3.bölüm

759 50 24
                                    

Yatakhaneye çıkan merdivenlerin bir köşesine oturmuş,ahmakça,ismini bilmediğim,rüyamda gördüğüm vampir zımbırtısına benzettiğim,aşırı derecede yakışıklı,seksi çocuğu düşünmekle meşgul aptal kız rollerine bürünmüştüm.

Gerçekten bu çocuk neyin nesiydi?

''Evet okulumuzdaki yeni öğrenci sensin demek ha?''sarı,uzun saçları beline kadar olan,oldukça gösterişli, siyah,vücuduna yapışan deri bir elbise giymiş,harikulade bir güzelliğe sahip olan bir kız karşımda,tek ayağını,oturduğum basamağın üzerine koyarak konuşuyordu.

''Gördüğün gibi şekerim.''diyerek lafı uzatmadım ve oturduğum yerden kalkarak elimi ona doğru uzattım ve yanında duran birkaç kendini beğenmiş kıza göz attım.

Uzattığım elimi boş çevirdi ve: ''Burada yeni olduğuna göre şunu bilmelisin.Burada öyle aklına estiği gibi davranamazsın,burada hükmünü sürdüren tek bir kişi var o da benim,yani aklını başına al.''

''Zaten benim de başımı belaya sokma gibi bir niyetim yok,özellikle senin gibi kendini beğenmiş birileri yüzünden.''aman Tanrım,bu sözleri söylediğime göre galiba bela istiyordum.

Öylece yüzüme dik dik baktıktan sonra bir eliyle omzumu dürttü ve saçımdan bir tel kopardı.Acıdan değil şaşkınlıktan bağırmıştım.

''Daha başka bir şey söylememe gerek yok herhalde?Toz ol.''dedi ve haince, pis bir ifadeyle sırıtarak uzun sarı, yolunasıca saçlarını savurarak yanımdan uzaklaştı.

Olduğum yerde öylece durdum ve hiç kıpırdamadan sinirlerimin yatışmasını bekledim ama bu mümkün olmuyordu.Suya ihtiyacım vardı,dilim damağım kurumuştu.

''Al buna ihtiyacın var gibi görünüyor.''elinde tuttuğu su şişesini bana uzatan kişiye baktım.Aman Tanrım!Yine o rüyalarımın şerefsizi,pardon vampiri.

Elimi utangaç bir şekilde ona uzattım ve şişeyi alarak teşekkür bile etmeden suyu kafama diktim.Ağzımdan akan suları da koluma silerek şişeyi ona geri uzattım ve salağın teki olduğumun kanaatına şu an vardım.Neden su şişesini tekrar ona uzatıyordum?

Bana öylece tek kelime etmeden baktı ve tam arkasını dönmüş gidecekken ''Teşekkür ederim,yani,su için.''dedim ve tekrardan bana dönerek:

''Gerek yok,zaten onu çöp kutusunun kenarında bulmuştum."dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme belirdi ve bu gülümsemenin sebebi benim tam bir aptal gibi gözüken suratımdı.

''Şakaydı.''dedi ve hızlı bir şekilde merdivenlerden yukarı çıktı.

Buraya gelmemin üzerinden sadece 1 hafta geçmişti ki hala buraya adapte olamamıştım ve sadece tek bir arkadaşım vardı Kim Nana.Tabi ona da arkadaş diyebilirsek.

Odamın kapısını çarparak içeriye girdim ve kendimi yatağa atarak ismini bilmediğim egomanyak vampir yakışıklıyı düşünmeye başladım.

Erkeklerle hiç tecrübem yoktu.Hiç erkek arkadaşım olmamıştı ve ne yaptığımı ve ne yapacağımı da bilmiyordum.

Tek bildiğim aramızdaki bu tuhaf gerilimdi.

Benim hakkımda ne düşündüğünü merak ederek kafamı yormak yerine cevaplara,gerçeklere,dürüstlüğe ihtiyacım vardı.

Burnumu tuttum ve sıktım ardından tuttuğum nefesi bıraktım ve yatağımdan paldır küldür kalkarak odamda bulunan mini buzdolabından bir kutu kola aldım ve tam ağzıma dikecekken,biri kapımı hızlı bir şekilde çalıyordu.

Kapıyı açtığımda karşımda duran kişi, orta boylarda,kahverengi saçları pırıl pırıl parlayan,yüz hatları bir çok kızdan daha güzel olan,oldukça yakışıklı diyeceğim tipten bir erkek duruyordu.

Yüzünde bir gülümsemeyle elini uzattı ve ''Ben Myungsoo,bu okulda yeni olduğunu duydum ve ilk ders için seni çağırmaya geldim.'' oldukça kibar gibi olmasına rağmen yüzünde sert ve kendinden emin bir ifade vardı.

Bende elimi uzatıp elini sıktım ''Benim ismim de Rain...ve ''daha sözümü tamamlamaya fırsat bulamadan Kim Nana yanımıza gelerek Myungsoo'ya kısa cilveli bir bakış attıktan sonra kolumu tutarak beni çekiştirmeye başladı.''Yürü ilk dersini kaçırmak istemezsin''dedi.

Myungsoo,bana kibar bir şekilde el salladıktan sonra yanından uzaklaştık.

''Ondan uzak dur,o benim.''Kim Nana benim bile zor duyabileceğim bir şekilde kulağıma fısıldamıştı.

''Tipim değil,ayrıca sanki senin malınmış gibi ondan öyle bahsetme.''diyerek çıkıştım.Hangi akla hizmet onu korumuştum ki?

İki kat aşağı indiğimizde,koridorun sonunda,büyük mavi bir kapısı olan sınıfın önünde durduk ve Kim Nana ''Birkaç hafta dersler iptal edildi.''dedi ve ben ağzım bir karış ona bakakaldım.

''O halde ipi kopmuş danalar gibi neden beni ordan oraya sürükledin?Manyak mısın sen?''diye atarlandım.

''Rain,burada yenisin evet ama Myungsoo'yla konuşmana tahammül edemem,o yüzden seni ondan koparıp aldım''.dedi ve çirkin bir şekilde gülümsedi.

''Ne?Neden kıskanç bir sürtük gibi davrandın ki?Afedersin,arkadaşımsın ama bunları sana söylemem senin yararına.Myungsoo ya da herhangi birinde gözüm yok!''öyle bir bağırmıştım ki koridorda olan insanların hepsi bana sorunlu bir insanmışım gibi bakış attılar.

''Her neyse ben seni uyardım sevgili arkadaşım''.dedikten sonra saçlarını savurarak yanımdan ayrıldı.

İnsanların onu tuhaf bulmasını anlamıştım,hem tuhaftı hem de sürtüğün tekiydi.

Aman Tanrım!İsimsiz yakışıklı, koridorun sonundan buraya doğru geliyordu ve yanında o sürtük kız topluluğu vardı.

Lanet olsun!Geçen gün benimle uğraşan o sarı saçlı sürtük ve arkadaşlarının onun yanında ne işi vardı?

İsmini bilmediğim yakışıklı öyle güzel bir ifadeyle bana bakmıştı ki olduğum yere resmen kilitlendim.Ta ki sarı sürtüğün yanıma gelerek ''Woohyun'dan uzak dur madde 1.''diyerek omzuma vurmasıyla yere kapaklanmam bir oldu.O anda düşmemi değilde WOOHYUN'u düşünüyordum.

Demek adı WOOHYUN'du.Amanın duyduğum en güzel isimdi.Söylemesi de çok hoş değil mi?

Woohyun oturduğum yerde bana öylece baktı ve ben de belki bir centilmenlik yapıp beni yerden kaldırır falan diye düşündüm,lakin ondan tık yoktu.

''Yerler oldukça temiz,senin kıçınla temizlenmeye ihtiyacı yok.''dedi ve sürtüklerle birlikte yanımdan gitti.

Arkasından küfürler saçmak istiyordum ama yapamadım.

Sonunda adını öğrendim ve zafer kazanmış gibi hissediyorum.

Ondan sürekli ismini bilmediğim yakışıklı çocuk diye bahsetmek cidden yorucuydu.

Woohyun....Woohyun...Woohyun....Woohyun....Woohyun...Woohyun....Woohyun....Woohyun...Woohyun....Bu isim beynimin içinde yüzlerce kez tekrarlanıp durdu....

KAN ŞEHVETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin