıkan ruhlar, ruhların zeusun halkına sataşması vesaire vesaire. Fakat Hades yeryüzüne çıkan ruhları Yeraltına hapis edebilirdi ama bunu yapmadı. Küçük bir iç savaş çıkabilirdi. Zeus ile Hadesin de arası tanrılar kadar olmasada bozuktu .Zeus, tanrılar ile toplandı ve Hadesin yeryüzüne 18 yıl yasak konulmasını istedi zaten babası kronos yüzünden de en fazla bu kadar yasak koyabiliyordu. Savaş tanrısı yani baban hariç herkes toplandı ve Hadesi yeryüzünden attılar."

"Buna hades çok sinirlenmiş ve intikam almak istemişti. Fakat yeryüzüne çıkan ruhları Yeraltına hapis edebilirdi ama bunu yapmadı ve küçük bir iç savaş meydana geldi ."

Bir yandan Olimpost haklıydı bir yandan da babam...
İki taraf arasında kalmıştım fakat tabiki de babamı tutacaktım ne olursa olsun o benim babamdı..

"Peki burayı başka kim biliyor? Yada bu kağıtları?" Sözlerimle tahtadan olan koltuğa oturdu. Bende yanına oturduğumda konuşmaya başladı.
"Babam bir kısmını biliyor ama sana anlattıklarımdan da oldukça az bir kısmı. Başka kimse bilmiyor bir tek sen biliyorsun. Sadece sana güvenebildim."

Belki 2 3 günlük arkadaşlığımız vardı fakat önemli olan geçirdiğiniz vakit ve konuşmalardı. Bende lidyadan sonra tek güvendiğim kişi Alexander idi.

"Teşekkür ederim. Ee başka ne var burda?Yani başka ne sırlar var?" Meraklanmıştım, bu küçük yerde büyük sırlar vardı. Ve bunun sahibi de Alexander idi.
"Geçmişte olan savaşlar yani mesela griffonların altın savaşları vs. Fakat en büyük savaş eskiden olan büyücü ve olimpost savaşıydı. Büyücüler yüzlerce büyücü kaybetti, aynı şekilde zeus ta yüzlerce yarı tanrı olanlar veya askerlerini." Yarı tanrı olanları zeus ve diğer tanrılar ve onların varisleri onları küçümsüyordular.

"Zeus ve diğerleri yani tanrılar ve varisler neden yarı tanrı olanları küçümsüyor?msonuçta onlarda tanrı sayılmıyor mu?" Sözlerime kafasını salladı.
"Evet fakat onların gücü bizimkinden çok az olduğu için tanrılar ve varisler kücümsüyor ama bence küçümsemeleri çok saçma." dedi ayağa kalkarak
"Bencede." dedim bende.
"Seninle hep aynı fikirde olmamız çok güzel değil mi?" belli etmesemde çok güzeldi birisiyle aynı fikirde olmak.

"Benimle aynı fikirde olduğun için onur duymalısın!" dedim ve gülerek ayağa kalkıp saçımı geri savurdum.
Arkamdan gülerek yürümeye başladı.

"Buraya ne zaman geliyorsun?" dedim etraftaki resimlere bakarak. Bir sürü canavar resmi vardı.
"Haftada 3 kere zamanım oldukça tek geliyorum." dedi.
"O zaman artık tek olmayacaksın, bende gelicem." Dedim itiraz istemeyerek.

"Büyücüler ile sınırımıza yakın bir yerdeyiz Noah. Gelemezsin." sözlerine alaylı bir şekilde güldüm.
Benim kim olduğumu unutmuştu sanırım.
"Alex farkındaysan ben yeraltının varisi ve hadesin kızıyım. Bana kim ne yapabilir karşımda donuna sıçmaları dışında." tebessüm etti ve konuşmaya başladı.

"İyi o zaman büyücüler karşımıza çıkarsa seni tek bırakır kaçarım." dedi beyaz duvardaki çıkıntıya basarak.
"Korkak. Anca kaçarsın." ağzından 'he he' sesi çıktığında gülmüştüm.

Alex ile uğraşmak hoşuma gidiyordu.

Duvar ikimizin geçeceği kadar yer bıraktığında önden ben arkamdan da Alex geçti duvardan. Buranın yapımı uzun sürmüş olmalıydı duvarların yıpranmış olduğuna bakılırsa.

"Sen burayı ne zaman yaptın Alex?uzun zaman olmuş gibi."mDedim mağaradaki son kapıdan çıkıp ormanın içine girince.
"3 yıl önce 10 15 tane büyücülerin saldırmasından kaçarken buldum bu mağarayı. Tabi o zamanlar güçsüz bir varistim. Mağarayı bulduğumda bir kaç araştırma için kullanırım derken bu hale geldi işte." Kafamı salladım ve sessizleştim.

Orman ürkütücü derece sessizdi ve bu bir tek benim dikkatimi çekmemiş olmalı ki Alex sürekli etrafa bakıp duruyordu.

"Fark ettin mi?" Dedim mırıldanarak.
"Evet." Dedi ve sırtındaki okları ve yayı çıkardı.
"Hadi Noah yarışma yapalım seninle." Dedi bağırarak Alex.
Belli ki rol yapacaktık.

"Tabi ki ama kazanan ben olucam." Dedim bağırarak. Bende ok ve yayımı çıkardığımda bir kaç dal sesi geldi.
"Görücez." dedi Alex ve bir ağaca Nisan almış gibi yaptı.

Ayak sesleri iyice yaklaştığında büyücüler ile aramızda en fazla 10 adım olduğunu anlamıştım. Bir tane büyücüyü fark ettiğimde havaya Nişan alıyormuş gibi yapıp ona Nişan aldım.

"1 2 3 diyince." Dedi Alex.
"1.. 2..3.."oklarımız yaydan çıktığında aynı anda ormanda acı bir ses yankılandı.

🦋

9.BÖLÜMÜN SONUUU
OY VERMEYI UNUTMAYIN!

Ruh VarisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin