Lütfen yıldıza basmayı unutmayın aşklarım sizleri seviyorum 💖🪬
"Anlat bakalım Akkuş bunca zaman beni nasıl ayakta uyuttun." Diyerek Firdevs terliğini tekrar vurdu kalçama, "ah! Kızım ne uyutması ya, sen kafanda kurmuşsun." Dedim klasik bir erkek repliği kullanarak.
"Bana bak senin o gür saçlarını üşenmeden tek tek yolarım beni delirtme." Dedi ve çimdik attı koluma.
"Firdevs! Yeter artık kafayı mı yedin Allah aşkına! Ne saçmalıyorsun kendine gel! Biz zenginiz." Dedim bağırarak ama ciddiyetle.
Firdevs bir kaç saniye duraksadı, kızarmış yüzüme ve yolunmaktan karışmış saçlarıma baktıktan sonra karnını tutarak gülmeye başladı hayır anırıyordu.
Kahkahalarının arasından "yolunmuş ta-tavuğa ben-benziyorsun Akkuş" dedi ve gülerek kendini geriye atıp sırt üstü yatağa düştü. Kollarımı birbirine dolayıp ayağımı ritimle yere vurarak bitirmesini bekledim.
Bir kaç dakika sonra durdu ve oturur pozisyona geçti, dişlerimi sıkarak "bitti mi?" Diye sordum. Kafasını dikleştirip gözlerime bakarak "bitti. Şimdi sıra sende ve bana yalan söyleme sakın Akşın. Zaten sana sinirliyim, yalan söylediğini anlayabiliyorum ve anladığım vakit seninle ciddi ciddi konuşmam." Dedi. Kaçışımın olmadığını farketmemden dolayı mı yoksa artık içimde tutmak istemememden kaynaklı mı olduğu bilinmez anlatmaya başladım.
Yanına oturdum ve yan döndüm, benim dönmemle beraber o da bana doğru döndü ve hadi dercesine omzumu sıvazladı "5 yıl kadar önce bir Nisan sabahıydı..." diye söze başladım ama Firdevs sözümü kesti "dığumundan bahset demedim o kadar geriye gitmene gerek yoktu" dedi. Ona keskin bakışlarımla bakıp sözümü kesmemesi için uyardım.
"5 yıl kadar önce onu uğurlarken, ona karşı bir şeyler hissetiğimi anladım. Atlas'ın yokluğunda yaşadığım sıkıntıyı, özlemi ve ona bir şey olur korkusunu abim veya babamda hissettiğim gibi hissetmiyordum. Tabii ki babam ve abim içinde endişeleniyordum ama Atlas'a bir şey olacağı korkusu, kalbimi delip geçiyordu. Nereye baksam onu görüyordum, geldiğinde sarılıp öpmek istiyor ve benimle iki kelime konuşsun diye can atıyordum. Didişmek istiyordum ama eskisi gibi onu delirtmek için değil, beni görsün diye. Sonra bir gün onların evinde merdivenden inerken ayağım kaydı ve ben düşmeden beni yakaladığında aşırı yakınlaştık." Dedim ve durup Firdevsin gözlerine baktım, beni can kulağıyla gözlerini kırpmadan dinliyordu "onu öpmek istedim Firdevs, Atlas'ın beni öpmesini istedim ve bu öpücük masum bir öpücük değildi." Dedim ve içime derin bir nefes çektim "kimseye söyleyemezdim çünkü annem zaten sürekli abi demelisin Akşın. mahallede yanlış anlaşılıyor, büyüdünüz artık çocuk değilsiniz nutuklarını atıyordu. Abim desen arkadaşlarının yanına bile yaklaşmamdan hoşlanmıyordu, Atlas zaten yüzüme bile bakmaz iki kelime konuşsak üçüncü kelamda gırtlak gırtlağa geliyorduk. O yüzden kimseye söylememe kararı aldım, söylesem bile bir şey olmayacağını bildiğim için." Dedim ve komodindeki sürahiden bardağa su doldurup tek dikişte bitirdim. Bardağın ağzını parmağımla takip ederek konuşmamı sürdürmeye devam ettim.
"Bir gün parkta dolanıyordum öyle boş boş, kedileri ve köpekleri doyurup seviyordum. Sen o sıra okuldaydın, İstanbulda." Dediğimde gözlerini kaçırdı oysa onun bir suçu yoktu suçlanmasına gerekte yoktu. Bu yüzden kendini kötü hissetmemesi için elini tuttum bana baktı ve onu sorun olmadığı konusunda ikna ettim gözlerimle. "Atlas'ı bir kızı öperken gördüm, dudak dudağa. Yemin ederim başımdan aşağı kaynar sular döküldü, kıskançlıktan saklandığım ağacı söküp kafalarına fırlatmak istedim ama tek yapabildiğim sesimi çıkarmamaya çalışarak ağlamaktı. O sırada oradan Birce geçiyormuş beni görmüş ve arkadan gelip bana dokundu, ona döndüğümde ağladığımı gördü ve arkadaki manzaraya baktığında anlamaması gereken şeyi anladı." Yemin ederim ona isteyerek söylemedim böyle olacağını bilsem söylemezdim, Atlas'ı benden çaldığını düşündüğüm için değil, dost bildiğim kişi tarafından sırtımdan bıçaklandığım için dedim ve göz pınarlarımdan ardı ardına yaşlar akmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT | MAHALLE KURGUSU
General FictionHerkesin bir yarası ve yarasının bir adı vardır; Benim yaramın adı da Atlas Seğmen. Ona yaralandığımda henüz 17 yaşındaydım, o beni vurduğundaysa 24'e merdiven dayamıştım. Artık başkasının olacak bir adamı sevmemeliyim diye kendime söz vermiştim am...