''Rain gerçekten aptalın tekisin.''Bunu Woohyun'dan duymaya alışmıştım ama Myungsoo'dan duymak biraz beni üzmüş,şaşırtmış ve korkutmuştu.
Çünkü bu onun tamamen değiştiği anlamına gelirdi.
''Birşey söyleyebilir miyim Myungsoo asıl aptal olan sensin daha ne olduğu belli olmayan aptalın tekisin.Pardon yaratıkmı demeliydim?''lanet olası çenem yine açılmıştı ama bu sefer kendime kızmıyordum,kendimle acaip bir şekilde gurur duyuyordum.
Ve çenem birkez daha başıma bela açtı.
Myungsoo daha cümlemi bitirmeden üzerimize doğru gelmeye başladı.Woohyun beni arkasına almıştı.Korkuyordum evet ama kendim için değil.Myungsoo'nun Woohyun'a zarar vermesinden korkuyordum.
Aslında gerçekten aptalın tekiyim çünkü Woohyun'a zarar veren tek bişi bendim.İçsel olarak yani.
''Myungsoo onların yanına çok yakışmışsın.Adeta kırmızı gözlülerin maskotu gibisin.''Woohyun soğuk bir ses tonuyla konuşmuştu ve dudaklarında çarpık bir gülümsemeyle Myungsoo'yu baştan aşağı süzüyordu.
Myungsoo'dan aynı yırtıcı bir hayvan sesi yükselmişti ve birden ellerinden sivri pençeleri çıkıverdi.
Aman Tanrım!Myungsoo vampirmi?kurtadam mı?ne olduğu belirsiz bir yaratıkmı?yoksa hepsi birden mi?
Okula geldiğimden beri ilk defa Woohyun'un yüzünde endişe görmüştüm.Oda saliselikti.Ama yinede görmüştüm.Kendisi için değilde benim için endişelendiğini biliyordum ama o herzaman duygularını belli etmekten kaçınıyor.
''Woohyun gidelim,lütfen!''beni dinlemese bile konuşmaya devam ederek buradan gitmemiz gerektiğini söylüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN ŞEHVETİ
Vampire*Sonsuza kadar yaşayabildiğinde ne için yaşarsın?* *Sonsuzluk şimdi başlıyor.* *Sadece bir vampir sonsuza kadar sevebilir.* *Cennetteydim;cehennemin ortasında bir cennet...*