GİRİFT | MAHALLE KURGUSU

16. BÖLÜM

Merhabalar ben geldim :)))
Birazcık uzun bir ara olmuş olabilir özür dilerim bunun için. Ama bence sizinde bir özür borcunuz var, arkadaşlar hayalet okuyucu o kadar çok ki; kurgu 6k okunmuş ama oy sayısı çok az yorum hiç yok. Siz böyle yaptıkça yazasım gelmiyor, motivasyon bulamıyorum. Birazcık önemsiyorsanız lütfen emeğim için bari olsa yıldıza basıp yorum yapın. Sizi seviyorum keyifli okumalar dileriim. 💖🤍

     
                                 🕯🎪🍁

Ne diyeceğimi bilemiyordum, evet onu çok seviyordum fakat sevgim sıkıştığımız bu çetrefilli durumdan bizi çıkarmaya yeter miydi emin değildim.

Atlas düşünmem için zaman vermişti 2 gün kadar, çok az bir süreydi ama dilime lal inmiş gibi bir hal aldığından dün gece, hiç bir yorum yapamamıştım. Hatta çoğu şeyin daha yeni farkına varıyordum.

Atlasın beni seviyor oluşunu bir nebze olsun kabullenebilmiş olsamda, hala Birce'nin hamileliği kafama takılıyordu. Madem başka bir adamı (ki bu adam Atlas'ın en yakın arkadaşı oluyordu) seviyordu, neden o zaman hem benim hemde Atlas'ın önüne engel koymaya çalışıyordu. ve ayrıca bana o kadar kötü şeyler söylemesinin yanı sıra neden gözüme sokmaya çalışır gibi Atlas'ın koluna girip, öpüp, kokluyordu...

Anlayamıyordum, ama çıkardı kokusu.

Acaba Atlas'ın buraya geldiğinden haberi var mıydı?

Kafamı kurcalayan bir diğer konu; ben Atlas'a evet dersem Birce bunu nasıl karşılayacaktı? Çünkü kesinlikle öğrenmesi lazımdı, ne olursa olsun bir ilişkinin içerisindeydiler. Her ne kadar karmakarışık olsada.

Daha fazla düşünüp 2 gramlık beynimi feda etmek adına hızla yatağımdan çıkıp banyoma girdim ve günlük rutinlerimi hallettikten sonra pijamalarımı değiştirip yeni aldığım sewatshirt takımlı mavi eşofmanımı giyindim. Saçlarımı da topuz yaptıktan sonra kahvaltı yapmak için (sabahtan beri zil çalan midemin yalvarmalarına kayıtsız kalabilmek mümkün değildi) hızla aşağıya mutfağa indim. ev boştu çünkü saat öğleden sonra bir olmuştu.

Annem hangi gün'e gitmişti kim bilir, Babam kahvede kaçıncı okey eli döndürüyordu allah bilir, Abimi ise salmıştık artık çünkü kendisini evde olduğu zaman merak ederdik bir sorun mu var diye.

Hemen buz dolabını açıp kendime tost malzemesi çıkardım, yanına büyük bir kupada çay demledim ve bir poşet mandalinamı da koluma taktıktan sonra kahvaltı tepsimi alıp odama çekildim.

Artık iş başına geçmem lazımdı, Atlas ve Birce bir yere kadardı onlar karnımı doyurmazdı, bana İnditex alışverişi yaptırmazlardı... herkesin kazancı kendineydi ne de olsa. tam şu anda beynimin içinde tiktoktaki girl power şarkısı çalıyor, çok hevese geldim.

Çevirisini yaptığım kitabın taslağını açtım, ana karakter kadın yine benim gibi derbeder modunu açmış sürünüyorum şarkısı arkaplanında en yakın arkadaşına platonik olarak takılıyordu. Sürünüyorum da güzel şarkıydı ama ben Gülden Karaböcek öneriyorum imkansız aşk modundakilere çünkü, kendisi kız kardeşinin eşine aşıktı hatta ve hatta eniştesi olacak herif kız kardeşinden boşanıp Gülden hanımla evleniyordu ama magazinsel detaylar bizi ilgilendirmezdi.

Kitaptaki kadın karaktere platonik olması dışında çok üzülmüştüm; spoiler vermek gibi olmasın ama kadının çok tatlı 5 yaşında bir kızı vardı. Çocuğu çok zengin bir ailenin veliahtınından olmuştu hatta çok güzel bir aşkta yaşamıştılar ama aile, bu kızla evlenmesine izin vermeyip çok zengin bir ailenin kızıyla evlendiriyordu. Ana karakterimiz ise bunu evlendikleri günün akşamında öğreniyordu. 2 ay sonra hamile olduğunu öğrendiğinde söylemeye cesaret edemiyordu. çocuk doğduktan sonra ailesi reddetmişti, para desen; çok ucuz bir fiyata garsonluk yapıyordu, ve kötü bir evde yaşamak zorundaydılar ve bu sırada tek destekçisi çocukluktan beri arkadaş oldukları yunan tanrısı ana erkek karakterimizdi. Tüm bu hayat meşgalesi içerisinede, eski aşkının karısının onu takip ettiğini ve çocuğu öğrendiğini bilmiyordu. Şansa bakın ki bu iki lanetin çocukları olmuyordu ne şans ama. bir gece ana karakterimiz vardiyadayken bir şekilde çocuğu kaçırıyordu ve kadın ana karakterimizin tek başına arayışı başlıyordu. çünkü yunan tanrısı başka bir şehirde hem nişanlı olmakla hemde çok önemli bir sempozyuma katılmakla meşguldü.