8

117 8 11
                                    

Minho'nun bakış açısı

"Changbin Felix niye beni arıyor lan."

"Oğlum ne halt yedin sen."

"Ya şimdi onu bunu bırak ta benim Jisung'un yanına gitmem lazım."

Koşar adımlarla birlikte yüzüme taktığım gülüşle Jisung'un yanına gittim. "Telefonumu arabada sanıyordum, düşürmüşüm. İki saatir onu arıyordum. Oh, merhabalar bayım."

"Han sohbet için teşekkürler, benim gitmem lazım. Lütfen kendinize iyi bakın."

Psikiyatrist Chan gittiğinde Jisung'a arkasından sarıldım. "Vay be, biriyle konuştun demek. Beklettiğim için özür dilerim, hadi bişeyler yeme-"

"Know sen naptın?"

"Naptın, derken?"

"Felix'e naptın?"

"Gerçekten Felix'e bişey yapmadım. Niye sordun ki?" Bilmiyormuş gibi davranıyordum. Evet Felix adımı bağırarak bana sövmüştü, ama bunun hakkında bi fikrim dahi yoktu. "Felix geldi. Senin adını haykırıyordu. Ona zarar mı verdin."

"Tabi ki de hayır sevgilim. Arkadaşıma niye zarar vereyim ki."

"Boşver. Ne yapacaksak yapalım da eve gidelim bir an önce."

"Tabikide efendim. Arabaya kadar eşlik edeyim size."

"Kolumu bırak."

"Peki sen nasıl istersen."

Felix'in bakış açısı

Jungwon'la animelerle dizileri karışık bir şekilde izlemiştik bütün gün.

"ATEŞ NEFESİ. ALTINCI FORM. BİLMEMNEEEE!"

"CHİDORİİİİİ!"

"JAKEEEEEEE!"

"Jungwon o diziden di."

"He, karıştırdım."

Koltuktan yavaş yavaş doğrulunca ağrıyan sırtımı tuttum. "Ananı seveyim felç olmuşum lan."

"Bişey sorucam Yongbokie, biz kaç saatir burda oturuyoruz."

"Saat kaç."

"Saat akşam 7."

"Oha! Biz 9 saatir aralıksız film izlemeye mi takıldık lan."

"Çüş, oldu mu o kadar."

"Kalk yiyecek bişeyler hazırlayak."

"Tamam."

"Bişey dicem. Bence dışarda yiyelim, sonrasında benim bi işim var. Sen eve geçersin bende sonra gelirim. Olur mu?"

"Bana uyar. Değişip geleyim ben."

"Bende aynı şekilde."

Jungwon oturma odasından çıkınca bende bavulumu açtım. Siyah deri bir kotla aynı renklerde siyah bir ceket ve tişört çıkarıp giyindim. Saçlarımı da düzeltip çıktım. "Felix!" Jungwon uçar adımlarla odaya daldı. "Bak bu evin yedek anahtarı. Sana veriyom. İstediğin zaman gelirsin."

"Süpersin kanka. Hadi gidek."

Siyah ayakkabılarımı poşetten çıkarıp giyindim ve Jungwon bi anda kolumu tutup beni çekiştirmeye başladı. "Seni harika bi yere götürücem kanka."

"Umarım oraya bi parçam eksik gitmem."

"Ne?"

"Kanka öyle bi çekiyon ki kolumu kopacak birazdan."

"Yav sende hızlı yürü biraz."

"Tamam hadi gidek o bahsettiğin yere."

Boş bi sokağın ortasında durduğumuzda Jungwon'a dönerek sordum. "Kanka, nerdeyiz biz."

"He dur buldum. Şu binanın yanındaki dar koridordan ikinci kapıya gireceğiz."

"Sen bizi nereye getirdin tam olarak."

"Buranın sosislileri harika oluyor."

"Kanka kendimi sen öyle deyince uyuşturucu kaçakçısı gibi hissettim. Öyle dar sokaktan bilemneyinci kapı falan."

"Hadi lafı uzatma da gidek."

Kapıdan içeriye geçince dışarısı ne kadar korkutucuysa içerisin de bi o kadar şık olduğunu farkettim. Boş bi masaya oturup siparişlerimizi verip yemeye gömüldük. Sabahtan akşama kadar koltukta aç aç takılınca bi o kadar da acıkmıştık. Biraz sohbet edip o küçük mekandan ayrıldık. "Kanka benim işim vardı da. Ben geç gelicem."

"Tamam kanka. Anahtarın var nede olsa. Ben kaçar."

Jungwon'a el sallayıp ayrıldım. Minho'ya ilgilenmem gerekti. Bir taksiye atlayıp Minho'nun villasının önünde indim. Jisung'la birlikte kalıyorlardı. Kapyı tıklatıp açmalarını bekledim. Kapıyı Minho açmıştı."

"Hoşgeldin! Gel geç içe-"

"Ne yaptığını biliyorum."

"Ne?"

"Sizi gördüm."

"Neyi gördün Felix."

"Ona aşıksın. Jisung'a olan duyguların bitmiş sanırsam. Benimkin-"

"JİSUNG'U SEVİYORUM FELİX , SEN İYİ MİSİN!"

"Know? Felix? Ne duygusu? Ne bitmesi?"

"Han bak senin bu sevgilin var ya, seni aldatıyor."

"N- Ne?"

"Han onu dinleme. Felix sen neyden söz ediyorsun gerçekten anlamıyorum."

"Ara caddede, Hyunjin'le sarmaş dolaştınız. O seni belinden kavramış, sen ona sarılmış bi şekilde birbirinize bakıyordunuz."

"Know?"

"Han, bak ikinize de açıklayacağı-"

"Ne o, sende mi Hyunjin'le aynı bahaneyi uyduracaksın."

"Felix anlamıyorsun."

"Sana güvenmiştim Minho, seni kardeşim olarak görüyordum. Ne zamandır sürüyor ilişkiniz?"

"FELİX ALLAHINI SEVİYORSAN SUS! Ayağım kayd-"

"Beni sevmiyor musun Know?"

"Han ba-"

Minho lafını bitiremeden Jisung arkamdaki açık kapıdan koşup gitmişti. "JİSUNG! FELİX SEN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN!"

"ASIL SEN NE YAPIYORSUN! BENİM SEVGİLİMLE ÇIKIYORSUN MİNHO!" Kapıya koşmaya çalışan Minho'yu omuzlarından tutarak durdurmaya çalışıyordum.

"SENİNKİYLE ÇIKTIĞIM FALAN YOK! Bırak beni Jisung'un yanına gideyim. Başına bişey gelebili-"
Lafını bitirmesine izin vermeden onu arkasındaki açık olan odaya itip kapıyı dışardan kitledim. "FELİX! AÇ ŞU KAPIYI! JİSUNG DIŞARDA! AYICA O OLANLAR YANLIŞLIKLA OLDU! ÇIKAR BENİ!"
Daha fazla konuşmadan Jungwon'un evinin yolunu tuttum.

...

Anlaşılma | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin