2.0

2.9K 336 148
                                    

Minho balkonda sigarasını içerek bir umut kapıya bakıyordu son iki yılda her zaman olduğu gibi. Jisung gittiğinden beri çok kilo vermiş ve çökmüştü.

Biten sigarasını küllüğe atıp içeri girdi. Mutfağa geçip hazırladığı kahveyi bardağa koyup salondaki koltuğa oturup televizyonu açtı. Kahvaltı yapmayı da bırakmıştı. Sabahları sadece kahve ve sigara ile geçiriyordu.
Şimdi ki gibi.

Eline aldığı telefonla Chanla mesajlaşırken televizyonda ki haber kanalında yayınlanan haberle dikkatini oraya verdi.

"Uzun süredir Japonya da olan ünlü iç mimar Han Jisung kızıyla beraber bugün Seul havalimanında görüntüledi."

Minho duyduğu şeyle elinde ki kahve bardağını yere düşürüp kırmıştı. Haberde Jisung kucağındaki kızıyla beraber havalimanında çekilmiş bir fotoğraftı.

"Gelmişler." Sesi öyle cılız çıkmıştı ki kendisi bile zor duymuştu. Boğazının düğüm düğüm olduğunu hissetti. Bir kaç kere yutkunmaya çalıştı zorlukla.

***

Jisung Japonya'da ki işlerini halledip evini de satmıştı. Seul havalimanına gelmiş arkadaşlarının gelip kendisini almasını bekliyordu.

Hwa Young ise yazın sıcağında mızmızlanıyordu. Çantasından suyu çıkarıp Hwa Young'a içirdi. Kana kana içiyordu. Biberonun kapağını kapatıp geri kaldırdıktan sonra Jisung Minho'nun klonu olan kızının yanağına bir sürü öpücük kondurdu. Kıkır kıkır gülen Hwa Young la o da gülüyordu.

Sonunda tanıdık arabayı görünce oturduğu banktan kalkıp bir eliyle valizini ilerletti. Arabadan inen Seungmin koşarak sarılmıştı onlara.
"Çok özledim seni salak niye haber vermeden gidiyorsun?"

"Böyle daha iyi olur diye düşündüm."

Seungmin Hwa Young'u kucağına almışken Hyunjin bu sefer sarıldı Jisung'a. "Off bebeğim benim ne kadar çok özlemişim seni."

Jisung Hyunjin'in kokusunu içine çekti özlemle. "Bende sizi çok özlemişim."
Jeongin Hyunjin'i ittirip Jisung'a yapışmıştı. " Hyung çok şükür döndün artık." Jisung Jeongin'in saçını okşayıp yanaklarını öptü. "Bebek ekmeğim benim." Diyerek sevdi onu. Jeongin kıkırdayarak Seungmin'in kucağındaki Hwa Young'un yanına gitti.

Hyunjin Jisung'un valizini bagaja koyduğunda geri kalan arabaya binmişti kendisi de sürücü koltuğuna oturup evine doğru sürdü arabayı. Önde Jeongin, arkaya da Seungmin, Jisung ve kucağında ki Hwa Young oturmuştu. "Sevgili olmuşsunuz sonunda Felix'le." Jisung, Jeongin'in verdiği çikolatayı Hwa Young'a yedirirken dedi.

"Yaptık bir şeyler sonunda ya." Hyunjin yarım ağız sırıttı. "Annneee!" Hwa Young'un konuşmasıyla bakışlarını ona çevirdi Jisung. Çikolata yüzünden her yeri çikolata olmuştu Hwa Young'un. "Battııı." Kirlenmiş ellerini Jisung'a uzattı. "Batmış mı ellerin?" Jisung tek tük konuşan kızını konuşturmaya çalıştı. "Evvet." Dudağını büzmüş boncuk gözlerle bakıyordu Jisung'a.

Islak mendil çıkarıp sildi Hwa Young'un ellerini ve ağzını. Sabah erken kalktığı için uykusu gelmiş mayışmıştı. Jisung onun uykusu geldiğini anlayıp yatırdı kucağına. Çantasını gösterip yanında ki Seungmin'e baktı. "İçinde biberon, sıcak su ve toz mama var çıkarır mısın?"

Seungmin onu onayladı. Çantayı alıp çıkardı içerisinden. "Nasıl yapılacağını söyle ben yapayım." Jisung ona yapılışını anlattıktan sonra giden  arabanın içerisinde zorlukla hazırlayıp Jisung'a uzattı. Jisung biberonu eline aldığında duran arabayla vardıklarını anladı.

Hepsi arabadan inip Hyunjin ve Felix'in evine girdiler. Felix onların geldiğini anlamış ve dışarı çıkmıştı. "Hoş geldin Jisung." gülümseyip arkadaşına sarıldı Felix. "Hoşbuldum." Felix geri çekildiğinde Hwa Young'a kollarını uzattı. "Hwa Young kucağıma gelmek ister misin?" Hwa Young ne kadar onu telefonda görmüş olsa da gerçekte görmediği için yabancı gelmişti ona.

Hwa Young kızgın bakışlarıyla ona baktı. "Olmaş." Hepsi bir yandan ona gülerken içeri geçmişlerdi. Jisung koltuğa oturup biberonu kızına uzattı. Bir süre sonra mamasını içerken uyuyakalmıştı. "Jisung burda gürültüden uyanır o yatak odasına yatıralım."

"Tamam." Felix önden yatak odasının yerini göstermişti. Hwa Young'u yaptırdıktan sonra düşmesin diye etrafına yastık koymuştu Jisung. Odadan çıkmadan önce kızının yanağını öptü. Felix onları gülümseyerek izliyordu. "Minho'ya çok benziyor."

"Değil mi ama Minho'nun aynısını doğurmuşum." Odadan çıkıp salona ilerlerken Felix duraksayıp soracağı şeyi sorup sormamak arasında gidip gelse de sordu. "Minho ya ne zaman geldiğini söyleyeceksin? O sizi çok özlüyor. Siz yokken çok kötü oldu. Resmen yıkılmış bir durumda."

"Yarın yanına gitmeyi düşünüyorum." Jisung içindeki özlemle konuştu. Felix yüzündeki gülümsemeyi hiç bozmadan yanıtladı. " Peki sen nasıl istersen." İkisi de içeri geçtikten sonra gece geç vakitlere kadar zaman geçirmişlerdi. Seungmin ve Jeongin evlerine gitmiş Hyunjin ve Felix ise odalarında uyuyorlardı.

Jisung ise misafir odasında uyuyan Hwa Youngla beraber uyumaya çalışıyordu. Ama sadece çalışıyordu. Çünkü uyuyamıyordu. Minho ya bu kadar yakın olmak onu heyecanlandırıyordu. Telefonunu alıp saate baktı. Gece iki olmuştu artık.

Geri telefonunu yerine koyduktan sonra yine uyumaya çalıştı. Uyuyamayınca derin bir nefes verip Hwa Young'u uyandırmadan kucağına aldığı gibi evden çıkıp zaten iki sokak üstünde olan evine doğru yürüdü. Apartmana vardığında yavaşça merdivenlerden çıkıp sonunda varmıştı. Heyecanla titreyen eliyle kapı ziline bastı. Bir kaç saniyenin ardından açılmıştı kapı.


______________________________________

Umarım beğenmişsinizdir
Oy verip yorum yapmayı unutmayın😽😽

Yarın sınavı olanlara başarılar diliyorum (benimde farmakoloji ve ingilizce sınavım var😭😭)

Sizleri seviyorum 😽😽

Xoxo Kisses Hugs Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin