Sevgili Günlük, bu sabah içimde bir mutluluk var. Sanırım yeni yaşımın bana hediyesi bu. Bunu babamla da paylaşmak istediğim için ondan erken kalkıp ona kahvaltı hazırlamaya çalıştım. Böyle şeyleri pek bilmiyorum bu yüzden dolapta ne varsa masaya koydum. Farklılık olsun diye masaya yeni tabak koymak istedim.Ama tabakları dolaptan almaya çalışırken bir kaza oldu ve tabure ayaklarımın altından kaydı. Tabakla birlikte düşünce camlar her yerime battı ve kanamaya başladı. Aslında çok canım yanmadığını inandırdım kendimi çünkü canım yandığı için ağlasaydım babam kızacaktı. Camları halının üzerinden topladım. Ellerimden kırmızı sıvı damlayınca babam görmesin diye hemen üstüme sildim.
Babam tüm sesleri duymuş ve yine hiçbir şey söylemeden beni kolumdan tuttuğu gibi odama götürmüştü. Kapının kilitlenme sesini duyunca da ağlamadım dedim ya bugün mutluydum o yüzden ağlayamam. Odamda peçete olmadığı için tişörtlerimden biriyle kanayan yerlerimi temizledim. Bazı yerlerim kanamasa da çok acıyor.
Odamdan dışarıya izleyebildiğim bir pencerem var. Oradan gökyüzüne bakabiliyor ve sokakta oyun oynayan çocukları izleyebiliyorum. Bunun bana nasıl keyif verdiğini sana anlatamam. Kızlar sokakta evcilik oynarken, erkekler genellikle maç yapıyorlar. Sanırım çok eğleniyor olmalılar yoksa kahkahaları bizim evi doldurmazdı.
Sen şimdi beni merak ettin tabi. Merak etme çok acıkmadım. Yani alışkın olduğum için öyle midem çok guruldamadı. Hem bir keresinde halam bize gelmişti ve açlıktan midemin guruldadığını duyunca "Genç kızların midesi guruldamaz, çok ayıp!" demişti. O yüzden midemin guruldamaması için kendimle oyun oynuyorum ve aç olduğumu unutuyorum. Nasıl fikir? Umarım hiç ihtiyacın olmaz ama eğer ihtiyacın olursa sende bu fikrimi bir dene.
Lavabom elbette geliyor ama bunu sana anlatamam. Utanıyorum çünkü. Peki tamam üzülme söyleyeceğim. Odamda küçük pet şişelerim var. Gerisini anlarsın diye umuyorum. Cezam bittiğinde ne olur ne olmaz diye onları döküp temizliyorum ve odamda eski yerlerine koyuyorum. Altıma işememden daha iyi bir şey bu. Neyse bugün sana çok şey anlattım biraz da sen anlat.
Baban sana o masalın sonunu anlattı mı? Hani şu, bir köyü sel basmış ve tüm insanlar köyü terk etmek zorunda kalmışlar. Bir aile hariç, onların köylerini çok sevdiğini ve bu yüzden orayı terk etmediklerini söylemiştin. Bu masalın devamını çok merak ediyorum, baban sana anlatırsa muhakkak sende bana anlat olur mu?
Sevgili günlük, bir günlüğüne baban benim babam olsa olur mu?
---
Yorum yapmayı ve küçük yıldıza basmayı unutmayın..
İyi okumalar..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çocukluğum • yarı texting
Novela Juvenil"Seninle nasıl savaşılır bilmediğimden ben hep kendimle savaştım, baba."