3.0|Final

2K 202 412
                                    

Özel bölüm için
100 oy 100 yorum
_________________________________________

Hamileliğinin ilerleyen haftalarında Hwa Young'u kreşe yazdırmışlardı. Sabah Minho işe giderken kızını da kreşe bırakıyordu.  Şimdi ise Jisung sekiz aylık olmuş kocaman karnıyla çikolatalı kurabiye yapıyordu. Pişen kurabiyeleri bir kabın içine koyup kapağını kapattı.

Poşetin içine kabı koyduktan sonra masaya bıraktı. Yatak odasına üzerini değiştirmek için girdi. Minho'nun yanına gidecekti. Bol açık yeşil sweat ve koyu yeşil eşofman giydi. Cüzdan, evin anahtarını ve telefonunu cebine atıp masaya bıraktığı poşeti eline alıp evden çıktı.

Taksiye binmek istemediği için yürüyerek gidecekti. Tam karşıdan karşıya geçerken birisinin kolunu tutmasıyla duraksadı. Kafasını çevirdiğinde yaşlı bir kadın olduğunu gördü.

Kaşlarını çatıp sordu. "Bir şey mi olmuştu?" Yaşlı kadın yanıtladı. "Karşıya geçmeme yardım eder misin?"
Jisung bozuntuya vermeden onayladı. Yaşlı kadının kolunu tutup kırmızı ışık yanınca karşıya geçtiler. Yaşlı kadın yüzündeki gülümsemeyle Jisung'un yanağını okşadı. "Teşekkür ederim oğlum."

"Rica ederim." Jisung yaşlı kadına son kez bakıp yoluna devam etti. Artık doğuma az kaldığı yalancı sancıları çok oluyordu. Karnına giren acıyla yüzünü buruşturup elini oraya koyup okşadı.

"Umarım şimdi yolda doğmak gibi düşüncelerin yoktur oğlum." Şirket uzaktan gözükmeye başlayınca adımlarını hızlandırdı. Hemen Minho'nun yanına gidip sarılmak istiyordu.

Uzaktan gelen korna sesleriyle arkasına döndüğünde üzerine doğru gelen arabadan kaçamamıştı.

***

Minho elindeki evraklarla ilgilenirken yanında ki çalışanların yanına Soojin gelmişti ve konuşmaya başladı. Minho da ister istemez kulak misafiri olmuştu. "Şirketin önünde bir kaza olmuş duydunuz mu ? Daha gencecik birisine araba çarpmış hatta hamileymiş."

Minho bir anda içine çöken ağırlıkla nefes almasını hissediyordu. Sabah Jisung'un yaptığı kravatını genişletti. Nefes alışı kesik kesikti. Boğulduğunu hissederken masadan aniden kalktı. Tüm bakışlar kendisine dönerken onları umursamadan adımlarını şirketin dışına attı.

Şuan neden oraya gidiyordu kendiside bilmiyordu sadece içinden ne gelirse onu yapıyordu. Asansöre bindiğinde çıkış katına tuşladı. Aynaya kendine baktığında gözünden yaş aktığını gördü. Neden gözünden durduk yere yaş düşüyordu ki. Elinin tersiyle silip asansör durduktan sonra hızlı adımlarla dışarıya çıktı.

Şirketin biraz ilerisinde oluşan kalabalığı yararak ilerledi. Ama yerde kanlar içinde yatan sevdiğini görmeyi beklemiyordu. Giydiği kıyafetler kandan gözükmüyordu.

Gözlerinin bulanık görmeye başlamasıyla titreyen sesiyle konuştu. "J-jisung." Yanına gelen kişi Minho'yu kenara çekti. "Beyefendi uzak durun lütfen." Minho adamı sinirle itip yakasına yapıştı. "Ne diyorsun sen o benim eşim." Adımın yakasını bırakıp Jisung'un yanına gitti.

"Jisung bebeğim aç gözünü lütfen." Korkuyla iki parmağını boynuna koyup nabzına baktı. Çok düşük geliyordu. "Jisung bırakma beni lütfen aç gözünü. Ben sensiz yapamam."

Etrafındaki insanlara bakıp bağırdı.  "Ambulansı aradınız mı?" Adamın biri yanıtladı. "Evet biraz sonra gelir."

Elini Jisung'un kan lekeleri olan yanağına koyup okşadı. "Aç gözünü sevgilim." Hıçkırarak ağlıyordu. Nefes alamıyordu. "Jisung sen olmadan nefes dahi alamıyorum."

Xoxo Kisses Hugs Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin