Vücudumda oluşan yer yer kızarıklıklar umrumda bile değildi.Şuan için odak noktam kırmızı gözlülerden oluşan lanet olası bela grubuydu...
Nedeni bilmediğim bir şekilde onlarda bir tuhaflık seziyordum ve korkuyordum,ama bunu belli etmek ve cesaretimden ödün vermek istemiyordum.
Vücudumu kaldıracak gücüm yoktu.Belki de Woohyun'un beni bırakmasını istemediğim için gevşemişimdir.
''Kaç kilosun sen?''başımı Woohyun'a doğru çevirdiğimde yüzünde yorulmuş ve sıkıntılı bir hal vardı.
''Senden beni taşımanı istemedim.''dedim ve huysuzca kıpırdanarak beni bıraktırmaya çalıştım ama tam aksine beni kollarıyla sıkıca sardı.
Odamın önüne geldiğimizde yanımda anahtarımın olmadığını hatırladım ama bunu ona söylediğimde onun bana ''neden bu kadar salaksın?''yada ''aklını nerde unuttun?''gibi laflarını duyacağımı biliyordum,bu yüzden tek kelime etmedim.
Woohyun'a baktığımda gözlerinin kırmızılaştığını,dişlerinin ve tırnaklarının da sivrileştiğini gördüm.
Durup dururken böyle olduğunu hatırlamıyorum ama son anda Sunggyu'nun söylediği bir şey aklıma takıldı.
Vampirler tehlike anlarında dönüşürler.Eğer bir tehlike hissederlerse ilk gözleri sonra dişleri sonra tırnakları en sonda vücudu değişime uğrar.
Tek bacağını kaldırıp,beni yere bırakıp kapıya tekme atarak kırmasını bekledim ama öyle yapmadı.Sadece tırnağını anahtar deliğine soktu ve öylece açtı.Komik değilmi?
''Sen iyimisin?''kendimi kucağından yere atarak Woohyun'a baktım ve daha deminki halinden daha iyi durduğunu söyleyebilirdim.
''Odana gir ve kapını kilitle.''boğuk bir sesle bunu söyledikten sonra koşar adımlarla tuhaf bir şekilde etrafına bakarak gitti.
Elbisemi parçalayarak üzerimden çıkardım ve odamın köşesinde bulunan küçük şömineye atarak yaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN ŞEHVETİ
Vampire*Sonsuza kadar yaşayabildiğinde ne için yaşarsın?* *Sonsuzluk şimdi başlıyor.* *Sadece bir vampir sonsuza kadar sevebilir.* *Cennetteydim;cehennemin ortasında bir cennet...*