12. BÖLÜM

1.2K 56 27
                                    

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın teşekkür ederim 🪬🫶🏻

Tam ağzımı açıp ismimi söyleyeceğim sırada bize yakın bir mesafede böğürtü koptu.

Akşın!
*********

Sese doğru kafamı çevirdiğimde bize doğru hızla gelen  Atlası görmemle ağzımın o şeklini alması bir oldu. şaşırmıştım onu burada bu halde görmeyi beklemiyordum. Hala eli avucumun içinde olan, yeni tanıştığım Alper'in gerilen kaslarını hissedebiliyordum.

Kendimi toparladığımda herkesin bizi izlediğini gördüğümde bende gerilmiştim. Alper'in elinin içindeki elimi çekmek için onu, Atlas noktasına daldığı yerden çıkartmak için elinin üzerine elimi koyduğumda artık yeşil olduğuna emin olduğum tedirgin bakan gözlerini bana çevirdi.

"Sorun yok, mahalleden arkadaşım, ve bende Akşın." Dedim ve gerilmiş dudaklarımı gülümsemeye zorladım. Bir kaç saniye yüzümü ve gözlerimi taradı ve emin olduğunda kafa salladı.

Oturduğum kütükten tam ayağa kalkmıştım ki kolumu yakaladı ve acıtmayacak şekilde sıktı, dikkatimi ona vermem için. Ona döndüğümde gülümsedi ve "bunu tanışma olarak saymam, bana bir randevu daha borçlusun." Dedi erkeksi, tok ve seksi bi sesi vardı insanı cezbediyordu yalan yoktu.

Onu onayladığımda tekrar Atlasın olduğu tarafa döndüm yanına gitmek için ama ona baktığımda beni farketmemişti, az önce Alper'in tuttuğu koluma bakıyordu. Dikkatini çekmek için elimi yüzünün önünde salladığımda girdiği transtan çıkmış ve az önceki asabi, sinirli haline geri dönmüştü.

"Ne oldu, neden buradasın ve neden avını elinden kaçırmış ayı gibi böğürüyorsun?" Diye sakince sormamla daha çok sinirlenmişti boynundaki ve anlındaki damarlar çıkmıştı yine ortaya.

Birbirine kenetlediği sıkılı çenesini gevşetmeden dişlerinin arasından "konuşmamız lazım. Yalnız." Dedi ve Alper'in tuttuğunun aksine kolunu 5 parmağının izi çıkacak şekilde sıkarak tuttu ve ormanın içinde kuytu bir noktaya gelene kadar bırakmadan yürüttü.

Tamamen sessiz ve kimsenin bizi duyamayacağına emin olduğu bir mesafe kat ettiğimizde ellerini yumruk yaptı ve gözlerini kapatıp "kimdi o yanındaki hergele?" Diye sinirli olduğunu belli eden bir ses tonunda sordu.

Kafam karışmıştı ne alakaydı şimdi anlamamıştım. Afallayarak kafamı iki yana salladım ve "arkadaşlarımdan birisi, sana ne?" Dediğimde hızla kızarmış gri gözlerini açtı.

"Ne demek sana ne?" Diye tekrar sesini yükseltti ve üzerime yürümeye başladı. "Sana ne, ne demek Akşın!" Diye fısıltılı bir sesle bağırdı. İmkansızları başarıyordu aptal.

"Ne demekse o demek, sana ne demek, sen kimsin demek, hangi sıfatla soruyorsun demek." Dedim bende aynı onun gibi sesimi yükselttim ve kafamı yukarı kaldırıp sinirle gözlerine baktım. Ona ne oluyordu yahu! Yeni başlangıçlar yapmaya çalışıyordum hayatımda, ona neydi?

"Bana bak beni sinirlendirip delirtme Akşın." Diyerek tekrar üzerime yürüdüğü sırada geri geri kaçarken ağaca toslamıştım, şimdi onunla ağaç arasında kapana sıkıştığımı fark ettiğimde etrafıma bakarken onunla göz göze geldik ve kaçışım olmadığını fark ettiğimi anladığı için sinirden kasılmış dudaklarının arasından bir gülüş koyverdi.

"Şimdi kim o zibidi açıklıyorsun, yoksa abinle muhattap olursun. Sen bize emanetsin ve daha küçüksün, kimseyle öyle laubali olamazsın. Önce bizim tanımamız, araştırmamız ve onayımızdan geçmeli." Dedi kafasını aşağıya eğip benimle aynı hizaya geldi.

Genzimden kocaman bir kahkaha koyverdim "sen masanın altında bir şeyler içip kafa mı çektin Atlas abi?" Diye sordum gülüşümü durdurup kocaman açtığım gözlerimle. Ardından konuşmasına fırsat vermeden devam ettim "ben 23 yaşındayım ve benim ailem bunun farkında, doğruyu yanlışı ayırt edebiliyorum ha olurda edemeyecek duruma geldiysem kendi abimden yardım isteyebiliyorum. Sandığın gibi utanma sıkılma durumum yok yani. Kaldı ki seni hiç ilgilendirmez onun kim olduğu, eğer ciddi bir ilişki içerisine girersem ilk seninle tanıştırım." Dedim ve elimin tersini sert göğüsüne vurdum.

GİRİFT | MAHALLE KURGUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin