15. BÖLÜM

1.3K 59 11
                                    

Merhaba aşklarım!
Aradan uzun zaman geçti biliyorum bu bölümü bekleyenleriniz vardı, merakla takip edenleriniz vardı... gerçekten gösterdiğiniz ilgiye minnettarım ama bu yıl üniversiteye başladım, yurda yerleştim, ailemden ayrıldım vs yani anlayacağınız hayatımı düzene sokmakla meşguldüm ama ne yazık ki başarısız oldum sanırım.

Bunu burada açıklamak istemezdim ama okulda bazı arkadaşlarımdan bir takım zorbalıklar görüyorum ve bu süreçte gerçekten moralim altüst olmuş durumda beni anlayacağınızı iyi biliyorum bu sebepten hem bana moral olması için hemde sizi daha fazla bekletmemek için yeni bölüm atıyorum.
Bana desteğinizi yıldız ve yorumlarla belirtirseniz daha güçlü hissedeceğim, buna ihtiyacım var. 🤍💖🤍💖

                                        🌸

Odama çıktığımda hemen hızlıca soyunup duşa attım kendimi. Hem günün yorgunluğu ve gerginliği vardı üzerimde hemde gece duş almayı çok seviyordum. Saçlarımı narince pamuk sütlü şampuanımla yıkadıktan sonra sıra vücudumu en sevdiğim kahveli duş jelimle lifledim, son olarakta vücut peeling'i yaptıktan sonra duştan çıkıp bornozuma sarıldım.
Vücudumu iyice kuruladıktan sonra yeni aldığım kadife pijamalarımı ve iç çamaşırlarımı giyip saçlarımı tarayıp ördüğümde artık uyumak için hazırdım.

Yaz kış soğuk olan ayaklarım bana çorap giymemi hatırlatsa da yatarken çorap giymekten nefret ettiğim için asla dikkate almadım.

Odamın balkon kapısını kapatmak için balkona çıktığımda aniden kolumdan çekilmemle çığlık atacağım sırada ağzımın üzerine büyük bir elin kapanması bir oldu. Suratımın yarısını kapatıyordu sesimi duyurmam imkansızdı bu yüzden çırpınmaya başladım, attığım tekmeler bir yerine denk gelmiş olsa gerek küfürlü bir homurtu duyduğumda fırsattan istifade kollarıyla sardığı kıskaçtan ayrılmam bir oldu.

Tam kafasına zumzuğumu vuracaktım ki Atlas olduğunu farketmem bir oldu.

"Atlas! S- sen n'apıyorsun burda gerizekalı, hırsız gibi tırmanmışsın balkonuma." Dediğimde kararmış bakışlarını bana kaldırdığında malum bölgesini tuttuğunu gördüğümde yüzümü bir utanç dalgası kasıp kavuruyordu ama sonra neden tekmelediğim aklıma geldiğinde utancımı silip süpürmüştü.
Kollarımı birbirine bağladım ve yiğitlikten ödün vermeden açıklamasını beklediğimi anlatmak için bende dik dik baktım ona ama daha çok muz gören şempanzeye benzediğime yemin edebilirdim ama kanıtlayamazdım.

"Asıl sen ne yapıyorsun gecenin bir yarısı elin adamlarıyla." Diyerek dikkendi belli ki acısı kısa sürmüştü.

"Sana ne? belki erkek arkadaşım belki sevgilim belki de hiç bir şeyim. Tekrar söylüyorum sa na ne?" Dediğimde yavaş yavaş üzerime yürümeye başladı ben geri geri giderken o da bana doğru geliyordu bu şekilde bir on adım attığımda ayağımın yatağa denk gelmesiyle geriye doğru düşeyazmam bir oldu fakat düşmedim çünkü Atlas; bir eliyle kolumu diğeriylede sırtımla belim arası bir yerimden yakalamıştı. Yüzlerimiz birbirine çok yakındı.

Bana uzun gelebilecek bir süre yüzümü ve gözlerimi taradıktan sonra ciğerlerini derin bir nefesle doldurup gözlerini kapattı. 5 saniye bu şekilde kaldığında durumun verdiği rahatsızlıktan dolayı kıpırdandığımda buğululanan (normalde gri) ama şu an dipsiz bir kutu kadar karanlık görünen gözlerini araladı ve içine çektiği güzel kokulu nefesini verip beni şoka sokacak o cümleyi kurdu.

"Sana aşığım Akşın" dedi.

Bir dakika ne dedi? Anlayamadım.

Sana
Aşığım
Akşın!

GİRİFT | MAHALLE KURGUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin