Xoxo Kisses Hugs Minsung ✓

2.1

Minho uykusundan kapı ziliyle uyanmıştı. Söve söve kalkıp kapıyı açmaya gitti. Kapıyı açtığında karşısında ki kişilerle gerçeklik algısını bir an kaybettiği hissetti. "Jisung." Sesinin ağlamaklı çıkmasına engel olamadı. Jisung içeri geçip kızını koltuğa yatırdıktan sonra Minho'ya sımsıkı sarıldı.

"Çok özlemişim." Jisung onun kokusunu içine çekerken dolu gözleriyle baktı ona. Minho da sımsıkı sarılmıştı Jisung'a. "Bende Jisung'um bir daha hiç bir yere gitme nolur."

Jisung ağlayan Minho'nun yüzünü elleri arasına aldı. "Gitmeyeceğim bundan sonra bir yere hep yanında olacağım." Minho kırgın bakışlarıyla baktı ona. "Söz ver." Jisung kafasını aşağı yukarı salladı. "Söz veriyorum."

Hwa Young'un ağlamasıyla ikisinin de bakışları ona döndü. Minho daha da buğulanan gözlerini hemen sildi. "Kızımız." Jisung kucağına alıp Minho'ya uzattı. "Kucağına almak ister misin?" Minho hızlı hızlı salladı kafasını "Çok isterim." Kucağına aldığı gibi susmuştu Hwa Young. Sanki babasını hissetmiş gibi.

Minho baba olma duygusunu iliklerine kadar hissediyordu. Titreyen sesiyle konuştu. "Güzel kızım benim." Boynuna dudaklarını bastırıp kokusunu içine çekti. Jisung onları gülümseyerek izliyordu. "Uyuyalım mı artık?" Hwa Young'un esnemesiyle sordu Minho.

"Olur." Minho kucağından kızını indirmezken Jisung'un misafir odası diye bildiği ama artık Minho'nun önceden kızı için hazırladığı odaya girdi. Jisung şaşkın bakışlarını etrafta gezdirdi. Rengarenk dizayn edilmiş çok güzel bir oda olmuştu."Minho sen..." Devamını getirememişti. "Bir gün gelirseniz diye kızımıza da oda hazırlamıştım."

Jisung daha çok duygusallaşmıştı. Hwa Young'u uyutup yatırdıktan sonra odadan çıkmışlardı. Minho Jisung'a bakıp konuştu. "Odan temiz dönersiniz geri diye sürekli temizliyordum. İstersen orada uyuyabilirsin." Ne kadar çok onunla uyumak istese de rahatsız etmek istememişti.

Arkasına dönmüş gidecekken elini saran elle duraksadı. "Seninle uyumak istiyorum." Minho heyecanla baktı ona. "Olur." Minho'nun odasına geçip sımsıkı sarılarak yattılar. Jisung'un üstünde zaten pijamaları olduğu değiştirmeye gerek duymamıştı.

Jisung, Minho'nun yanağına elini koyup yavaş yavaş gezdirdi. "Jisung sizi çok seviyorum ben. Bir daha siz olmadan yapamam."

"Şşt deme öyle bir daha asla ayrılmayacağız tamam mı?" Minho hızla kafasını salladı. "Tamam." Jisung aşık olduğu adamın yüzünde bakışlarını tutarken fısıldadı. "Minho seni çok seviyorum." Minho'nun yüzünde gülümseme yayılmıştı.

Jisung'un yanağına öpücük kondurdu. Jisung kafasını Minho'nun boyun girintisine yaslayıp gözlerini kapattı. Şimdi artık evinde gibi hissediyordu. Uykusunun geldiği için oracıkta uyuya kaldı. Minho ise bir süre daha onu izledikten sonra uyuyakalmıştı.

Şimdilik konuşacak şeyleri erteleyip sabaha bırakmıştı ikisi de.

***

Aradan geçen bir kaç hafta sonra Minho Jisung'un sayesinde biraz da olsa kilo almış yavaşça eski formuna geri dönüyordu. Minho ona her şeyi anlatmıştı. Miyeon yüzünden yaklaşamadığını ve her şeyin sebebinin o olduğu. Jisung'un hamile olduğunu öğrendiği zaman ne kadar çok sevinse de istemiyormuş gibi davranmasının sebebinin yine o olduğunu anlatmıştı.

Üzüldüğü şeylerde vardı tabi kızının ilk adımını görmemesi, ilk kelimesini duyamaması gibi şeyler. Ama şimdi artık her zaman yanında olacak ve yeni değişiklikleri kendisi de görecekti. Kendisini böyle teselli ediyordu.

Ve sonun da artık araları çok iyi olmuştu. İkisinin de mutluluğu gözlerinden belli oluyordu. Jisung, Minho ve Hwa Young çok güzel bir aile olmuşlardı.

Minho sabah mutfakta bir yandan kızına yemek yedirip bir yandanda kahvaltı hazırlıyordu.

Elinde tuttuğu kaşığı Hwa Young'un ağzına götürdü. "Aç ağzını bakalım." Artık doyan Hwa Young kızgın bir ifadeyle babasına baktı. "Haayııyy."
"Doydun mu babacığım?" Hwa Young kafasını salladı. "Babbbaaa." Tüm evi onun sesi kaplarken Minho yaşadığı mutluluğu tarif edemiyordu. "Söyle babacığım." Diyerek kızının yanağını öptü.

Onların sesiyle uyanan Jisung mutfağa girdiğinde yüzünde oluşan istemsiz gülümsemeyle eğilerek ikisinin de yanağını öpüp sandalyeye oturdu. Minho da son olarak ikisine de kahve koyarak sandalyeye oturunca kahvaltı etmeye başladılar.

Kahvaltıdan sonra Minho kızını mama sandalyesinden indirdi. İki yaşında olduğu için yürüyüp koşabiliyordu. Pıtı pıtı koşan kızına gülümsedi. "Çok tatlı sanırım bir gün gerçekten yiyeceğim onu." Jisung gülüp Minho'ya sarıldı.

Salona geçtiklerinde Hwa Young uslu bir şekilde oyun oynarken Minho izlemek için bir film açmıştı. Jisung ona yaslanıp kafasını Minho'nun göğsüne koydu. Minho önünde ki saçlara öpücük kondurdu ve kolunu Jisung'un ince beline doladı.

Jisung kafasının Minho çevirip ona baktığında Minho'nun da bakışları ona dönmüştü. İkiside yavaşça birbirine yaklaştı. Hwa Young'un olmasına sebep olan o günü saymazsak ilk defa öpüşeceklerdi.

Jisung yanaklarının yandığını hissetti. Kalp atışı kulaklarında yankılanırken nefesini tuttu. İkisinin de gözleri kapanırken değmişti dudakları birbirine. Jisung kollarını Minho'nun boynuna dolarken Minho da onu tuttuğu belinden daha çok kendine doğru çekti.

Minho Jisung'un alt dudağını kavrarken Jisung da ona ayak uyduruyordu. Her yere şapırtı sesi yayılırken Minho beyin fonksiyonlarının yitirdiğini düşündü bir an. Geri çekildiklerinde Minho Jisung'un dudağına bir kaç öpücük daha kondurmuştu.

Jisung kızına baktığında kendilerini izleyen Hwa Young görmüştü. Hwa Young babasına doğru gidip kucağına çıkmaya çalıştı. Minho kızını kucağına aldığında Hwa Young Minho'nun boynuna sarılıp annesine baktı. "Benimmm." Jisung kaşlarını çattı. "Hey asıl Minho benim." Hwa Young küçücük dolu gözleriyle Minho'ya baktı. "Baba benimm." Minho ikisini de öpüp konuştu. "Ben ikinizinim güzeller güzellerim."

Hwa Young babasına çok düşkün bir kız olacağı şimdiden belli olmuştu.

_________________________________________

Dikkat aşırı tatlılık içerir!!
Bunlar çok güzel oldu ya 🥺

Bide en uzun bölüm oldu
Normalde 500 küsur kelime de bırakırdım bu sefer 800ü geçti.

Bundan sonra her cuma yb günü ilan ediyorum !!

Umarım beğenirsiniz 😽

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 👋👋