Selam!
Emeğimin karşılığı için oy vermeyi unutmayın!
Hikayeye geçelim.🦋
Bazen ne kadar güçlü olursanız olun yanınızda birisini istersiniz. Sizi sevmeyi,kollamayı,savaşmayı,yardım etmeyi ögretirdi. Bunu yapmayı ne kadar bilsenizde hayat yalnız geçmezdi. İllaki yanınızda birisi olurdu,doğru birisi.
Fakat doğru birisi olmadığı zaman incinir ve güvenini kaybederdin. Bütün konularda, herşeyde emin olabilirdin ama kişilikte olamazdın.
Alex ise doğru kişi olması için tanrı hadese dua ediyordum.
Ah yanlış anlaşılmasın Alex'i arkadaşım olarak görüyordum. Fakat bundan da emin değildim.Alex ile son konuşmalarımızdan sonra sır mağarasına gitmiş ve biraz araştırma yapmıştık. Babam hades de araştırdığımız işlerde olduğuna emin olmuştuk. Yani bütün tanrı ve tanrıçalar bir iş çeviriyordu.
Büyük bir iş.
Alex ile düşünmekten ve araştırmaktan çığlık atacak seviyeye geldiğimizde sır mağarasından çıkmıştık. Kronos işini ise yarın babama annemi özledim diye Yeraltına gidip, orda kerberos ile konuşmaya çalışacaktım.
Umarım herşey sarpa sarmazdı.
Sessiz ormanda sadece Alex ve benim adımlarımızın sesi yankılanırken nedense Alex'e döndüm. Aynı anda birbirimize dönmüştük.
İlk konuşan ben olmuştum.
"Sence başarır mıyız?" dedim. Ne demek istediğimi ilk başta anlamamıştı ama sonradan anladı.
"Dikkatli ve hızlı olursak başarırız." dedi ve kolunu omzuma atıp beni kendine çekti.Ona gülümsedim ve yürümeye devam ettik. Şuan sanki yenilmez gibi hissediyordum. Evrene baş kaldırıyormuşum gibi..
Yeraltındaki gibi Yalnız hissetmiyordum.
Birisi vardı.
Yeryüzünü seveceğim birisi vardı.
Yenilmez hissedeceğim birisi vardı.
Alex vardı..Alex'den hiç ayrılmak istemiyordum.
"Savaş çok yaklaştı Alex. Kendini nasıl hissediyorsun?" sözlerimle başını başıma yasladı. Fakat hala yürüyorduk.
"Sen olunca tamamlanmış gibiyim. Belki bu sana garip geliyor olabilir ama sensiz hiçbir şeyim." Dedi. Sözleri ile gülümsemem ve onun kafasını kaldırıp başımı öpmesi bir oldu.Sanırım Alex'den hoşlanıyordum.
Ne kadar bunu kabullenmesemde ona bakınca içimde kelebekler uçuşuyordu. Bende tamamlanmış gibiydim. Alex hayatıma yağmurun toprakla buluşması gibi girmişti. Şifa bulmuştum onda.
Sağlığıma yaramayan şifa olduğunu bilmiyordum..
Evet kısa sürede bu kadar çok yakın olmamız garipti ama önemli olan süre değil yaşanmışlıklardı. Alex ile ondan hoşlanacak kadar yakındık.
Şuan ise aklımda tek bir soru vardı.
Acaba Alex beni seviyor muydu?
Bence seviyordu. Onun hiç başka bir kızla benim kadar samimi olduğunu görmemiştim.
Birden durdum ve ona bakmaya başladım. Oda bana neden durduğumu anlamaya çalışıyormuş gibi bakıyordu. Kara hareleri, grilerime endişe ile bakıyordu.
"Birşeyin mi var?Neden durdun Noah?" dedi. Neden durduğumu bilmiyordum fakat sormak istediğim birşey olduğunu iyi biliyordum.
"Beni seviyor musun Alex?" Sözlerim biter bitmez gözleri farklı bir endişe ile parlamaya başladı. Sanki bilmemem gereken birşeyi söylemişim gibi bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Varisi
Fantasy2 tür arasında olacak Savaşı beklerken ya Savaş 3 kişiye yapılırsa? Yalanlar kimseyi kurtaramayacaktı... Bu savaşı kazanmak için ne yapmalılar? Sırtlarını birbirlerine yaslayabilirler miydi? Bu 3lüyü çok büyük bir savaş bekliyordu. Acımasız olmalıl...