Okulun koridorlarını işgal etmiş olan kırmızı gözlülerin yanından geçerken nedenini bilmediğim bir halde sadece Woohyun'un ismini sayıklıyordum...
Kendimi ona endekslediğim için kendimden nefret ediyordum.
Kimsenin yardımına yada varlığına ihtiyaç duymayan ben şimdi bir vampire takıktım.
Yemin ederim salağın tekiyim ama elden ne gelir.
''Myungsoo?''Myungsoo kırmızı gözlülerin yanından bana doğru geliyordu ama onda bir tuhaflık vardı ve bu tuhaflık beni görmezden gelerek yanımdan geçip diğer birkaç kırmızı gözlü kızın yanına gitmesiyle daha da tuhaflaştı.
Eski Myungsoo'dan eser yoktu.Tamamen farklı,değişmiş bir Myungsoo'ydu bu.
Beni gördüğü an yanıma koşa koşa gelen o sevimli Myungsoo'dan eser kalmamıştı.
Hatta saç şeklini bile değiştirmişti ki saçları onun için çok önemliydi ve tek bir modelden başka bir model kullanmazdı.
Ayrıca eskisinden daha faza yakışıklıydı ama neyse.
Odama giderken aklımdaki tüm düşünceleri,tüm takıntıları bir torbaya koyup camdan fırlatmak istiyordum çünkü artık rahat bir uyku çekmek istiyordum.
Ve düşüncelerim bir kez daha şu lanet olası öğle yemeği vakti ziliyle son bulur.
''Gitme zamanı!''Sunggyu birden omzumdan beni dürterek sürüklemeye başladı.
''Nereye gitme zamanı?''Bu şartlar altında böyle aptalca sorular sormam gayet normaldi.Neredeyse 3 gündür uyumamıştım.
''Öğle yemeği zilini duymamak için sağır olman gerekiyor.''Sunggyu bana aptalmışım gibi bakmayı kesmeden hemen önce Woohyun'un okul kapısının önünde beklediğini gördüm.
''İyide yemek salonu şu tarafta.''dedim ve hemen yemek salonunun olduğu kısmı işaret ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN ŞEHVETİ
Vampiros*Sonsuza kadar yaşayabildiğinde ne için yaşarsın?* *Sonsuzluk şimdi başlıyor.* *Sadece bir vampir sonsuza kadar sevebilir.* *Cennetteydim;cehennemin ortasında bir cennet...*