Xoxo Kisses Hugs Minsung ✓

2.8

70 oy 70 yorum
Fazla yaptım ki hemen dolmasın

_________________________________________

Minho Jisung'un istediği çilekleri bulabilmek için manav manav gezerken Jisung da artık kocaman olmuş karnına sarılıp uyan kızının saçını seviyordu.

Hamileliğinin altıncı ayındaydı. Üstüne çöken yorgunlukla oturduğu koltuğa kızını yatırıp kendiside yattı. Anında uyurken açılan kapı sesini duymamıştı. Minho eve geldiğinde karşılaştığı sessizlikle uyuduklarını anlamıştı. Çünkü Jisung bu aralar çok uyuyordu ve Hwa Young da küçük olduğu için ikisi uyuyorlardı.

Salona gelince yüzünde oluşan istemsiz gülümsemeyle ikisininde alnını öpüp elindeki çilek poşetini mutfağa bıraktı. Hwa Young'u kucağına alıp yatağına yatırdı. Ardından Jisung'u kucağına alıp onu da yatağa yatırdı.

Akşam şirkette düzenlenecek parti için hazırlanması gerekiyordu. Bu yüzden banyo edip bornozunu giydikten sonra dolabı açıp bakınmaya başladı. O sırada Jisung uyanmış onu izliyordu. En sonunda bir takım elbiseye karar kıldı.

Üzerindeki bornozu yere attığında Jisung'a resmen görsel şölen sunmuştu. Jisung adeta onun çıplak bedenine açlıkla bakıyordu. Yutkunup izlemeye devam etti. Minho pantolonunu giydikten sonra gömleğini de üzerine giymişti. Jisung yattığı yerden doğrulup yanına gitti.

Minho'nun gömleğinin düğmesinde olan ellerini ittirip kendisi ilikledi. En son kravatı Minho'nun boynuna geçirdikten sonra kendine doğru çekip dudaklarına yapıştı.

Minho bunu zaten beklediği için hemen karşılık verdi. Uzun damarlı ellerini Jisung'un yanağına koyup daha çok kendisine doğru çekti. Odaya şapırtı sesleri yayılıyordu. Minho kendini zar zor durdurup çekildi. Yere eğilip Jisung'un sweatini yukarı doğru sıyırıp kocaman olmuş karnına öpücükler kondurdu. "Anneyi çok yormak yok tamam mı oğlum."

Elini koyduğu yerde hissettiği tekmeyle yüzündeki gülümseme büyüdü. Jisung acıdan yüzünü buruştursa da gülümsedi. Beraber odadan çıktıklarında Minho kabanını giydikten sonra Jisung'un dudağını ve yanağını öpüp gitti şirkete.

Jisung o gittikten sonra kapıyı kapatıp kızının yanına gitti. Minho şirkete geldiğinde arabadan inip şirkete girdi.

Tanıdıklarına selam verip boş bir masaya geçmiş Chan'ı bekliyordu. Telefonunu cebinden çıkarıp biraz baktıktan sonra karşıda masadaki kadınların gülüşerek kendisine baktığını gördü. Göz devirip önüne döndü.

Masaya birisinin gelmesiyle bakışlarını bardağından çekip gelen kişiye baktı. Bu kişi karşı masadaki kadınlardan biriydi. Kaşlarını çatıp sordu. "Bir şey mi olmuştu?" Kadın kıkırdayıp eliyle ağzını kapattı. Minho göz devirmek istese de kendine engel oldu. "Hayır bir sorun yok sadece dikkatimi çektiniz."

Kadın uzun sarı saçlı mavi mini elbise giymiş ve benzer mavi renkli topuklu ayakkabı giymişti. Minho daha önceden bu kadını görmediğine emindi. Kadın elini uzatıp Minho'nun yanağını tutacağı zaman Minho sinirle itti elini. "Hanımefendi ne yapıyorsunuz bilmiyorum ama rahatsız oluyorum gidebilir misiniz?"

Kadın bozulmuş bir şekilde dudağını büzmüştü. "Tanışmak istemiştim sadece."

"Ama ben istemiyorum."

"Ah hadi ama."

"Bak dostum ben evliyim ve iki tane çocuğum var rahat bırak beni eşimi ve çocuklarımı seviyorum. "

Minho bıkmış bir şekilde nefes verip kadına bıkmış bakışlarını da kadına dikmişti. "Ah üzgünüm." Demiş ve somurtarak gitmişti kadın. Minho rahatça bir nefes çekip Jisung'u ne kadar çok özlediği düşündü. Uzaktan Chan'ı görmesiyle elini sallayarak yerini belli etti.

Onu gören Chan geldi yanına. "Nerede kaldın ya." Chan omuz silkip yanıtladı. "Biliyorsun Seungmin bırakmadı hemen." Minho onu beklerken ki olayı Chan'a anlattığında Chan kahkaha atıyordu. "Gülme." Chan'ın daha çok gülmesiyle göz devirdi.

Chan geçen garsonu durdurup kokteyl aldı. Minho da onun aynısını aldı. İlerleyen saatlerde saat daha çok geç olmadan eve dönme kararı aldılar. İkisi de kendi evlerine dağılmıştı. Minho eve geldiğinde kapıyı çaldı. Aslında yanında anahtar taşıyordu ama Jisung'un kapıyı açıp karşılaması hoşuna gidiyordu.

Jisung'un kapıyı açmasıyla yüzünde gülümseme oluşmuştu. Alkol koktuğundan Jisung'u rahatsız etmemek için sarılmadan kenara geçip odasına gidip banyoya girdi. Jisung ise onun arkasından kaşlarını çatmış bir şekilde bakıyordu.

Yanına gelen kızının elini tutup mutfağa geri götürdü. Mama sandalyesine oturtup yemek yedirmeye devam ettirdi. Hwa Young çok acıktığı için iştahla yemek yiyordu. Ardından Minho banyodan çıkıp yanlarına geldi.

Jisung ise geldiğinde ona sarılmadığı için trip atıyordu. Hwa Young'un tabağını alıp tezgaha bıraktı. Minho ise onun arkasından sarılıp açıkta kalan boynuna burnunu sürtüp peşpeşe öpücüklerini sıraladı. Jisung ise ondan kaçıp kızıyla beraber salona gitti. Hwa Young sehpanın üstündeki boyama kitabını boyamaya başlamıştı.

Minho ise Jisung'un kendisine trip attığını anlayınca hemen peşinden gitti. Jisung'un yanına oturup ona sarılıp güzel sözler söyleyerek gönlünü almıştı. Şimdi ise sıra şirkette yaşanan küçük olayı Jisung'a anlatmaktaydı. Eğer anlatmayıp Jisung başka yerde duyarsa kötü olacağından anlatmaya karar verdi.

"...işte böyle oldu Jisung'um. Ama ağzının payını iyi vermişim değil mi?"
Minho kendiyle gurur duyarken
Jisung sinirle Minho'nun omzuna vurdu. "Ne oldu bebeğim." Acıyla inleyip konuştu Minho.

"Niye bu kadar çok yakışıklısın ki. Herkes sana bakıyor."

"Hayatımın anlamı kim bakarsa baksın benim baktığım tek ve harika bir eşim var zaten hiç biri umrumda değil ve olamaz da hiç canını sıkma." Demiş ve Jisung'un dudağına öpücüklerini sıralamıştı. Bir eli Jisung'un belindeyken diğer eli karnını okşuyordu.

"Yarın oğlumuz için eksik olan şeyleri almaya gidelim."

"Gideriz." Minho onu onaylayıp kucağına yan bir şekilde oturttu onu. Jisungla birbirlerini severken Hwa Young'un da yanlarına gelmesiyle Jisung dikkatlice bacaklarına oturttu kızını. "Tüm bebeklerim kucağımda şimdi." Minho'nun konuşmasıyla Jisung kaşlarını çattı. "Hey ben bebek değilim."

"Bebeksin, benim bebeğimsin." Jisung gülümseyip onun dudağını öptü. "Sizi herşeyden ve herkesten çok seviyorum. Size zarar gelmemesi için elimden gelen her şeyi yapacağım."

_________________________________________

Sınır dolsa bile yb atamadım çünkü taslakta yb yoktu

Bir de bir şey fark ettim başlarda Jisung'un asansör korkusu olduğunu yazmışım ama diğer bölümlerde Jisung asansöre biniyor amk ben Jisung'un asansör kokusu oldugunu unutmusum ya bunu görmezden gelirseniz sevinirim😿😿
Çünkü ben başlarda yazdığım seyleri unutmuşum hep ya

Bu sıralar çok meşgulüm okuldan dolayı

Çok yüksek ihtimal bir sonraki bölüm final olacak

Çünkü artık yazacak bir şey aklima gelmiyor

Ve ders çalışmak yerine wattyde zaman harcayinca kendimi kötü hissediyorum bu yüzden bu ficden hemen sonra fic yazmayı düşünmüyorum

Eğer yazarsam yazın yazmayı düşünüyorum boş olduğum staja gitmedigim zamanlar belki yazarım

Neyse umarım beğenmişsinizdir

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 👋 👋👋👋