10

102 9 19
                                    

Eve sessiz bi şekilde girdim. Jungwon'u uyandırmamaya çalışarak koltuğa uzanmasını sağladım. Ardından ise üstümü değiştirip kendimi yer yatağına attım.

Sabah üstümde bi yükle uyandığımda nefes alamadığımı farkettim. Kafamı biraz kaldırıp baktığımda Jungwon'u üstümde buldum. "ULAN JUNGWON YATACAK YER Mİ BULAMADIN DOMUZ! KALK ÜSTÜMDEN!" Jungwon neye uğradığını şaşırmış gibi üstümde çırpınıp yanıma düştü. "ÖYLE İNSAN MI KALDIRILIR TAVUK. Kalktım işte." İkimiz de yataktan doğrulup koltuklara gömüldük. "Kanka ne yapalım bugün. Son iki gündür ful dizi falan izliyoruz. Farklı bişey yapalım."

"Benim aklıma bi fikir geldi."

"Ne geldi domuz."

"Lunaparka gidelim mi?" Heyecanlı bir şekilde bana baktı. Bende yüzüne bi gülüş takıp cevap verdim. "Güzel fikir. Ben bize yiyecek bişey yapayım sonrasında ise gidelim."

"Okee. Ben üstümü zıbarıp gelcem."

İkimiz de koltuktan kalkıp odadan ayrıldık. Mutfağa girdiğimde ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Aklıma avokadolu tost gelince hızlı bi şekilde yapmaya başladım. ( Fic yazarken size de bi tarif vermiş oluyum. Ben yapmıştım çok güzel olmuştu. Deneyin derim." İki kişi olduğumuz için iki tane avokado çıkarıp içlerini bir kapa boşalttım. İki yemek kaşığı zeytinyağı ( tek kişi için bir kaşık), bi çay kaşığı tuz, yarım limon (suyu, tek kişi için çeyrek ), bi tutam karabiber, kekik bide ezilmiş bir diş sarımsağı da kaba ekleyip mıç mıç hale gelene kadar ezmeye başladım. Kızarttığım ekmeklerin üstüne sürüp yumurtaları hazırlamaya başladım. İki tane yumurtayı zeytinyağında kırıp pişmeye bıraktım. Yumurtalar pişince ikisini de tostların üstüne koydum. İçecek olarak ta ikimize bir kupa latte hazırladım. İşte kahvaltımız hazırdı. "Uykucu domuz! Kahvaltı hazır! Getir kıçını buraya!" Jungwon hızlı adımlarla mutfağa girip masaya geçti. "Ooooo kanka ellerine sağlık."

"Hadi zıbaralım, açım."

İkimiz de kahvaltılarımızı zıbardıktan sonra Jungwon ayağa kalktı. "Kanka ben tabakları halledeyim, sen üstünü değiş."

"Okeeee." Uyuşuk adımlarla oturma odasına girdim. Çantamdan çıkardığım kot pantolon ve rahat gömleği üstüme geçirip saçlarımı taradım. Az bi spreyle son dokunuşları yaptıktan sonra mutfakta beni bekleyen Jungwon'un yanına gittim. Masanın üstünde duran bel çantamı takıp gözü dalan arkadaşıma parmak şıklatıp kendine getirdim. "Alo, dünyadan domuza."

"Öff dalmışım. Hadi gidek."

Hyunjin'in bakış açısı

Birkaç gündür bişey yemiyordum. Arada uyuya kalmam dışında gözüme uyku da girmiyordu. Sadece bi yanlış anlaşılma ya, sadece. Acaba Felix şuan ne yapıyor. Her ne kadar bana öfkeli de olsa aklımda çıkmıyordu. Ellerim buz gibi olmuştu. Karnım gurulduyor, başım dönüyor, gözlerim kararıyordu. Yapıştırıcıdan dolayı da ipleri koparamıyordum. Daha ne kadar burda kalacaktım acaba.

Felix'in bakış açısı

Birkaç saat sonra

Jungwon'la beraber lunaparkta akşamı etmiştik. "Kanka ben açlıktan ölcem. Bak şurda seni satıyorlarmış onlardan alalım."

"Seni satıyorlarmış derken?"

"Tavuk satıyorlar."

"Senin yapacağın -"  yanımda duran Jungwon'un sırtına bir tane geçirdim. "Tamam kanka ya. Hadi ben ısmarlıyorum."

"İşte şimdi olur." İkimiz de hızlı adımlarla tavuk satan tezgaha gidik bi kutu tavuk aldık. Yandaki masalardan birine oturup gömmeye başlamıştık. "Aaa, selam Yongbok." Arkamdan Jeongin'in sesi gelmişti. Kafamı çevirip dolu ağzımı da kapatıp selam verdikten sonra Jeongbin ikilisi hemen bizim yanımıza geçmişti. "Eeee Felix, Hyunjin nerde?"

"O konuyu konuşmasak Changbin."

"Neden Jungwon. Felix, iyi misin?"

"Bi olay işte. Artık o yok."

"O yok derken Felix. Jungwon, neler oldu."

"Ya dicem de kızmayın bana. Hyunjin Felix'i Minho'yla aldatmış. Şimdi Hyunjin evde tek, bağlanmış bi şekilde. Minho ise bi odada kapalı. Felix bende kalıyor."

"Felix emin misin. Hyunjin yapma-"

"Durun durun. Felix sen yanlış anlamışsın."

"Neyi yanlış anlamışım Jeongin. İkisi de aynı şeyi anlattı. İkisine de güvenmiyorum."

"Bak biz senin anlattığın akşam Minho'yla konuştuk. Konuştuklarını anlatır ( konuşmayı mor hisden bulabilirsiniz. ). Herşey böyleydi Felix. Sizin eve gitmemiz lazım. Hyunjin gebermeden önce." Jeongin'in anlattıklarıyla kalbimde bi sızı oluşmuştu. Gerçekten yanlış anlayan bendim. Elimdeki tavuğu bıraktım ve fırlar adımlarla eve koştum. "FELİX BEKLE! BİZDE GELELİM!" Jungwon arkamdan bağırıyordu. "HAYIR! BENİM HALLETMEM LAZIM!" Herşey benim suçumdu. Herşey...

...

Anlaşılma | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin