0.2

5.5K 448 160
                                    

Minho gözünü açtığında mırıldandı uykulu sesiyle. " Miyeon?" Kafasını çevirdiğinde üstünde sadece dünden kalma eteğini giymiş olan ve üst bedeni mosmor olan Jisung görmeyi beklemiyordu. Jisung crobunu giydiğinde Minho yerinden doğruldu. "Jisung?" Minho ellerini yüzüne çıkarıp sıvazladı. "Hyung." Titreyen sesiyle konuştu Jisung. "Tanrım bu bir şaka olmalı." Jisung dolan gözlerini saklamak için kafasını eğdi.

"Kimseye söylemeyelim ve hiç olamamış gibi davranalım." O da giyinmeye çalışırken konuştu. Jisung gözlerini sımsıkı kapattı. "Olması gerektiği gibi ." Minho onu onayladı. "Aynen." Jisung hızlı adımlarla orayı terk etti. Ne kadar yürüdü bilmiyordu. Sadece Seungmin'in yanına gidip ağlamak istiyordu.

İstediği binaya vardığında yavaş ve bitkin adımlarla merdivenlerden yukarı doğru yürüdü. Kapalı alan korkusu olduğu için asansöre binmiyordu. Zili çaldığında bir kaç saniye sonra kapı açılmıştı. " Jisung ne bu halin ne oldu." Jisung hızla Seungmin'e sarıldı. "Çok kötü bir şey oldu."

"İçeri geçelim de anlat olur mu?"

"Tamam."

Jisung salona geçip koltuğa oturup bacaklarını kendine çekip kafasını gömdü. Seungmin de kapıyı kapatıp yanına gitti. "Anlat hadi."

Herşeyi anlattığında Seungmin ne diyeceğini bulamamıştı. " Aramız zaten açıktı şimdi daha da kötü olacak. " Kahve rengi saçlı olan yanında ağlayan bedene sarıldı. " Bir de şu açıdan bak belki sana karşı duygular hissetmeye başlar ve Miyeon dan ayrılır ne dersin?" Jisung kafasını kaldırıp ıslak gözleriyle baktı. " Olabilir mi ki ?"

"Olabilir ama olamayabilir de."

"Beni hiç bir zaman sevmeyecek ki."

"Neyse bunu düşünmeyelim artık diğerlerini de çağıralım takılırız öyle."

"Ama onlara söyleme olur mu ?"
Kahve rengi saçlı olan gülümseyip arkadaşının sarı saçlarını karıştırdı.

"Sen nasıl istersen öyle olsun." Seungmin iyi bir dinleyici olduğu için ona içini dökmeyi seviyordu. Seungmin diğerlerini aramış ve gelmelerini söyledikten yarım saat sonra kapının çalmasıyla Seungmin kapıyı açtı. Jeongin yaz aylarında oldukları için gelirken çok terlemişti bu yüzden direk su içmeye gitmişti.  Hyunjin koltuğa büzüşmüş olan arkadaşına ilerledi.

"Benim bebeğimi kim üzdü böyle." Demiş ve kendine doğru çekmişti sarı saçlıyı. Boynunda ki morlular gözükmesin diye boğazlı kazak ve rahat etmesi için eşofman vermişti . Üzgün olduğu çok belli olduğu için sormuştu Hyunjin. Jisung da kollarını arkadaşına sardı. "Yok bir şey canım sıkıldı öyle ."

Hyunjin pek inanmasada fazla üstelememek için üstüne gitmedi. "Pekâlâ." Jisung elini Hyunjin 'in kırmızı saçlarına uzatıp oynamaya başladı. Bu üzgün olduğunda yaptığı bir şeydi. Hyunjin gülümsedi.

Seungmin koyduğu kahveleri getirmiş ve dağıtmıştı herkese. Akşama kadar beraber takılıp pizza yemişler idi. Geç olduğunda herkes evlerine dağılınca Jisung Minho'yla yaşadıkları evlerine istemese de gitti. Kapıyı açmış ve yavaş adımlarla içeriye doğru adımladı. Salona geldiğinde koltukta sarmaş dolaş duran ve bir şeyler izleyen Minho ve Miyeon'u görmek onu şaşırtmadı.
Gözlerini devirerek salonun karşısında olan odasına girdi.

Banyo edip üzerini giyinmiş ve odasından çıktı. Mutfağa ilerleyip kendine kahve koyup salona geçti. O da boş koltuğa oturdu. Her zaman böyle oluyordu. Miyeon'nun konuşmasıyla gözlerini devirmemek için kendini zor tuttu.

" Jisung kötü gibi gözüküyorsun bir şey mi oldu?" Sarı saçlı olan kıza dönüp zoraki gülümsemesiyle konuştu. "Yok bir şey olmadı sen öyle düşünmüş olmalısın." Kız onu onayladı. "Olabilir."
Minho'nun onları dinlemeyip gibi davranıp can kulağıyla dinliyor olmasına bugün kaçıncı olduğunu sayamadığı kez gözünü devirdi.

Saat çok geç olduğunda Minho kızı bırakmaya gitmişti ve Jisung da yatağına uzanıp gözlerini kapattı. Bugün yormuştu onu.

_________________________________________

Oy verip yorum yaparsanız sevinirim

Yan shiplere karar veremedim. kesin olarak chanmin olacak ama

Neyse sonraki bölümde görüşmek üzere 👋👋👋👋

Xoxo Kisses Hugs Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin