11

82 8 8
                                    

Eve koşararak gidiyordum. Ben nasıl bu kadar aptal olabilirdim ki. En başından beri ikisi de doğruyu söylüyordu. Ve benim gözümü öfke doldurduğu için doğruları görememiştim. Anahtarı kapının deliğine sokup çevirdim. Hyunjin sandalyede yarı baygın tavanı izliyordu. "Sevgilim! Gerçekten çök özür dilerim. Lütfen, affet beni. Kendimde değildim. Herşeyi unutalım ha, ne dersin?" Aynı zamanda ipleri çözmeye çalışıyordum. Aptal ben, yapıştırmıştım bunları. Hemen mutfağa koştum ve bir bıçak alarak geri döndüm. İpleri ona zarar vermeden kesmeye çalışıyordum. Nihayet çözülünce Hyunjin'in bacağına oturdum ve ona sıkıca sarıldım. "F- Felix?"

"Sevgilim, affet beni." (Cr olsa "n*h affeder şrefsiz" kfldleldşdşşd.) "Sevgilim? İyi misin?" Hyunjin cevap veremiyordu. Gözleri açık bi şekilde uyuyor gibiydi. "Bak sevgilim cevap ver endişeleniyorum. Hyunjin? Hyunjin!" Öylece kalmıştı Hyunjin. "Dayan sevgilim ambulans çağırıyorum." Elimde telefonla hastanenin numarasını tuşlarken aynı zamanda mutfağa doğru hızlı adımlarla gidiyordum. Bi bardağı ağzına kadar suyla doldurup dökmemeye çalışarak Hyunjin'e getirdim. Bardağı ağzına yaklaştırınca yavaş yavaş içmeye başladı. Günlerdir ne yemişti ne de içmişti. Doğru düzgün uyuduğunu da düşünmüyordum. Yazdığım numarayı arama butonuna bastım ve Hyunjin'in gözünden akan bi damla göz yaşını sildim. "Alo,merhabalar. Sevgilim çok halsiz ve bayılacak gibi. Günlerdir bişey yemedi ve uyku eksikliği çekiyor. Lütfen yardımda bulunur musunuz."

"Merak etmeyin efendim. Sistemden konumunuzu buldum. Ekip arkadaşlarım kısa bi süre içerisinde orada olacaklardır."

Telefonu kapattım ve yine Hyunjin'e sıkı bi şekilde sarıldım. "Beni affeder misin sevgilim, lütfen. Çok geç anladım gerçekleri. Öfke gözümü boyamıştı. Yalvarıyorum sana." Kafamı onun omzuna gömmüştüm. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Kısa bi süre sonra kapımız çalındı. Hyunjin'den ayrılıp kapıyı açtım. Gelen sağlık ekibiydi. İçeriye girip Hyunjin'in yanına gelip bi takım kontrollerini yapmaya başladılar. "Efendim, hastamızın bu gece hastanede kalması lazım gibi görünüyor. Lütfen arkadaşlarım onu sedyeye kaldırırken size ambulansa kadar eşlik edeyim." Karşımda duran görevli benle konuşurken suspus kalmıştım. Benim yüzümden bu hale gelmişti Hyunjin. Onu sedyeye kaldırırlarken bi görevli ise koluma girmiş beni ambulansa götürüyordu. Ambulansın içine girip bi kenara oturduktan kısa bi süre sonra Hyunjin'i de ambulansa kaldırmışlardı. Gözleri kapalıydı, uyuyor gibiydi. Görevlilere soru soracak cesaretimde yoktu ki, ben sebep olduğum için. Sessiz bi şekilde hastaneye doğru yola çıktık. Görevliler de bi yandan Hyunjin'le ilgileniyorlardı. Hastaneye vardığımızda Hyunjin direk olarak bi odaya kaldırılmıştı. Tabi ben de arkalarından koşturuyordum. Odaya vardığımızda bi görevli Hyunjin'e serum takarken sordum. "Sakıncası yoksa şu koltuğu yatağa çevirsek olur mu? Yanında kalmak istiyorum da." Yanındaki koltuğu göstererek. "Hastanın yakınımısınız?"

"Evet."

"Tamam o zaman efendim izninizle koltuğu halledeyim." Biraz çekilerek görevlinin geçmesini sağladım. O koltuğu yaparken bende yatakta baygın olan Hyunjin'in elini tuttum. Onu bu şekilde görmek içimi yakmıştı. "Efendim? İyi misiniz?" Bana seslenen kadını duymamla başımı çevirdim. "Özür dilerim dalmışım da." (Cr olsa "ben sana bi dalarım hyvan herif" dödşdşdşdşşd. Valla yazarken bi yandan Cr'nin düşüncelerini de tahmin ediyorum.)

"Koltuk hazır efendim. İsterseniz size yiyecek bişeyler getireyim."

"Hayır teşekkürler." Hyunjin böyleyken benim boğazımdan nasıl bi lokma geçebilirdi ki. Kadın başıyla onaylayıp odadan çıktı. Bende hemen koltuğa yığıldım. O anın yorgunluğuyla uyuya kalmıştım bile.

Bi sonraki bölüm

"Hyunjin hastaneye acilen dönmemiz lazım."

"Noluyor Felix?"

"Jisung..."

(Hoooop süpriz spoiler. Bu seferlik pazar günü fazladan bi bölüm paylaşıcam. Hemde ağlama garantili. Şimdiden ağlayabilirsiniz arkadaşlar. Özür dilerim şimdiden, Jisung adına...)

...

Anlaşılma | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin