Xoxo Kisses Hugs Minsung ✓

1.2

Önce ki bölümü okuduğunuza emin olun.

_________________________________________

Aradan iki ay geçmesiyle, son bahar gelmiş ve havalar soğumuştu. 3 aylık göbüşü belli olmaya başladığı için oversize giyiyordu anlaşılmasın diye.

Seungmin den sonra diğer arkadaşlarına da söylemişti hamile olduğunu. Seungmin ve Chan ise flört ediyorlardı. Seungmin'in eskisinden de mutlu olması Jisung'u sevindiriyordu.

Daha yeni uyanmış ve üşüdüğü için klimanın derecesini yükseltmişti. Sıcak bir banyo edip peluş pijamasını giydi. Mutfağa girdiğinde kahvaltı hazırlayan Minho vardı. Hâlâ ona söyleyememişti.

Karnı çok acıktığı için masaya oturup yiyecekleri ağzına doldurmuştu. Zaten tombul olan yanakları daha da tombullaşmıştı. Minho ona gülümseyip önündekileri yemeğe devam etti.

"Şirkete gidecek misin?" Jisung ağzındakini yutup yanıtladı. "Evet hatta bugün mesaim var geç çıkacağım."

"Tamam. Yarın Changbin, Felix, Chan gelecek. Sende Seungmin, Jeongin ve Hyunjin'i çağır. Hep beraber takılalım."
Jisung kafasını sallayarak onayladı.
"Peki Miyeon gelecek mi?" sormadan edemedi. Minho'nun gülümseyen yüzü bir anda solmuş ve ciddi bir ifadeye bürünmüştü. "Hayır." deyip kestirip attı.

Jisung şaşırsada üstelemedi. Kahvaltılarını ettikten sonra mutfağı toplamışlar ve hazırlanmak için odalarına dağıldılar. Jisung üzerindekini çıkarınca hafif belli olan göbüşüne gülümseyip elini koyup okşadı. Beyaz gömlek giyip altına da mavi bol kot pantolon giydi.

Hazır olduğunda apartmandan çıkıp arabasına bindi. Vardığında otoparka park etti. Arkadaşlarının arabasını görünce onların çoktan gelmiş olduklarını anlamıştı.

Hepsi Hyunjin'in masasında toplanmıştı. Jisung'un yanında ki masa olduğu için direk yanlarına gitti.

Hemen Jisung'un başına toplanmışlardı. Hyunjin elini arkadaşının karnına koyup okşadı. "Göreceksiniz bak en çok sevdiği dayısı ben olacağım." Jeongin göz devirdi. "Sen öyle san beni daha çok sevecek."
Hyunjin onu takmadan konuştu. "Jisung cinsiyeti ne?"

"Ne bileyim Hyunjin bir daha ki ay belli olacak."

"Ne yani sen anlayamıyor musun cinsiyeti ne olduğunu." Ayıplar gibi Jisung'a baktı. "Nasıl anlayayım kahin miyim ben?"

"Annesin ama sen."

Seungmin saçma muhabbete dayanamayıp konuşlarını nazik bir dille (!) böldü ve devam etti. "Bugün Chanla akşam yemeğine çıkacağız. " dedi heyecanla.
"Artık sevgili olursunuz hyung."

"Umarım Jeongin."

"Jisung bana lütfen Felix'i ayarla. Lütfen."

"Hyunjin nasıl yapayım Felix'le arkadaş bile değilim. " Hyunjin yavru köpek bakışları atarken ısrarla Jisung'un kolunu çekiştirdi. "Arkadaş ol o zaman."

"Bir çöp çatan olmadığım kalmıştı neyse hallederim." Hyunjin gülümseyerek sarıldı ona. Arkadaşlarının mutluluğu Jisung için çok önemliydi. O da kollarını arkadaşına doladı.  Mesailerinin başlamasıyla herkes işinin başına dönmüştü.

Jeongin kendine kahve almak için kahve makinesinin olduğu yere gitti. Arkası dönük şekilde telefonla konuşan Changbin de buradaydı. İstemeden de olsa kulak misafiri olmuştu. "... güzelim akşam geleceğim dedim ya."

"Güzelim mi?" Çok kısık bir sesle söylemişti. Kendisi bile zor duymuştu. Ne yani Changbin'in sevgilisi mi vardı? 
Jeongin'in gözleri dolmuştu. Çok uzun zamandır seviyordu onu. Yaklaşık dört yıldır.

Kahve almadan terk etti orayı. Göz yaşlarını koluna silip masasına gitti. İçinden gelen ağlama isteğini bastırmaya çalıştı. Yan masasında ki Seungmin ona döndü. "Kahve almayacak mıydın." Jeongin zoraki gülümsemesiyle konuştu. "Kalmamış."

"İyi misin bir şey mi oldu?" Bu Jeongin için bardaktan taşan son damla olmuştu. Gözlerinden akan yaşlarla Seungmin'e sarıldı. Elini yumruk haline getirip kalbine vurdu. "Burası çok acıyor hyung."

"Changbin mi?" Seungmin derin bir nefes alarak sordu. "Evet, onu konuşurken duydum. Güzelim dedi sevgilisi mi var hyung?"

"Zannetmiyorum ama istersen akşam Chan'a belli etmeden sorarım üzülme sen şimdi. Daha belli değil, belki kardeşidir."

Elini Jeongin'in yanağına koyup göz yaşlarını sildi.

_________________________________________

Bu bölüm yan shipler odaklıydı.

Umarım beğenmişsinizdir.